Para ne tanrıdır ne de şeytan,
ama bir enerji şeklidir.
Sevgi ve korku gibi,
size hizmet edebilir veya bağlıyabilir,
onu nasıl kullandığınıza bağlı olarak.
Amaçlarınızı netleştirerek
ve yeteneklerinizi kullanarak,
iyi para kazanabilirsiniz,
keyif aldığınız şeyi yaparak
hizmet ederken
ruhunuzun en yüce çağrısına.
Parayı bilgece ve iyi kullanarak,
kendi maddesel
ve spiritüel zenginliğinizi
dünya ile paylaşabilirsiniz.
Yol haritası: Paranın Akışı
Kişisel büyümenin kapsamında, para bir değiş tokuş aracı veya hazır nakit olmanın ötesindedir. Çoğumuzun finansal kıtlık zamanları yaşamış olmasına rağmen, bizlerin para ile olan ilişkisi bizlerin enerji ve hizmet ve ruh ile olan ilişkisini, bizlerin toplum içinde işleyiş kabiliyetimizi, bizlerin zevke ve bolluğa olan açıklığını, bizlerin gerçeklik durumunu yansıtır. Para bizlerin diğer insanlarla olan etkileşimini, bizlerin alma-verme kabiliyetinin kalitesini yansıtan aynadır. Para hayatta kalmayı, güvenliği, korunmayı, barınmayı, yiyeceği, aileyi, yaşamsallığı temsil eder. Çek defterinizi dengelemekten daha karmaşık olduğu barizdir.
Eğer spiritüel yaşam toprak üzerinde başlarsa, para, üzerine inşa edebileceğiniz bir alt yapıdır. Yaklaşık 120 yaşlarında, bir seyyah olarak dünyayı dolaşan, bir Hint Meleği ve yogisi olan Shivapuri Baba’ya bir gün spiritüel yaşama başlamanın en iyi yolunun ne olduğunu sormuşlar. Onun tavsiyesi şöyle olmuş: “öncelikle bir alt yapı hazırlayın – paranızı iyi yönetin.” (Çok çalışma ve sade bir yaşam yolu ile, o genç yaşlarında küçük bir değerli taş torbası edinmişti, ve gerektikçe bunlardan alarak kullanırdı.)
Günlük Yaşamda Para
Bu yazının ilk versiyonlarından birini okuyan arkadaşım Pam şöyle dedi, “Ben, Everyday Enlightenment (Günlük Aydınlanma) kitabındaki Manage Your Money(Paranızı Yönetin) bölümünün, zihnimizi eğitmek veya korkularımızla yüzleşmek bölümleri kadar önemli olduğunu düşünmüyorum.” Birden saatine baktı. “Oh, hay allah, bak saat kaç olmuş! Banka on dakika sonra kapanacak!” Paranın neden o kadar önemli olduğunu merak ederek, Pam bankaya koşarak gitmek zorunda kaldı.
Daha sonra Pam bana, bankaya giderken yolda, zamanının, düşüncelerinin ve dikkatinin ne kadar büyük bir bölümünün – faturaları ödemek, çek defterlerini dengelemek, büyüyen ailesi için ilave edilecek odanın masraflarını tartışmak gibi – para etrafında döndüğünü fark ettiğini söyledi. Bankadan sonra yiyecek alışverişine gitti, sonra mobilya mağazasına uğradı ve çocuklarından biri için alması gereken yatak fiyatlarına baktı. Tüm bu etkinlikler para ile bağlantılıydı. Tıpkı Pam gibi, çoğumuzun o veya bu şekilde para telaşları vardır – daha çok kazanmaya çalışmak, veya daha azı ile yaşamaya çalışmak gibi – sade, rahat, spiritüel yaşamayı öğrenerek.
Yiyeceğe, barınmaya, gereksinmelere ve hayatta kalmaya bağlı olarak, fakir insanlar parayı daha çok düşünmek zorunda kalabilirler. Statüye, seyahet etmeye, özgürlüğe, etkiye, seçeneklere bağlı olarak zengin insanlar da çoğu zaman parayı düşünebilirler. Fakat paranızı yönetmek, zengin olmaya veya yoksulluk yeminleri etmeye dayanmaz. Daha ziyade, süreklilik ve yeterlilik yaratmak ile ilgilidir – yaşamınızda dengeli bir finansal enerji akışı olmasıdır. Bu tür bir yönetim, sizi hayatta kalma meselelerinden özgürleştirir ki, böylece parasal meseleler zihninizi işgal etmez hale gelir ve dikkatinizi tekeli altına almaz. İçeri giren parayı, doğal ve olması-gerektiği-gibi, gitmesi gereken yerlere, en yüksek yararlara harcarsınız. Faturalarınızı memnuniyetle öderken, paranızın size hizmet veren insanların yaşamını desteklemeye yararlı olduğunu bilirsiniz. Bir şey bozulduğunda, bir çek yazar ve üzerinde daha fazla düşünmeye gerek duymadan, onu tamir ettirirsiniz. Yetersizlik çemberinden özgür olarak, dikkatiniz daha yüksek farkındalıklara ve deneyimlere yönelebilir.
Para seks gibidir;
ona sahip olmadığınız zamanlar
üzerinde daha çok düşünürsünüz,
sahip olduğunuzda ise
başka şeyleri düşünürsünüz.
—James Baldwin
Spiritüel Örnekleme
Sanırım siz, saf ve ulvi insanların imajlarını oldukça kolay hayal edebilirsiniz – bağış tasları ile dolaşan dine adanmışları, Hint fakirlerini, her dinde var olan rahip ve rahibeleri ki bunlar, dünyevi dikkat dağıtıcı olaylardan özgürleşebilecekleri bir spiritüel yaşam için parayı reddetmişlerdir. Para ticareti yapanları tapınaktan kovan İsa görüntüleri ve paranın kötülüğün kaynağı olduğunu ifade eden deyimler ve zengin kişilerin cennette girebilmek için zorlandığı ve ezilenin dünyayı miras aldığı görüntüler hepimize çok tanıdıktır. Bu tür görüntüler ve fikirler, bir çok kişinin zihninde, fakirlikle spiritüelliği eşitleyen örneklemeler yaratmasına yardımcı olmaktadır.
Ben parayı sevmiyorum
fakat o sinirlerimi yatıştırıyor.
—Joe Louis
Paranızı yönetmek, para ve paraya fazlası ile sahip olan zenginler hakkında karışık duygularınızın, suçluluk veya olumsuzluk hislerinizin bilincine vararak başlar. Eğer gönüllü yoksulluğu alçakgönüllük, iyilik ve spiritüellik ile ilişkilendirmişseniz, o zaman zenginliği ne ile ilişkilendiriyorsunuz? Bunun üzerinde düşünmeye değer çünkü para üzerine olan inançlarınız, büyük oranda, ona sahip olmaktaki etkinliğinizi biçimlendirecektir.
Para Neyi Satın Alamaz
Para güvenliği satın alamaz çünkü güvenlik psikolojik bir durumdur. Bazıları için bu, yeterli yiyeceğe, sırtında giysiye, başının üzerinde bir barınağa veya kendisini seven birine sahip olmaktır. Diğerleri için ise güvenlik, dünya yüzünde vergiden muaf hesaplarda milyonlarca dolarının olmasını gerektirir.
Para sevgi ve mutluluğu da satın alamaz. Bir telefon araştırmasında, San Fransisko Körfezi alanında bulunan 275 kişiye eğer bir milyon dolarları olsaydı kendilerini bariz bir şekilde daha mutlu ve daha sevgi dolu hissedip hissetmeyecekleri soruldu. Cevaplayanların yüzde yetmişi, “Evet. Kesinlikle” dedi. Daha sonra araştırmacı firma on milyoner ile irtibata geçerek, onlara şunu sordu, “İlk milyonunuzu kazandığınız zaman, bu sizi daha mutlu ve sevgi dolu bir kişi haline getirdi mi?”Cevaplar tam bir uyum içindeydi: “Hayır.”
Yaşamdaki en güzel şeyler –sabahları güneş ve geceleri ay- bedavadır. Ve para mutluluğu garantilemez. Fakat finansal bolluğun pratik bir çok yararları vardır. Mesela uyku bunlardan biridir –çoğu zengin kişi geceleri geç saatlere kadar oturarak çok parası olduğu için endişelenmez. Ayrıca, para mahremiyet, alan ve sessizlik de satın alır.
Yaşamı başarılı bir şekilde geçerken
üç şey bana yardımcı oluyor:
anlayışlı bir koca,
son derece iyi bir analist,
ve milyonlarca ve milyonlarca dolar.
—Mary Tyler Moore
Zengin insanların da problemleri var fakat hayatta kalma mücadelesi ile daha az karşı karşıyalar. Bazı yalnızlık çeken zengin insanlar ve mutlu olan fakir insanlar olabilir, fakat bütünsel olarak, parayı yönetebilmek kişiye bir üstünlük sağlar.
Yeterlilik için Basit Prensipler
Walden’de Henry David Thoreau israftan kaçınarak yaşamasının, kendi besinini yetiştirmesinin, kendi kulübesini Walden Gölü yakınında bulduğu atık kerestelerle yapmasının, senede altı hafta çalışarak sessiz, huzurlu bir yaşamı götürecek parayı kazanabilmesinin hikayesini anlatır. Onun bu deneyiminin takdir edilecek bir çok yönü vardır (bir veya iki mevsim devam ettirebilmiştir), fakat bu tür bir yaşam herkese göre değildir. Thoreau’yu Walden Gölü’nde takip etmek istemeyebilirsiniz, fakat aşağıda yer alan bazı basit kuralları takip edebilirsiniz:
İmkanlarınızın Altında Yaşayın
Bir çoğumuzun asıl para problemi onu daha fazla kazanabilmek yönündedir, fakat aslında onu nasıl harcadığımız daha önemlidir. Çünkü gelirimiz arttıkça, arzularımız ve masraflarımız da artmaktadır.
Bu bir denge meselesidir. Bir çok zengin insan sonunda borç içinde kalmaktadır.
Ne kadar para kazanırsanız kazanın,
eğer kazandığınızdan daha çoğunu harcıyorsanız
sonsuza dek fakir kalırsınız.
—Noah Webster
Paranın harcanması o kadar kolaydır ki, dikkat çekecek kadar çoğumuz, ileriki yıllarımız için, kenara ya çok az ya da hiç para koymamışızdır. Bu finansal disiplini uygulamak, parayı yönetmenin ana ilkesidir. Bir çok varlıklı kişinin zengin olmasının ve öyle kalmasının nedeni, olağanüstü gelirleri değil, varsayımlara dayanmayan yaşam tarzları ve kazandıklarından daha az harcama disiplinleri, geri kalanı yatırım olarak değerlendirmeleridir.
Önce Kendinize Ödeyin
Yetmiş yaşına kadar, kazandığınız her doların on sentini kenara koymayı kendiniz için değişmez bir kural haline getirin ve çocuklarınıza da aynı şeyi yapmayı öğretin. Faturaları ödemeden önce, bağışlarda bulunmadan önce, bu parayı sanki o hiç var olmamış gibi bir kenara koyun ve her ne olursa olsun, geri kalan ile yaşamayı öğrenin. Bu yüzde onu, bir birikim hesabına koyun veya çok temkinli bir yatırımda değerlendirin ve üzerine gelen faizlerin de yıllar boyu, gece gündüz, birikmesine izin verin. Süslü yatırım stratejilerine, tablolarına ve uzmanlara aldırmayın. Eğer deney yapacak kadar paranız var ise, bu da pastanın üst kreması olabilir. Gerçekten bir acil durumda, kendinize bu ana paradan çekerek harcamanıza gerek olup olmadığını düşünmek için bir kaç gün ayırın. Asla bu ana paranını yarısından fazlasını çekmeyin. Altmış beş veya yetmiş yaşında, her ne arzu ediyorsanız yapabilmeniz için, tamamı sizindir.
Paranızı Ayırın
Geliriniz ister vergileri kesilmiş olarak gelen bir maaş olsun, ister kendi patronunuz olun, paranızı yönetirken alacağınız en pratik adımlardan biri, bir bütçe hazırlamaktır; paranızı, açık bir şekilde belirli katagorilere ayırın. Bütçeyi yarattıktan sonra, ona sadık kalın. Bu radikal bir fikir olmamasına rağmen, bu ülkedeki kredi kartı borçlarının seviyesine bakıldığında, çok azımızın bunu gerçekleştirebildiği görülüyor. Eğer işinizde vergi önceden kesiliyor ise, her tür gelirinizi şu şekilde bölüştürün: Her 1000 $ kazancınız için-
-
Derhal 100 $’ı (%10) birikim hesabınıza koyun.
-
Kendi kendinizin patronu iseniz, vergi oranınızı karşılayacak bölüm kadarını bir kenara ayırın. Eğer gelirinizin belirli bir bölümünü hayır işlerine ayırıyorsanız, bu miktarı da kenara ayırın; bir şey kaldı mı acaba diye senenin sonunu beklemeyin. Eğer gelirinizin yüzde beşini hayır işlerine ayırmaya karar vermişseniz, bu her bir bin dolar’dan 50 $ ayırmayı gerektirir.
-
Zor günler için bir hesaba 50 $ koyun.
-
Bir hesaba yılbaşı ve diğer kutlamalar için 50 $ koyun.
-
Bir hesaba tatiller için 50 $ koyun.
Bunların toplamı 450 $’dır, geri kalan 550 $ (kazandığınız her bir 1000 $ için) ev masrafları içindir: kira, yiyecek, gerekli ihtiyaçlar, tıbbi ihtiyaçlar vb. Tam yüzdesi, üyelerinin yaşına, ihtiyaçlarına göre evden eve değişebilmesine rağmen ana prensip aynıdır – paranızı ayırın ve bir bütçe yapın. Bu finansal disiplini kullanmak, vergi-öncesi ve emeklilik-sonrası stresinin büyük çoğunluğunu önleyecektir. Paranızı yönetmenin mesuliyetini bu şekilde alarak, kendine-güven ve kişisel-saygı kazanırsınız.
İş Başarısında İki Gereklilik
Hemen hemen tüm iş girişimlerinde başarılı olmak için, büyük bir kuruluşta çalışıyor veya kendi kendinizin patronu da olsanız, şu iki prensip ile çalışmanız gerekir:
-
Öncelikle, yaptığınız işte iyi olun. Bu devam eden araştırma, çalışma, rafineleşme ve yenilikçilik demektir. İşinize bir beceri geliştirme eğitimi olarak yaklaşın. Hiç bir zaman olabileceğinizin en iyisi olduğunuza inanmayın. Her gün, her sene, işinizin efendisi olmak için gayret edin. Her ne yapıyor olursanız olun, eğer alanınızda en iyilerden biri olursanız, iyisini yapacaksınız (eğer aşağıdaki prensibe de dikkat ederseniz).
-
İkinci olarak, yaptığınızı iyi pazarlayın. Söylemeye gerek yok, bir çok alanda, bir çok inanılmaz, yetenekli insanlar var ve bunların başarısız olmasının tek nedeni kendilerini pazarlamaya isteksiz oluşlarıdır. İlk kırk listesinde bir çok kolay unutulacak ama iyi pazarlanmış klişeler yer alırken, şarkıları bir kaç kişi hariç diğerleri tarafından asla duyulmayacak olağanüstü müzisyenler tanıyorum. İşini sevgi ile yapan, ona gönülden bağlı olan, anlaşılabilir bir şekilde zamanının çoğunu o işte daha iyi olmaya harcayan bir çok kişinin, kendini daha iyi pazarlaması gerektiğini idrak edememesi çok üzücü bir tezattır.
-
Kendinize soru: Yaptığım işte iyimiyim? Değerli bir hizmet sunuyor muyum? Eğer cevap hayır ise, o zaman gözlerden uzaklaşın ve yaptığınız işi geliştirmeye çalışın. Fakat cevabınız evet ise, o zaman kendi borunuzu öttürün! Sizin varlığınızdan haberi olmayan kişilere yardım edemezsiniz. Pazarlama için içsel bir ilginiz olsa da olmasa da – ister bundan zevk alın ister almayın- yeni girişiminizin başlangıç aşamalarında enerjinizin ve ilginizin, yarısı bu olmak zorundadır. İşinizi pazarlamak, sizin başkalarına yardımcı olmanızı ve dünyaya sadece sizin yapabileceğiniz şekilde değerli bir hizmet sunmanızı sağlar.
Diğerlerine sunduğunuz hizmet
dünyadaki yeriniz için ödediğiniz kiradır.
—Wilfred Grenfell
Paranın Ruhu
Parayı idare etmenin ufak detayları içinde kaybolarak, bu kapının daha yüksek amaçlarını unutmak çok kolaydır: Spiritüel deneyim için kaynak yaratmak ve dikkatini hayatta kalma mücadelesinden uzaklaştırmak. Açlık Projesinin ilk yaratıcılarından Lynne Twist, New Dimensions Radio’da Michael Toms’a bunu şu şekilde açıkladı:
Para cansız bir objedir [fakat] eğer seçersek, biz ona spiritüel bir anlam ve ses ve güç ve bir ruh verebiliriz. Paranın bir ruhu yoktur, fakat bizim var, ve paranın içinden aktığı ve içinden konuştuğu kişiler bizleriz….. Ve ruhumuz bayunduruktan çıktığında, ruhun, kalbin verimliliği bayunduruktan çıkmaktadır. . . ve bu gerçek ile, tüm dünya size ait olmaktadır.
Tüm öğrendiklerimi, adanmış bir biçimde, öğretmeye kendimi adadığım zaman, bana daha çok bilgi akmaya başladı. Aynı şekilde, kendi verimli ruhunuzu paylaşmanın mutluluğunu hissettiğinizde, göklerden daha çok spiritüel zenginlik akmaya başlar, sizi ışığı ile yıkar. Paranızı yönetmek, gündelik aydınlanmayı yaşamanın bir diğer alanıdır.
Farkındalığın bu açısından, şimdi tüm inançların kaynağına dönebiliriz – zihine. O bazıları için bir hapishane görevi yapar, fakat senin için özgürlüğe giden anahtarı elinde tutuyor da olabilir.