Hiç nane yetiştirdiniz mi? Siz ne kadar nanesiniz? Hayatınızdaki nane adam ve nane kadınlarla nasıl başa çıkacaksınız? Bu güne kadar nanelik yapıp kaç hayatı yok ettiniz? Katil nanelerden nasıl korunacaksınız?

Nane’nin nasıl olup ta en azılı katillerden daha seri bir cinayet planlayıcısı olduğunu anlamak için önce doğadaki naneyi tanımalıyız.

Nane, güzel kokusu, ferahlatıcı tadı, şifasıyla pek çok yemeğin, içeceğin parçası olmuştur. Nane aynı zamanda çok rahat yetişen, yetiştirmek için tohumuna bile gerek duymayacağınız bir bitkidir. Kolaylıkla yetişir, dayanıklıdır, bahçıvanlar arasında “arsız” olarak bilinir.

Bir kez nane yetiştirdiyseniz, bir daha ki sefere onun alanını sınırlamanız gerektiğini, aksi takdirde tüm bahçeyi ele geçirdiğini, diğer hiçbir bitkiyi yaşatmadığını bilirsiniz. Bu nedenle bahçıvanlar naneyi plastik bir saksıyla toprağa gömerler ki, kökleri bu plastik saksıyı aşıp diğer alanları ele geçirmesin. Yani bir anlamda naneyi hapsederler.

Hapsedilmediğinde tüm alanı ele geçiren “nane”, bunu yaparken iyi niyetli gözükür. Zehirli otlar gibi belirgin bir yıkım amacı yoktur. Saygısızca gerçekleştirdiği bu katliam, onun yaşam mücadelesinin doğal sonucudur.

“Nane”nin derdi, ne olursa olsun var olmak, her yerde olmak, fark edilmek, alan kaplamak ve böylece güçlü olmaktır. Nanenin genetik kodu: “yayıl, alan kapla, var ol, dayanıklı ol, gerisi önemli değil” der ona. Her nasılsa nane, evrim sürecinde, güçsüz olduğu, yayılmaz ve alan kaplamaz ise yok olacağı yanılgısına kapılmıştır. Nane, yaptığını, doğası gereği yapar.

Önce boş alanları doldurur, sonra yavaş yavaş diğer bitkileri kenara çekilmeye zorlayarak, alanını genişletir, ta ki naneden başka hiçbir bitki kalmayana kadar.

Sonuçta artık bahçeniz yoktur, nane tarlanız vardır. Naneden başka hiçbir şey kalmamıştır ve eğer naneyi çıkartırsanız hiçbir şeyiniz kalmaz.

Nanenin bu yayılışı size tanıdık gelmiş olmalı. Hepimizin hayatında Nane olduğu dönemler olduğu gibi bize Nane olanların bulunduğu dönemlerde var. Belki hala böyle bir dönemdeyiz.

Nane’yi nasıl tanırsınız? Ya da Nane’lik nasıl olur?

Hayatınızda mutlaka Nane adamlar ve Nane kadınlar vardır. Hatta siz de dönem dönem Nane’lik yapmışsınızdır. Aksi mümkün değil, çünkü yaşadığımız toplum bize Nane olmayı iyi bir şey olarak öğretiyor.

Naneler:

– İyilik adı altında, her işe yardım ediyoruz deyip atlarlar, asıl amaçları bağımlılık yaratmaktır. Bu nedenle diğer kişinin bu işleri yapmasına müsaade etmezler.

– İşleri öyle bir yaparlar ki bir süre sonra sadece onlar ne olup bittiğini anlar olurlar.

– Paylaşıyoruz, birlikteyiz adı altında 24 saatin her anını sizinle geçirmeye bakarlar, kuş uçsa haberleri olsun isterler. Ve tüm bunları vicdanınızı sızlatarak yaparlar. Hayır demeye vicdanınız izin vermez.

– Sürekli egonuzu beslerler, öyle ki onlar olmadan yeteri kadar rahat ve güçlü hissetmemeye başlarsınız.

– “Yaptığım bunca şeyden sonra bana yeteri kadar”la başlayan cümleler kurarlar ve gittikçe daha fazla kendiniz olmaktan çıkıp, onların sizden istediği kişilik olmaya başlarsınız. Çünkü sizde Nane’nin hizmetlerinden faydalanıyor ve rahat ediyorsunuzdur.

– En sonunda tamamen erozyona uğrayıp Nane’nin istediği kişiliğe dönüştüğünüzde, Nane için büyünüz biter. Artık istila edilecek bir alanınız kalmamıştır. Artık, karşınızdaki Nane kişilik için verebileceğiniz bir şey yoktur, onlar ne kadar çok işi onlara yıktığınızdan şikâyet edip sizi sıkıştırmaya başlarlar. Ve sonunda da sizi yok edilmiş olarak bırakıp giderler. Geride kalan, karmakarışık, nereyi nasıl toparlayacağınızı bilemediğiniz bir hayat, tahrip edilmiş bir kişiliktir. Sizi öldürmüştür, cesedinize basıp giderken bir katil gibi değil, bir kurban gibi tavır takınır. Hem öldürülen hem de suçlu olarak arkada cansız yatan sizsinizdir.

– Ya da yarattığı tahribatın farkına varırsınız, zaten öldüğünüzü bilir, onsuz kalmayı göze alamazsınız ve onu hayatınızda tutmak için ne gerekiyorsa yaparsınız. Artık bir hayatınız yoktur, Nane’nin sizin için belirlediği hayatı uslu bir çocuk olup yaşarsınız.

Nane gibi davranmak da bir tür katliam, cinayettir. Önce her şeyi yaparım deyip, sonra bundan rahatsız olup, çekip gittiğimizde geride yok edilmiş bir hayat bırakıyorsak, o hayatı öldürmüş olmaz mıyız? Evet, oluruz ve bu bizi katil yapar. Bunu pek çok kez yaptıysak seri katiliz demektir.

Nanelikten Korunma

Nanelik özgüven eksikliğinden beslenerek ortaya çıkar. Nane kişilik başka hayatları ele geçirip, onların onayını, takdirini almadan kendini güvende hissetmez. Her zaman eksik özgüven sorunu olacağı için, her zaman yeni hayatlara, yeni istila alanlarına ihtiyaç duyar. Tüm bunları sevgi adı altında gizlenerek yapabilmesine olanak sağlayan toplumsal yapılar yüzyıllar önce kurulduğu için işi çok kolaydır.

Nane kişilik, tahrip edeceği avını da kendisi gibi özgüven sorunlulardan seçer. Bu avlar dışarıdan egosu çok yüksek, çok güçlü görünebilirler. Ancak içten içe dayanacakları bir duvar arayan kişilerdir. Nane onların dayanağı olmayı vaat eder. Onların istediği her şey olmaya hazır gibidirler. Nane önce kendini vazgeçilmez yapar sonra da yıkıma başlar. Yani bir Nane kişilik ile birlikteyseniz, siz “siz” olmaktan çıkıp onun istediği kişilik olma yolunda ilerliyorsunuz ya da oldunuz bile demektir.

Nane kişilikten korunmanın yolu, kendi öz değerinizin farkına varmış, yaşam hakkına saygı duyan bir olgunluğa erişmiş olmanızdır. Bu durumda Nane kişilikler zaten size kafayı takamayacaktır. Çünkü takabilmesi için gerekli zayıf noktaları bulamayacaktır.

Hayatınızda bir Nane kişilik varsa lütfen hemen dönüp egonuza bakın. Nane sizin hangi ihtiyaçlarınızı karşılıyor, egonuzu nasıl besliyor? Siz tüm bu ihtiyaçların karşılanış biçiminde ne kadar adilsiniz?

Bana ne kendi istiyor veriyor, gerisi beni ilgilendirmez, ben de sonuna kadar bu şansı kullanırım mı diyorsunuz? Sizin çıkarınız ne?

Nane kişilikler genel de iki tür insanı çekerler:

1. Devamlı ihtiyaç sahibi olup, kendini taşıtacak yer arayanlar.

2. sadece kendileri için yaşayıp, başkalarının yaşam haklarına saygı duymayan, insan kullanıcılar.

“Kendini yıkacak yer arayanlar” zaten Nane’yi hemen kabul edip, istediklerini yaparlar, ölümleri hızlı ve kolay olur. Bu kişilikler terk edildikten sonra kolayca Nane kişiliğe dönüşüp katilleri gibi av peşinde koşmaya başlarlar. Bir nevi vampirleştirilen kurbanlardır onlar.

Nane’nin çekici bulduğu diğer insan türü olan “kendinden başka kimseyi düşünmemeye alışmış, insan kullanıcılar” eğer zaaflarının farkındalar ise Nane’yi biraz çiğneyip, tadını çıkartıp, iş kokuşmadan fırlatıp atarlar.

Eğer zaaflarının farkında değillerse ya da Nane işin uzmanı çıkıp, kendini çok iyi frenleyip, çalışmasını derinden ve sinsice yaparsa, durum değişir. Nane kişilik hayatlarının vazgeçilmezi haline gelmiştir. Dışarıdan ne kadar güçlü gözükürlerse gözüksünler artık Nane kişilik olmadan yapamazlar. Tek yapabilecekleri bir Nane’yi bir başka Nane’yle değiştirmektir.

Naneden arındırılma hali

Egonuzu dengeleyip, özgüveninizi sağlamlaştırıp, kalp çakranın koşulsuz sevgisine çıkmaya başladığınızda nane olmayı kendinize yediremezsiniz.

Göz göre göre katliam yapmak artık içinizden gelmez. Kalp çakranın koşulsuz sevgi titreşimi, hem kendi var oluşunuzu hem de karşınızdakinin var oluşunu tahrip edemeyecek kadar değerli buluyor ve seviyordur. Nane’lik yapmak yerine uzaklaşmayı seçersiniz.

Naneler hayatınıza sızmaya çalıştığında ise ayak seslerinden hemen tanırsınız, bedelin ne olduğunu bilir, bu oyuna dahil olmazsınız. Onları çiğneyip atmak da size göre değildir artık. Bütünün hayrına olmayan hiçbir şeyi yapmak içinize sinmez. Egonuz arada kafanızı karıştırmaya çalışsa da, kalbiniz sizi doğru yolda tutar.

Nane olmamak ve nane’lerden uzak durmak cesaret ister, en önemlisi ise sevgi ve saygı ister. Çünkü onları çiğneyip tükürebilecekken bile hayır diyebilmeyi gerektirir. Bu oyunu seninle oynamayacağım, ben gerçek olanı, samimi olanı, kişilerin özlük haklarına saygılı olanı arzuluyorum diyebilmeyi gerektirir.

Birey olmaktan korkmayın, birey olmadan bütünlüğe varamazsınız. Kendi yaşam hakkınıza sevgi ve saygı duymuyorsanız, başka varlıklarınkine de duyamazsınız. Kendini paspas yaptıranla, başkalarını paspas yapan arasında fark yoktur.

Kendi bireysel duruşuna sevgisi, saygısı olan kişi başka varlıklarınkine de aynı sevgi ve saygıyı duyabilir. En temel ilişki kendimizle olan ilişkidir. Bu temel ilişkide olan tüm sorunlar hayatla, başka varlıklarla olan ilişkimize yansır. Naneden şikayetçiysek kendi nane taraflarımıza bakmamızda fayda var.

Konuk Yazar