Ruhsal yolda, dünya lezzetlerinden uzaksanız, hem siz tatsızlaşırsınız, renksiz ve kokusuz olusunuz, dokunuşlarınız anlamsızlaşır, sesiniz robotikleşir, hem de enerjiniz etrafa öyle yayılır.
Denge lazım.
Beş duyuyu keyiflendirin, lezzetlendirin.
Altıncı his, ya da duyu, böyle beslenir.
Mesele miktar, ve onu kontrol etmek, doğru zamanda doğru mekanda yaşamaya erteleyebilmek, yeterli.
Sizi, dünya hazları, keyifleri, eğlenceleri ve neşesinden uzak tutan bütün “ruhsal” yollar, sadece zihinsel.
Özgürleştirmez, ve esirleştirirler.
Ruhunuzun cesaretini, duygusal zekanızın idaresine bırakın.
Neşesizlik, ve özellikle çocuksu cesareti yok sayan neşesizlik, ruhsal yolda sadece bir aşamadır.
Nötr olmak ruhsallık değil.
Nötr olabilmek, evrensel yasaları anlamak.
Tekamül olabilir belki.
Yetmez ama evet.
Ama aydınlanmada, hem lezzetler, hem neşe var.
Arınırken, sadece şunu düşünün.
Ben bu lezzetlerden bağımsız mıyım?
Bunlar olmasa da iyi miyim?
Bunlar bir daha hiç olmasa da, ben kendim miyim?
Bunlara cevabınız “hayır”sa, ruhsal yolda değilsiniz demektir.
Ama cevap evetse, lütfen eğlenin.
Hayatın size sunduğu bütün hediye paketlerini heyecanla açın.
Oyuncaklarla oynayın, lezzetleri abartın.
Ruhsallık aslında sadece, o çocuksu neşeye yeniden kavuşabilmek demek.
Bunu küçümseyenler, o neşenin özgürlüğünü yönetemeyeceklerinden korkanlar.
Korkanları ve korkutanları dinlemeyin.
Hayatın en büyük keyiflerini, ruhsal yolda olanlar hak ediyor.
Lezzetlerde buluşalım.