Kadınım!!
Keder yüklüm, kudret kokulum.
Varlığına inkarı göğüsleyen,
En büyük ihaneti kendine olan,
Ay yüzlüm!
Güneşinin gözlerine yansımayan ışığı,
Kalbinin en derinlerine saklanmış.
İncinmekten korkan yaralı ruhum!
Gel kendine, gör kutsanmışlığını.
Bırak yüzyıllardır üzerinde taşıdığın o çelik zırhı!
Tapınağın olan bedenini ruhuna kavuştur,
Bırak birleşsin iki sevgili.
Sev kendini ey yüce kadın!
Sev bedenini ve sev kendi hemcinsini,
Yalnızca kendinden ötürü!
Kodlarındaki düğümleri çöz gitsin, bu prangalar sana ait değil!
Senin değil onlarca yaşamdır sırtlandığın bu yük!
Gör kendini ey mübarek kadın!
Kadın gerçekliğini gör!
Dişiliğini!
Onca bastırmışlığına rağmen doğandan gelen cinsel enerjinin dokusunu hisset!
Arzulanmışlığına izin ver,
Tutkularını güç ve güven arayışına kurban etme!
Eyleme!
Sal kendini kadınım,
“Ol”duğun gibi!
Bir bildiği var elbet yaradanın.
İçindeki derinliklerden yükselen sessiz çığlıklarına kulak ver,
Kadın olmaya, hazzı yaşamaya izin ver!
Dolmak için boşalmak zorundasın!
Sarsılarak boşalmaya, bu sefer yalnızca zevkten titremeye izin ver.
Gör kendini!
Bedenini!
Yaratım gücün olan rahmini,
En sıcak ve en bilge yerini gör!
Hisset, duy, sev ve kutsa kadınım.