Duygular, Duyulara etki eder, Düşünceler ise Duygulara. Bu etki bulanıklık ya da berraklıktır.
Sebebi her ne olursa olsun, üretilen yıkım odaklı düşüncelerle duygular bulanıklaşır ve duygular bulandığında duyusal deneyimler zorlayıcı hale gelir.
Düşüncenin, yapıcı bir sabitte tutulması için yöne ihtiyaç vardır. Yön, menzili itibari ile eminlik ve güvenlik tarlasında kök salmanı sağlayacak nitelikte olmalıdır ki, bu istikamet verilen düşüncenin hem akla hem kalbe yatkın olması manasına gelir. Değişkenler ne olursa olsun daimi ve kalıcı olma hali, mutmain haldir ancak tecrübe ile anlaşılır.
Bu hali yakalamak şu an senin için kolay gibi görünmese de en azından seni bulanıklaştıranın ne olduğunu anlamaya dikkatini vermen yeterli olacaktır. Yönü belirsiz, tehditkâr, tazyikli ve rastgele düşüncelerin oluşturduğu kaostan kurtulmanın yolu istikameti mutmain olan, o güven ve esenlikteki düşünceyi yakalamak ve o düşünceyi özümsemektir. O düşünce ki, sabitlendiğinde sebepler her ne olursa olsun, seni sebeplerin içinde kaybolmaman için yüksek bir kuvvetle kendine çeker. Başını, kalbinle birlikte o sabite çevirip kaos dediğin döngüde kendini hareketin doğasına bırakırsın. Yapıcı, esenlik ve selamet içeren bu sabite sen başın ve kalbinle baktığında bir yön tayin edici olursun. Ve diğerleri tayin ettiğin yönü kendilerine istikamet edindiğinde kargaşa kaybolur, yerini uyum, harmoni ve ahenkle tasarlanmış yepyeni bir düzen alır.
(Fotoğraf ve Yazı: @sathmahalgulistan instagram)