Bundan on sene önceydi, annemi kaybettikten sonraki bir zaman. Bekledikçe panik atağa doğru gideceği belli olan hallerimin sinyalleriyle kendimi psikoterapistimin önünde buldum.

Adettendir, önce bir “ Neden buradasın?” sorusu gelir. Bu soruya “ Cevabımı nerede bulacağımı bilmiyorum belki burada, belki bir meditasyonda, belki kişisel gelişim çalışmalarında… ama artık böyle hissetmek istemiyorum.” olmuştu.

Bu cümlenin üzerine tam üç sene yasımla boğuştum. Yasım hafifledikçe ondan kalan alanlarda kendimi keşfetmeye başladım… Görünen o ki ben sandığım ben pek de ben değilmiş. Theta Healing, Nefes seanslarının önce danışanı sonra uygulayıcısı oldum, yoga pratikleri ile de inişli çıkışlı bir ilişkimiz oldu. Reiki’yi artık hepiniz biliyorsunuz zaten. Şifayı alırken de uygularken de hep içeride bir yerlerde de kendime adımlar attığımın farkındaydım.. aradan geçen bunca seneden sonra başladığım noktada bana sorulan soruya verdiğim cevabın aslında bana bir yol haritası çıkaracak olan niyetim olduğunu anlıyorum.

Ve de mutlaka biliyorsunuzdur açık açık belirlenmesi gerektiğinin niyetin, yani öyle ilahi sistemin çözmesini bekleyeceğimiz bilmeceler sunmayacağız yaşama…

O niyetle başladığım yolumda kendimce cevaplarıma ulaştığımı da fark ettim. Erili dişiliyle, artısı eksisi ile bir dengedeydi cevap. İçindeki iyi kadar kötüye de sahip çıkabilmekteydi işin aslı. Çaba da beni o dengeden uzaklaştıranı fark ettikçe geri dengeye dönmekteydi… bir şekilde, elimden geldiğince, insan olabildiğimce…

Bunu neden yazdım şimdi size peki… Yalnız olmadığınızı ve niyetinizi belirlerseniz eğer şu an içinde bulunduğunuz hal her ne ise değiştirebileceğinizi bilin diye…

Didem Battal