“Hedef nedir?” Ve “hedef için nelerden vazgeçilir?”, bugün, 2018 yılbaşında, oğlumla sohbet konumuz buydu.
Benim hedefsizliğimi anladı, ve bu ona garip gelmedi.
Ama bir türlü, diğer insanların maddi hedefleri olabileceğini kabul etmedi.
Ona göre hedefler maneviydi.
Bir insan handikaplarını tespit eder, ve aşmaya çalışmak için bir yol planı belirlerdi.
Gerisi dilek ve istekti, hedef olamazdı.
Çünkü dilek ve istek daha üst bir iradeden beklenirken hedef için özveri lazımdı…
Ona ne yazık ki böyle olmadığını anlatmaya çalıştım.
İnsanların modern uygarlıkta, somut hedefleri olduğunu, ve hayatlarını bu somut elde edişlere göre yaşadıklarını anlattım.
Filanca araba, falanca semtte ev, ya da sadece festekes bir terfiyle ulaşılacak, daha yüksek bir maaş.
Anlamak istemedi, insanların nasıl maddi hedefler için özveride bulunabileceklerini kabul edemedi.
Neticede benim oğlum, ki annesi de benden daha idealisttir.
“Ama böyle” dedim,” insanlar, maddi hedefler için yaşıyorlar.”
İkna olmadan, ilk sözlerini tekrarladı.
“Onlar hedef olamaz, istek ve dilektir” dedi.
“Hedef değişimdir, eksiklerine odaklanır, ve değiştirirsin.”
“O zaman” dedim, “ya eksik oldukları, ve tamamlanacaklarını zannettikleri maddi şeylerse, onları elde edince tamamlanacaklarını zannediyorlarsa?”
“Ve tamamlanmak eksik gidermekken, onlar bunu maddi objelerde görüyorlarsa?”
Ve Napoleon’un “herkes kendisinde eksik olan için savaşır” anekdotunu anlattım.
“Benim hedeflerim farklı” dedi.
“Benim artık hedefim yok, ama eskiden hedefim, hedefleri farklı çocuklar yetiştirmekti” dedim.
2018 ve gelecekte maddi hedefleri olanları da yadırgamadık, yargılamadık ve reddetmedik.
Ama hedef konusunu sorgulamaya devam etmeye karar verdik…