Rumi Tarot’ta çok güzel bir kart vardır, üzerinde “Harabenin altında muazzam bir hazine yatıyor” yazar. Bu kart çok etkilemiştir çünkü kitabında bu kartın manası olarak “El Kahhar” adı yazar. Yani kahır öyle bir enerjidir ki evet harabe gibi hissedersin de altında büyük bir hazine vardır olarak okunabilir bu kart.

Geçtiğimiz günlerde Uzuncaburç’a bir ziyaret yaptık ve oradaki arkeologlar bir sunum yaptılar. Sunumda bir arkeolog doğrudan bölgeye adını veren kuleyi gösterdi ve buradan büyük bir hazine çıktı, hatta kendi ellerimle çıkardım dedi. Bir anda o kart aklıma geldi ve çok etkilendim. Çünkü biz o kuleyi yıllarca ziyaret ettik, İçine girdik çıktık. Meğer gerçekten de altında hazine varmış ve çıkanları görseniz etkilenirsiniz.

İşte bu günlerde bu kart ve manası düşüyor zihne. Kendisi harabe gibi hissediyor olabilirsiniz, ben olarak tutunduğunuz bildiğiniz her şey de yıkılmış olabilir. Hatta canınız bu yüzden yanıyor da olabilir ve dahası geçmişteki keşke yapmasaydım dedikleriniz aklınıza geliyor da kahroluyor olabilirsiniz.

O kule restorasyona girmişti çünkü o haliyle artık ayakta kalması zordu. Binyıla meydan okumuştu ama artık daha fazlasına mecali kalmamıştı. Yenilenmeye ihtiyacı vardı ve bunun için de önce ne var ne yok elden geçmeli ve gerekirse taş taş sökülüp yeniden yerleştirilmeliydi. İşte o hazine tam da böyle bir süreçte keşfedildi.

Kimbilir bizler de içimizde ne hazineler taşıyoruz da üzerine basıp geçtiğimiz için farkında değiliz de işte böyle süreçler bize hatırlatıyor harabenin altında olanları… kaldırıp bakalım diye…

Pansuman yapa yapa yaraları, geçici çözümlerle bir yere kadar gidiyor. Sorunun temelli çözümü için başka bir şey, başka bir hareket, belki daha önce hiç yapılmamış olanı yapmak, cesaretle o adımı atmak gerek ki bu sefer sonuç farklı olsun.

Bilinmeyen bilinir,
görünmeyen görünür,
tanınmayan tanınır olsun.

İşte vakit bu vakittir ey dost, bil ki içinde hissettiğin o zorlu hal, gün gelir de seni kalbinin her arzu ettiğine taşır. Taşır da derler sana sen nerede kaldın diye…

Nerede kaldın? Hadi artık…

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...