Düşünüyorum da şöyle bir gün kalp dile gelse: “24 saat aralıksız çalışıyorum, dakikada 60 bazen 120 kez”, akciğer dese ki: “Dakikada kaç kez içime hava doluyor”, sonra karaciğer girse söze, sonra böbrekler, beyin ve tüm azalar… hepsi hizmetlerini eksiksiz yere getiriyorlar. Ve sonra sorsalar: “Peki sen bizim bu hizmetimizi nasıl değerlendiriyorsun? Nasıl hizmet ediyorsun ait olduğun bütüne?” deseler ne yanıt verirdik acaba?
“Sabahtan akşama Netflix’te dizi izliyorum.” Ya da sürekli “şikayet ediyorum, bu çok boktan bir hayat” mı derdik?
Ya da örneği şöyle kuralım. Siz işyerinizde aralıksız 24 saat çalışıyorsunuz. Hem de doğru düzgün ödem e almadan. Sadece yapmanız gerektiği için yapıyorsunuz. Ama tepedeki patron günboyu sürekli söyleniyor, şikayet ediyor, tv karşısında pinekliyor ya da vurmuş kendini anlamsız eğlencelere vakit öldürüyor. Ne hissederdiniz?
Peki tam tersi patron müthiş aktif, canlı, hakedişinizi bol bol veriyor, insanlar için çalışıyor, üretiyor ve sürekli şükür halinde… Böyle nasıl hissederdiniz?
Organlarımız Allah’tan halen hizmete devam ediyorlar. Yoksa halimiz duman olurdu. Ama gün gelir de hesap sorarlarsa dilerim onların hizmetinin hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşamış oluruz.