Biliyorsunuz çoğumuzu gıcık eden bir bilgi var: Gördüğün, duyduğun, okuduğun her olayın ama her olayın seninle ilgisi vardır. Sende olduğu için bu karşına çıkar. Tabii bunu duyunca “Nasıl yani? Bu kadar şerefsizliği, pisliği, cinayeti, terörü, tecavüzü, şiddeti, talanı ve nice beter şeyin benim içimde ne işi var. Başkasının yaptığından ben nasıl sorumlu olurum!” tepkisi veririz otomatikman. Şeytan taşlamaya bayılırız da içimizdeki şeytanı kabullenmeyiz. Bu çok çok çok net! Ayrıca kesin bilgi yayalım: Dünyamızda var olan her şeyin bizimle ilgisi vardır! Bunu anlamadan, kabullenmeden ve içimizdekilerle yüzleşip kucaklaşmadan hiçbir şey değişmeyecek! İstediğiniz kadar bağırın çağırın küfredin saldırın suçlayın yargılayın! Algımda varsa bende de vardır!

Bakın bununla ilgili somut bir olay anlatacağım. Dün sevdiğim bir arkadaşımla konuştum ve bana tehdit edildiğini anlattı. Ailesinden birisi kaza yapmış ve birisine çarpmış. Çarptığı kişiyi de bu arkadaşım ziyaret ediyor aile yakını olduğu için. Bir sürü tehdit ediyor. Telefonda sesi titriyordu, çok bozulmuştu morali. Dedim ki “Hasan bu olay sana geldiyse, seninle ilgilidir. Zaten ömrün boyunca tehdit olaylarından çok çektin. Hadi biraz çalış üzerine…” Hemen Theta çalışmaya başladım ve kazıma denilen işlemi yaptım. İçime girip, tehdit olayını sorgulayıp taaaa en köküne kadar indim ve sonra bu olayları yaşamamın bana hediyesini buldum. Sonra içsel programlarımı yeniledim Theta teknikleriyle. Sonra da arkadaşımla o kişiye bol bol koşulsuz sevgi yükledim. (Onlardan izin almadan çalışma yapamam Theta ile ama bol bol sevgi göndermek serbest.)

Az önce arkadaşımla konuştum. Dedi ki: “Az önce geldik hastaneden. İnanamadık. O kadar güzel karşıladı ki. Çay ikram etti. En ufak tehdit falan etmedi. Çok şaşırdık.”

Sadece kendi içime dönerek bir değişim yaşadım. Şimdi devam edeceğim çalışmaya… İşin güzeli çalıştıkça derinlerde enfes hediyeler buluyorum. Buna Theta’da hizmet noktası deniyor. Ama işin özü şu: Yaşadığımız her olayın, hatta en berbat görünenlerin bile bizlere muhteşem armağanları vardır. Yeterince kazıdığınızda bunu bulabilirsiniz. Bunu bulduğunuzda ise hem hayat deneyiminiz değişir, hem de ruhsal olarak inanılmaz gelişirsiniz. Ama bunu yapmadığınızda içinizde farkında olmadığınız sayısız hazineyle geziyor da mutsuz ve korku dolu bir hayat yaşıyorsunuz. Ömrünü her sabah korkarak kalkmış ve varlık içinde yokluk çekmenin ne olduğunu iyi bilen birisi olarak söylüyorum bunu…

Kısaca, yaşadığımız kıyamet gibi günler, bizi kıyam da ettirebilir veya kıyamet gibi üzerimize de çökebilir. Seçim tamamıyla bize ait…

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...