Dün bir ruhsal kanal mesajı okudum ve anladığım şu ki artık elmas bilinç çağı başlamış. Daha doğrusu bu yeni gelen enerji titreşim seviyesinin sembolü elmas. 2002 civarında kristal başlamıştı. Daha önce de indigo vardı. Yani yaşadığımız bu değişimlerin temelinde gelen yeni enerjilere uyumlanmak var. Bu arada 2003 gibi sonsuzlukotesi’nde sevgili Figen’in yazdığı bir yazıda da şu bilgi vardı, elmas ile birlikte taş sembolleri bitecek ve sonraki bilinç seviyesinin de sembolü kanatlı at Pegasus olacak…
Şimdi bu ne yazdı yahu diyenler için tercümesi: Her şey enerjiden oluşur, gördüğümüz yaşadığımız her şey. Her birimizin de kendi titreşimi vardır. Bir de Dünya’nın o anda bulunduğu titreşim. Bunu daha da basit anlatırsam, her birimizin evinde TV vardır. Bir de bulunduğumuz ülkede bulunan yayınlar vardır. Yayın olmasa TV bir şey göstermez. Bir zamanlar siyah beyazdı TVler. Yayın da siyah beyazdı. İşte bilinç seviyesi buna benzer. Sonra renkli yayına, yani bir sonraki seviyeye geçildi. Sonra karasal antenlere uydu eklendi. Bir seviye daha atlandı. Ardından HD yayına başlandı. Bir seviye daha atlandı. Şimdi de 4K Ultra HD yayın başlayacak… Evdeki TV’niz uygun değilse bu yayını izleyemezsiniz.
Bizlerin de bedenleri TV’ye benzer. Ne kadar yüksek bilinç, o kadar kaliteli yayın. Yani 4K yayını alabilecek hale gelmişse bedenimiz, pırıl pırıl enfes görüntülü bir yaşamı izleyebiliriz. Ama evdeki TV halen siyah beyazsa, istenildiği kadar ultra HD yayın olsun, değil izlemek, görüntü bile alamazsınız. Bu yüzden, bilinç seviyesi olarak çok farklı insanlar şu anda dünya üzerinde yer alıyor. Kimisi siyah beyaz TV’den idare etmeye çalışıyor, kimisi normal TV, kimisi HD, kimileri de Ultra HD ki bunlardan şu anda çok yok. smile ifade simgesi TV’si siyah beyaz olanların, HD’deki yayınlardan haberleri bile yok.
Peki diyeceksiniz ki bu yayına kim karar veriyor? Yine bizler. Yani tıpkı teknoloji geliştiren bilimadamları gibi dünya üzerinde de ruhsal titreşimi yükselten öncüler var. Bu öncüler ruhsal varlığımızdaki frekansları keşfederek genel bilinci yükseltiyorlar. Sonrasında da belli bir eşik aşıldığında da, tıpkı “Hadi bakalım HD yayın başlasın dünyada” der gibi, o frekansın enerjisi kitlelere yayılmaya başlıyor.
Tabii yeni yayın başladı, hadi dükkandan gidip yeni TV alalım demek kadar kolay değil, bedensel frekansı ayarlamak. Bir bedeli var ama parayla değil. Yüzleşmeler, kabullenmeler, kucaklaşmalar gerektiriyor. İşte biz de bu sürece “ruhsal gelişim” diyoruz. Ruhsal gelişim de ruhun gelişmesi değil, zaten sonsuz ve muhteşem olan ruhtan, bedenin o an için ne kadarını alıp dünyaya yansıtabileceği anlamına geliyor… smile ifade simgesi Ruhsal bilinç yükseldikçe, beden de buna uygun olarak gelişiyor, DNA’lar değişiyor, frekansı artıyor.
Şu anda dünya üzerinde halen siyah beyaz da izlenebilen karasal yayın mevcut. Ama zaman ilerledikçe tıpkı bir gün karasal anten yayınının biteceği gibi, bu frekans da kalmayacak dünya üzerinde. Bu noktada da kendini yeni frekanslara alıştıramayanlar, buralardan gidecekler çünkü dünyada artık yaşamaları mümkün olmayacak. Şimdiden bile çok zorlanmaya başladılar, bu yüzden bu kadar gerilim arttı dünya üzerinde diye de bir satır okudum o yazıda. Hani umutsuzluk yerine bu sürecin farkında olmamız önemli diye düşünüyorum. Bu bağlamda da küsmek, kızmak, öfkelenmek, korkmak yerine tüm bu deneyimlerin bizleri ruhsal olarak geliştiren, yüzleştiren ve frekansımızı arttırıp, daha da güzel frekanslar alabilmemize yardım edecek destekleyiciler olarak görmek daha da kolaylaştırabilir yaşantımızı…
Bu gezegende varolan her ruha kolaylık, neşe, ihtişam, sükunet, huzur, kabulleniş, bolluk, bereket, BİRlik dolu bir yaşantı dilerim…
Hepimize sonsuz sevgilerimle… smile ifade simgesi
