Hayat insanın kendinden kendine, içe doğru yaptığı bir yolculuk ise, dua da kendinden kendine seslenişi ve kendi kendini dinleyişidir. Bu yüzden çok önemlidir dua. Kendi içindeki Yaradan’a kendi içindeki Yaratılandan mesajdır. Senin içindeki Yaradan, benim ve tüm yaratılışın içinde ki Yaradan’dır. Her şey birbiriyle ilahi bir bağ ile bağlıdır, bağlantılıdır. Bu yüzden bu sesleniş hem kendinden kendine, hem de kainattan, tüm yaradılışadır. Her nefes alışta yeniden var olan ve her nefes verişte tekrar son bulan…
Çok önemlidir dua; zamanı yoktur, yeri yoktur, sınırsızdır, tarifsizdir, ansızdır, dinler üstüdür. Yaradan ile sohbettir. Hem istemektir, hem de istememek. Hem alıştır, hem de sunuş. Hem anlatmaktır, hem de dinlemek. Hem sormaktır, hem de cevaplamak. Hem sonsuz sessizliktir, hem de tüm kainatı kaplayan bir haykırıştır.
Bu yüzden gerçekleşmeyecek dua yoktur, olmayacak yoktur. Çünkü isteyen ile veren, istenilen ile verilen, Yaratan ile yaratılan arasında hiçbir fark yoktur; hepsi Bir’dir, hepsi Bir’dendir. Sende ki sen ile bende ki ben, onda ki o ile sende ki o, bende ki o ile onda ki ben. Ne sen varsın, ne de ben; asıl olan Bir tek O. Duayı eden de O, kabul eden de, dinleyen de O, cevaplayan da. Bu yüzden olmayacak dua yoktur; yeter ki sen senden geç, ben de benden. Sadece kendinden kendine olan bu kalp yolculuğunda, yine kendinden kendine seslendiği bil. Unutma; dinleyen de Bir, anlatan da…
Aşk ile.