İster değiş, istersen de dönüş.
Ne önemi var elbet Bir’e olacak nasılsa dönüş.
Farkımız yok özümüz bir,
Neden bu ayrılık, bu kibir.
Kibirden, at “Ki” yi kalır Bir,
İster altından olsun tahtın isterse de safir,
Sonunda varacağın yer aynı kabir.
Yıldız tozusun işte, yağmışsın gökten,
Su katılmış, toprakla yoğrulmuş gövden.
Biraz ateş üzerine üflenmiş ilahi nefes,
Beden ruha olmuş altından kafes.
Ne taşıdığını unutma ey dost,
Emaneten bu dünyada bir lokma ile bir de post.
Götüremezsin hiçbirini öteki aleme,
Yenik düşüp aldanma nefsine.
Aşk ile hizmet et, haddini bil, hakkını ver,
Bu yol huzurla ancak böyle geçer.
Arama başka yerde mutluluk nerede diye,
Gitme uzaklara, dolaşma beyhude,
Büyük sır sende, saklanmış yüreğinde.
Nedir peki kuyuya haykırılmış bu büyük sır ?
Bulamamış birçokları üzerinden geçmiş binlerce asır.
Boşuna ağlama çaresiz kaldım diye için için,
Sorma neden ben hep ben, neden bana niçin.
Ne dönüşmek ne de değişmek lazım bu sırra varmak için.
Son olsun bu artık kendinden kaçışın,
An’a var, şükret ve kutlu olsun artık sana varışın.
Bırak tüm uğraşları senin aslında var tek bir işin,
O da Aşk ile hakkını vermek aldığın her nefesin.