Çocuklar, belki de varlıklarıyla rüyaların en saf kaynağı, ve en net görülen rüyalar. Aman yaşamda yapmak istediği şeylere gösterdiğiniz özeni, rüya gördüklerinde de esirgemeyin. Onları dikkatlice dinleyin. Gülümseyerek şaşkınlığınızı ilginizi ona hissettirerek… Uykudaki yaşamın bir armağan olduğunu, rüyalarını hatırladığı için ne kadar şanslı olduğunu sık sık dile getirin. Pozitif yorumlarla onlara destek olun. Uyanık yaşamda rüyalarını onaylayıcı olumlu gelişmelerin olmasını sağlayın. Rüyasında hediye alıyorsa ona gün içinde bir hediye oluşturun. Onların rüyalarını ilgiyle dinlemeniz, hem karşılıklı iletişiminizi geliştirecek; hem de onlara gösterdiğiniz değeri gösterme şansını size sağlamış olacak.
Bu konuda ebeveynler olarak gereken bilinç düzeyine ulaşmamız gerekiyor. Pek çok danışanın çocukluk deneyimlerini dinliyorum. Hepsi harika rüyalar görürken ya da vizyonlar alırken aile ve çevresinin eleştirileri nedeniyle bu yeteneklerini kapatmışlar. Hatta pek çok defa rüya hatırlamama sebebi ile ilgili çalışma yaptığımız en çok karşılaştığımız bu durum oluyor. Düşünün yüzlerce güzel rüya, vizyon ve sezgiler, hayata geçirilmemiş. Gerçekten merak ediyorum, eğer bu böyle olmasaydı ve biz bu konuda bastırılmamış ve engellenmemiş olsaydık, sadece kendimize değil tüm yaşama neler katabilir, nasıl faydalar sağlardık. Kim bilir belki de belli bir yaştan sonra yol açılmak yerine, baştan doğru yolda ilerliyor hayat amacımızı gerçekleştiriyor olurduk. Şimdi bunları yapmak için bir şansımız var. Neyi yapacağımız, neyi yapmayacağımızı biliyoruz.
Çok basit her sabah güne başlarken “Çocuklarımıza Rüya Gördün mü?” diye sormak. Uyanık yaşam içinde sık sık “Bu gün için nasıl hedeflerin var? Ne yaparsan mutlu olursun” sorularını sorarak onların içlerindeki büyük vizyonunun açığa çıkmasına katkıda bulunmak. Gerçekten bu harika olurdu değil mi?
Çocuklar ve Kabuslar
Çoğu anne-babanın en büyük sıkıntısı geceleri kabus gördükleri için uyku sorunu yaşayan ve gecenin kalan kısmını ebeveyn odasında geçiren çocuklar oluyor. Bu bir süre sonra anne-baba arasındaki ilişkiyi de etkileyebiliyor. Ben bu konuda ilk uyarımı ebeveynlere yapıyorum. Çocukların izleyeceği filmleri önceden kontrol etmemeleri, onların yanında sohbetlerine özen göstermemeleri. Bir kitapta güzel bir hikâye okumuştum:
Kızı için endişe eden bir baba bu konuda yardım almak için bir uzmana gider.”Kızım için elimden geleni yapıyorum. Onun korkmaması ve geceleri rahat uyuması için. Ama ne yaparsam yapayım yine de korkuyor. Ona her gece masal okuyorum. Yanında olduğumu söylüyorum. Fayda etmiyor.”
Uzman, babaya ne okuduğunu sorduğunda “Kırmızı başlıklı kızı okuyorum. Korktuğu zaman ona her şeyin yolunda olduğunu söylüyorum.”
“Peki, kızınızın neden bu kadar korktuğunu merak ediyor musunuz ?”
“Elbette, belki de ona daha fazla vakit ayırmalıyım.”
“Buna gerek yok. Benim anlamak istediğim kızınız bu kadar çok korkarken neden ona “Kırmızı Başlıklı Kız”ı okumaya devam ettiğiniz ve böyle korkutucu bir masal seçtiğiniz.”
Oldukça hoş bir hikâye. Ebeveyn olarak doğruyu yaptığımızı düşündüğümüz zamanlarda dışarıdan kendimize bakmakta fayda var. Her şeyden önemlisi kaliteli iletişim kurmak. Çocuk gerçekle–hayali ayırt edemez. Ebeveyn olarak çocukla konuşmalı, ona izlediği ya da korktuğu her neyse açıklama yapmalı. Çocuğa asla korkma demeyin. Otomatik olarak korkacaktır. Onun için en güzel adım, korktuğu şeyi mizah haline getirmeniz olacaktır. Belki evde yapılan küçük bir tiyatro oyunu, onun kendisini güçlü hissetmesine sebep olacaktır. Kreş ve anaokullarında yapılan etkinliklerde de çocuklar masalların içindeki cadılardan korkabiliyorlar. Bu durumda evde oyunu canlandırın. Korktuğu şeyi en komik haliyle ona gösterin. Ona sevdiği bir oyuncak alın. Gece boyunca yanında olacağını söyleyin. Odasının sade döşenmesine, gece uyanıp odaya baktığında hayal gücünü zorlayacak şeylerin olmamasına özen gösterin. Hatta ondan önce yatağına uzanıp karanlıkta odasına bakın. Rahatsız eden bir şey varsa bunu değiştirin. Gece lambası olarak renkli ışık kullanmayın. Dolaylı yoldan başka çocuklardan bahsedin. Onların yalnız yatmaktan nasıl mutlu olduklarını. Yada onlarında bu tarz korkular yaşadıklarını ama sonra bunun çok saçma olduğunu anlayıp güldüklerini. Korkusundan ötürü asla yargılamayın, eleştirmeyin. Aşağıdaki metni yatmadan önce ona okuyun.
Kendimi uykunun kollarına bırakıyorum. Beyaz büyük bir bulutun içine…Aydınlık ve ılık..Orada benim en iyi koruyucum Pamfilla beni bekler..Güçlü..büyük ve akıllı..O beni çok seviyor..Biz onunla oyunlar oynuyoruz. O beni rüyalarımda çok güzel yerlere götürüyor. Her gece komik, şaşırtıcı ve ilginç maceralar yaşıyoruz onunla. Sonra gezimiz bitince beni geri getiriyor. Usulca yatağıma dönüyorum… Büyük beyaz buluta girdiğimde kimse beni görmez..Ben görünmez olurum..Ben istediğimde görünürüm sadece.. Orada hiç acıkmam ve yorulmam…
Yeni şeyler öğrenirim ve dinlenirim. Orada ben çok güçlü olurum.. Arkadaşımla beraber, oynarız ve konuşuruz. Sabah kalktığımda dinlenmiş ve biraz daha büyümüş olurum. Neşeyle güne başlarım…Böyle bir çok bulut var içine gireceğim. Her gece birinin içine girer rüyalar görürüm. Onlar benim bulutlarımdır… Bazen arkadaşlarımı da çağırırım. Onlarla oynamak için..Bazen de yalnız olurum…Kendimi uykunun kollarına bırakıyorum..Sakince, rahat ve gevşemiş olarak.