Soru : Cinselliği doğru bir şekilde yaşamak içgüdüsel olarak kendiliğinden gelir mi? Dış destek gerekli mi?
– Doğru cinselliğin tanımı, içinde hiçbir suçluluk duygusu, pişmanlık, tiksinti, kirlenmişlik, güç gösterisi, manipülasyon, ben odaklı ya da partner odaklı olmayan, tüketmiş ve tüketilmiş hissetmediğin, seksi boşalmayla ilişkilendiren tümüyle sonuca bağımlı zihnini aradan çekip, kendini süreci yaşama haline bırakmanla ortaya çıkar.
Cinsellikle birlikte tamamen tazelenmiş, yenilenmiş, çoğalmış ve kabul edilmiş, görülmüş, anlaşılmış, kutsanmış, alma-verme ile gerçek bir paylaşım sağlanmış, yücelmiş, dengelenmiş, sonsuz huzur ve sükûneti yakalamış, kendinden geçmiş ve uzun saatlere yayılan tatlı bir sarhoşluk hissediyorsan doğru olanı yaşıyorsun demektir. Cinsellikle birlikte zihninde yayılan bir huşu ve varoluşa büyük bir şükran, hayranlık uyanıyorsa en yüksek tatmini yakalamışsındır.
Cinsel eylemde bu doyum ancak zihninin tamamen “kendine” dair olan yargısız alanında gerçekleşir. Ve evet sen zihninde, bedenine ve arzularına karşı bir anlayış, kabul geliştirirsen “kendiliğindenlik” ortaya çıkar.
Koşullanmış zihin cinsel enerjiyi kontrol ederek bir baskı ve gerilim oluşturur. Bu baskı bedende kendini rahat bırakamama, yeteri kadar gevşeyememe olarak kendini gösterir. Cinsellik, cinsiyet, cinsel organlar ve cinsel uyaranlarla ilgili tabular, korkular, suçluluk ve utanç duygusu, toplumsal, kültürel, biyolojik ve dinsel hükümler zihnin koşullanmasında önemli rol oynar.
Baskı ve gerilimin olmadığı zihinde cinsel enerji dansa dönüşür. Bu dansın ne olduğunun bir önemi yoktur. Belki vals, belki tango, belki bir horon olur. Dans ne olursa olsun ortada muazzam bir uyum ve ahenk vardır.
Koşullanmalardan soyutlanmış zihnin aracılığı ile o An’da ortaya çıkan evrensel müziğe bedenler kendi danslarını yaratarak eşlik eder. “Kendiliğindenlik” budur.
Destek, nasıl seks yapacağına dair değil, seni doğallığından alıkoyan, cinselliğe karşı tutumunda kontrolcü ve agresif zihninin eğitimine dair olmalıdır.