Çekim yasası ile milli piyangoda kazanılır mı? Hem evet, hem de hayır. Evet, evrendeki enerjileri yönlendirerek kendinize ikramiye çıkmasını sağlamanız mümkündür; hayır, çünkü kazandığınız bu para size çok şeyler kaybettirebilir de. Bu söylediğimi anlamak için önce kısaca şunu söylemek gerekiyor: Bu yaşamdaki her deneyim, bizlerin ruhsal gelişimi için karşımıza çıkan fırsatlardır. Her deneyim fırsatı da, tıpkı ÖSS sınavlarında olduğu gibi, birkaç seçenekle birlikte gelir, yaptığınız seçime göre de sonuçlarını alırsınız. İnsanın eline aniden çok büyük paranın geçmesi de, ruhun önemli sınavlarından biridir. Eğer kişi sevincini abartmayıp ve kendini kaybetmeyip, parasını doğru biçimde kullanırsa, bu paranın hayrını bol bol görür; ama sapıtırsa bu para onun en büyük kâbusu olur ki, medyada sık sık büyük ikramiye çıktıktan sonra hayatı mahvolan insanların hikayelerini okuyoruz. Hatta ABD’de 226 milyon dolar kazanan bir adamın torunu, bu paradan pay koparmaya çalışan fidyecilerce öldürülmüştü zamanında. Kısacası, insan tatlı tatlı hayaller kuruyor şunu yaparım, bunu yaparım gibilerinden ama böyle bir para size çıkarsa, bu durumu her sorunun değilse de, birçok sorunun çözümü ama dikkatli olunmazsa birçok yeni sorunun da başlangıcı olarak bilin. Siz hayattan yırtmadınız, bilakis büyük bir ruhsal deneyim içindesiniz, bunu hiç unutmayın.

“Kes traşı da hadi bize nasıl kazanacağımızı anlat!” diyorsunuz içinizden değil mi? Eh, ben önceden uyarımı yapayım da… Çünkü evrendeki her hareketin bir de karşı tepkisi vardır, siz henüz hazır olmadığınız bir noktada, bir dileği fazlasıyla zorlarsanız dengeyi bozarsınız ve dengelenmeniz için de yüksek bir bedel ödemek durumunda kalabilirsiniz. (“The Secret” kitabında işin bu kısmı anlatılmıyordu işte.) Bu nedenle, “her ne koşulda olursa olsun ben bu parayı istiyorum” düşüncesiyle yapılmış bir dilek, gerçekleştikten sonra fena halde karın ağrıtabilir. “Bu parayı kazanmam hayırlıysa, gerçekleşsin” niyeti kaderci olarak nitelendirilebilecekse bile, kendinizi akışa “bilinçli” olarak teslim ettiğinizden daha sancısız bir süreç olacaktır.

“İyice uzattın artık, hadi nasıl kazanacağınızı söyle!” diye bağırasınız geliyordur artık. Tamam tamam, anlatıyorum. Yalnız okuyacaklarınız “çekim yasası”nın temel işleyiş prensibinin, milli piyango örneği üzerinden anlatılmasıdır. Yani size yüzde yüz kazandıracak bir formül vermiyorum, sonra o kadar yazını okuduk, uyguladık da amorti bile çıkmadı diye mailler atmayın. Beyninizi bu şekilde çalıştırmaya başladığınız anda, hayatınızda büyük değişimler yaratabilirsiniz; bu bilgi sadece parasal açıdan değil, hemen hemen aklınıza gelebilecek her durum için faydalıdır.

Gelelim Olayımıza…

“Çekim yasası”nın sırrı, olmuş gibi yaşamakta yatar. Yani eğer milli piyangonun size çıkmasını istiyorsanız, o zaten çıkmış gibi düşünün sürekli. Parayı kazandığınız anı, o anda nerede olduğunuzu, masadaki yemekleri, yanınızda kimlerin olduğunu, ilk tepkinizin ne olacağını, sonrasında nasıl göbek atacağınızı falan. Daha sonraki aşamada parayı teslim aldıktan sonra neler yapacağınızı, nasıl harcayacağınızı, hangi yatırımlarla değerlendireceğinizi, kimlere para vereceğinizi, bu bilgiyi gizleyecekseniz nasıl bir strateji uygulayacağınızı, neler alacağınızı. Bunları da para çıkmışcasına yaşayın her aklınıza gelen anda. Buradaki püf nokta şu, insan beyni gerçekle hayal arasındaki farkı anlayamaz. Bir hayali, bir imajinasyonu yaşarken onu gerçekten yaşadığını zanneder. Bu yüzden korku filmlerinde bu kadar heyecanlanır veya cinsellik içeren bir düşünce aklımıza geldiğinde fiziksel tepki veririz. Yolda yürüyorsunuzdur, bir an aklınıza eskiden birlikte olduğunuz birisi gelir ve bir anda nefesiniz sıklaşır, ateşiniz artar ve cinsel organlarınız tepkimede bulunur. O anda beyniniz, vücudunuza “Arkadaşlar, bizimkisi gene bir cıvır ayarladı galiba, hadin faaliyet zamanı, yalnız bırakmayalım yiğidi” komutunu vermektedir. Beyin aynı zamanda ruhsal dünya ile maddi dünya arasındaki bağımızdır. Ruhsal alemdeki enerjilerin, maddi dünyada somutlaşmasına yardımcı olur. Siz henüz gerçekleşmemiş ama olmasını istediğiniz bir olayı, olmuş gibi yaşadığınızda, ruhsal alemdeki enerjileri beyniniz aracılığı ile başınıza toplarsınız ve bu enerjiler de somutlaşmaya başlarlar. İşte “çekim yasası” adı verilen kavram da en özet haliyle budur. Bu bilgiyi hayatınızın her alanında kullanabilirsiniz. Amma velakin, bu bilgi esasında büyük bir güç anlamına gelir ve büyük güçler de büyük sorumlulukları yanında getirir. Büyük sorumluluk demek de kişinin bu sorumluluğu taşıyabilecek ruhsal gelişiminin yeterliliğinin de bulunmasıdır. İşte bu yüzden “çekim yasası” gibi bilgiler binlerce yıl boyunca, herkese uluorta anlatılmamış ve belli bir olgunluğa erişmiş insanlara anlatılmıştır. İşte bu yüzden “The Secret” ve türevleri insanlığa yapılmış bir hizmet değil, atılmış bir kazıktır. Bu sorumluluğu taşıyabileceklere sözüm yok, ama bu bilgiyi dünyevi ihtiraslarına ulaşmak için kullanmak isteyebilecek, ruhsal açıdan hiç hazır olmayan milyonların önüne, böyle aniden atarsanız, zaten dengesi iyice bozuk bir dünyada bir o yana bir bu yana sürüklenirken tutunacak dal arayan insanlara, ellerinde kalacak bir çalı parçası uzatmış olursunuz. Kökeni ruhsal gelişimle desteklenmemiş “çekim yasası” tarzı bilgiler, bugün yediğiniz hurmalar tarzı, yarın sizi tırmalayabilirler.

Bu noktada kendimin de yaptığı üzere şunu önerebilirim sizlere, Milli Piyango örneği üzerinden yola çıkarak: “Hayatıma güzellik getirecekse, sadece kendi sorunlarım değil, başkalarının da sorunlarını çözmeme yardımcı olacaksa, ağır bedelleri olmayacaksa, kısacası hayırlıysa Milli Piyango’dan kazanmayı diliyorum,” derim ve sonrasında da para bana çıkmışcasına sürekli yaşarım onu kafamın içinde, tıpkı “Ben bu maçı dün gece kafamda zaten oynadım” diyen canım teknik direktörümüz misali. Zaten bu gibi şans oyunlarında sürekli kazananların anlattıklarına dikkat edin, sadece bir kere değil sürekli kazanmaya başlıyorlar irili ufaklı, çünkü artık beyinleri “kazanamam”ı değil, “kazanırım”ı yaratmaya programlanıyor. Peki ben bir şey kazandım mı bugüne kadar? Amortiler dışında hayır. Ama belki de bu hayır, çok daha “hayırlı” olmuştur diye düşündüğüm için üzerinde durmuyorum. Umarım sizler içinde en “hayırlı”sı gerçekleşir, sadece Milli Piyango çekilişinde değil, hayatınızın her anında.

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...