Boğa’nın Boynuzları

Her ne kadar kimilerimiz içinden geçtiğimiz süreci yoğun, çetin sınavlarla ve zaman zaman da sıkışıklık ile tanımıyor olsak da bu vakitler aynı zamanda muazzam potansiyel ve dönüşüm fırsatlarıyla doludur.

Esasında her şey Ocak 2022’de başladı. Astrolojiyle aranız nasıldır bilmiyorum ama Ocak 2022’de ay düğümleri değişti ve kuzey ay düğümü etkisine geçtik. Şimdi bu noktada “Peah, astroloji gene, saçmalık” diyebilirsiniz. Fakat ister inanın ister inanmayın, astroloji size inanıyor. Daha doğrusu işleyen bir ilahi sistem ve onun yasaları var. Şu dönemde de Dünya’yı etkileyen ruhsal veya manyetik enerjileri de kadim öğretiler Boğa takımyıldızı ile ilişkilendirmişler. Yani astroloji söylediği için bu olmuyor, astroloji ilahi alem/manyetik alem/kuantum alemi/enerjiler (size hangisi uyuyorsa) olan enerjisel akışı izleyip bizlere potansiyeller olarak aktarıyor. Gerçekten de tam da ruhsal meteoroloji gibi bir işlev sunuyor. Yani meteoroloji yağmur geliyor dediği için yağmur yağmıyor, gelecek olanı haber veriyor ve tedbirinizi alın diyor. Bu noktada astrolojiye ister saçmalık deyin, isterseniz de değerlendirin bu size kalmış. Net olan şu ki yaşadığımız alemin bir işleyişi var ve bu işleyiş içinde de devreler var ve o devrelerde de temel bazı konuları makrodan mikroya çalışıyoruz. Ocak 2022’den beri Boğa’nın temsil ettiği konular ki para, mal mülk, miras, kaynaklar ve onların kullanımı gibi temel konular üzerinden konular ve dersler önümüze gelip duruyor. Mesela sadece ülkemizde değil, dünyanın nice bölgesinde mülk bedellerinin bu kadar yükselmesi, gıda bedellerindeki artış, keza insanların nicesinin mala mülke daha da tutunmalarının ardında hep bu enerji dalgası yatıyor.

Tabii diyeceksiniz ki “Peki bunu kim belirliyor ve niye ve niye böyle zor?” İlkinin yanıtı belli, tıpkı bir okulun müfredatı olduğu ve bunu belirleyen bir kurum olduğu gibi, vardır elbet ilahi sistemin de müfredatının bir belirleyeni ve O gerçekten ne yaptığını çok çok iyi biliyor. Gözünüzü dikkatli açarsanız bunun emarelerini her yerde görebilirsiniz.

İkincisi okulun müfredatı niye vardır? Elbette ki eğitim amacıyla. Gelişim amacıyla. Yoksa birileri bizi zorlamak, canımızı çıkartmak için planlar yaptığından değil. Ve de net olan bir şey var ki bize karşı olan bir alem/sistem/Yaradan yok. Sadece bir akış var. Tıpkı otoban gibi. Sen o akışa karşı yüzmeye kalkarsan, yani otobana tersten girmeye kalkarsan ve bu konuda da inat edersen, her şey üstüne üstüne gelir. Nicemiz de bunu yapmaya o kadar meraklı ki… İlla tersten gideceğim, illa en zoruyla yapacağım… Halbuki çevir direksiyonu akışla birlikte ak, bak nasıl uçarak gidiyorsun. Bu akıştan kastettiğim de dünyevi sistemin akışı değil, hemen zihin giriyor devreye… Bu ilahi sistemin akışı…

Yani karşına bir deneyim geliyorsa, bu sistem sana gıcık olduğu için değil. Senin o ana kadar seni durduran, engelleyen, konfora kaçıran… düşünce yapını dönüştürmen için fırsat sunma amacıyla… Arkasındaki büyük planı görebilirsen buradan geçip büyüyebilirsin. Ama yaygaraya, şikayete, inada gireceksen… kolay gelsin dostum hali…

Tabii bu noktada da şu soru gelir akla: Peki o direksiyon nasıl akışa doğru çevrilir?

Önce tersine tersine gittiğini fark ederek… Sonrasında da niyet ederek…

Bu zaten yolculuğun ta kendisidir.

Sözün özü şu ki son dönemde zorlandıysanız, elbette vardır bir sebebi ve bu sebepte aslında size daha derinden bir sizi hatırlatmak içindir.