Karanlığın kullandığı sayısız yol vardır, aydınlığın ise şefkat ve kucaklama… Fakat bu öyle bir güçtür ki şefkatla kucaklamayı başarabildiğiniz ve yüreğinizde yer verdiğiniz her şey size katılır. Siz bunu güçlenmek arzusuyla yapmasanız bile gittikçe güçlenirsiniz; güçlendikçe de kucaklarsınız; kucakladıkça daha da güçlenirsiniz, güçlendikçe daha da kucaklayıcı olursunuz… Bu böyle devam eder… 

Karanlık ise öteler, ayırır, yok etmeye, görmemeye, reddetmeye çalışır. Karanlık çok çekici bir güçtür, insanı kolayca baştan çıkartabilir. Direnmesi kolay değildir, çünkü açlığınızı tatmin edecek sayısız geçici çözümü vardır. Sizi kendisine bağımlı kılar.

Aydınlık yapan, karanlık yok edendir. İkisi de evrenin güçleridir… Aydınlığa karanlık yollarla çıkılmaz, aydınlığın yollarına karanlık bir şey yapamaz. Işık daima karanlığın içinde yol alır. Fakat karanlık olmazsa da kontrastlar belli olmaz. Bembeyaz kağıtta hiçbir şey görünmez üzerindeki siyah çizgiler olmasa… Evrende hepsinin ve herkesin yeri vardır, hangi yolu seçmiş olursa olsun…

Ve sen eğer sevgili kardeşim, ben aydınlığın yolundayım diyorsan… O zaman şefkatle kucaklamayı öğrenmelisin, bunu yapamayacağına inanamasan bile. Bunu başkaları için değil, kendin için yapacaksın her şeyden önce… Çünkü başkaları sandığın herkes ama herkes sana reddettiğin, ötelediğin, bastırdığın… parçalarınızı size göstermek ve onları kucaklama fırsatı yaratmak için hayatınıza girerler… Ve kucaklaştıkça da aslında ne olduklarını sizlere gösterirler: Hepimizin Bir olan varlığını…