Dünyadaki bazı halleri, durumları ve de yerleri anlatmak için bazen kelimeler yetersiz kalır. İnanılmaz, muhteşem gibi ifadeler de anlamsızlaşır çünkü o ana gelene kadar mutlaka ağzınızdan bu kelimeler dökülmüştür ve de şimdi dersiniz ki geçmişteki o an muhteşemdi tamam, ama peki ya şu an? Muhteşem yetmez işte. Bu durumda içe düşen en güzel kelimelerden birisi “öte” belki de… Bir diğeri de “aşkın”… İkisi de dilin lâl olduğu yani kelimelerle tarifinin yetersiz kaldığı haller için varlar. Diyeceksiniz ya hiç anlatmasan da sussan… O en güzeli de peki ya dostlara nasıl haber ederiz görünen dünyada? İçeriden alırız da haberi dışarıda da bir sinyal gerekebilir o iç sinyali anlamlandıran…
Bu dünyadaki “öte” dünyam Sathmahâl Gulistan benim. Aşkın “aşkın” mekanı…
Elbette bu cennet topraklarda nice nice nefes kesici yer var. Fakat Gülistan’daki zamanın ve de mekanın “öte”si halini başka yerde yaşamıyorum desem yeridir, deneyimleyenler bilirler. La Zaman, La Mekan bir yer burası…
Tabii bunun sırrı da “İnsan”da, “Bilinç”te, “Anlayış”ta.. . Yoksa güzelim doğa, güzelim binalar çok yerde var. Fakat buradaki “alan” bir başka… Bunun da kaynağı sevgili Fatma Meryem Suna ile eşi Serdar Çakır ile başlayıp kendini hizmete adamış nice aşığın yüreğinde, bilincinde, anlayışında saklı…
Neyi anlattığımı Gülistan’ı deneyimlemişler iyi bilirler. Bilmeyenler ise merak eder sorarlar da “Anlatılmaz yaşanır” cevabını alıp, içlerinden hadi oradan derler. Sonra deneyimlediklerinde de “Evet ya aynen öyleymiş” derler…
İşte bu Gülistan’da bir haftadır Fatma Meryem Suna ile “Öz’e Erim Vakti” inzivasındaydım. “Öte” ve de “Aşkın” bir süreçti.
Meryem Suna ile çalışmaların en önemli özelliklerinin başında şu gelir: İnziva süresince anlatılanlar, yaşananlar, deneyimlenenler sadece inzivada ve de sonrasındaki birkaç günde kalmaz. Hücrelerinize işler, hayatınızı bir daha eskisine dönemeyecek şekilde değiştirir ve dönüştürür. Bilinciniz, algılarınız, varlığınızı bilişiniz ve daha nicesi öyle bir genişler ki… Hep aradığınızı artık bulabileceğinizi hissedersiniz. Niceleri Meryem vesilesiyle bulmuşlardır da…
Benim deneyimim de hep böyle oldu. Böyle olduğu için de Meryem ile yürümeye devam ediyorum ve ediyoruz da aşkın “aşkın” seferinde nice güzel dostla elele kolkola…
Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...