Sembolizma ve sembolizm, bir düşüncenin veya olayın sayılar ve şekillerle anlatılmasıdır. Bir açıdan kullandığımız harfler ve rakamlardan tutun, etrafımızda gördüğümüz geometrik şekillerde, doğanın yarattıklarında ve oluşlarda dahi sembolizmi görebiliriz.

Fakat bizler genellikle bunları taşıdıkları anlamlardan çok, karşımızdakilere bildiklerimizi aktarmak için kullanırız. Oysa her harfin, rakamın, geometrik şeklin taşıdıkları anlamlar ve enerjiler vardır. Sembolizmin en önemli yanı, bir sembole yüklenen anlamın yıllarca değerini kaybetmeden korunabilmesidir. Fakat bunun bir kötü yanı da aynı sembole gerçek anlamından veya daha doğrusu esas kullanım amacından farklı anlamlar yüklenerek kullanılmasıdır. Bu nedenle semboller ile uğraşırken dikkatli olmak ve gerçeği araştırmak gerekebilir. Fakat sembollerin gerçek anlamları ne kadar saptırılmaya çalışılırsa çalışılsın mutlaka birileri tarafından hep doğru olarak bilinir ve korunur. Sembolizma, fleksibilitesi ve rölativitesi nedeniyle çağlara uygun dinamizmi sayesinde temel bilgi aktarım yöntemi olarak gelişmelere hemen adapte olarak hem demodeliğe meydan okur, hem de varlığını başarıyla korur. Sırların evrensel dili olan sembolizm; gizleyerek açıklar, açıklayarak gizler. İnsanlar binlerce yıldır, bir düşünceyi izah etmek için birçok yollar denemişlerdir. Bir düşüncenin anlamını, kademeli şekilde insanların anlayışlarına ve olgunluklarına göre birtakım kalıplar içine koyup sunmuşlardır. Özellikle ezoterik, gizli tutulması gereken birçok bilgi sembollerle anlatılmıştır. Yani doğrudan doğruya bir düşünce, bir bilgi izah edilmemiş, üstü adeta örtülerek bohçalandıktan sonra aktarılmıştır.

Bir sembol anlatmak istediği fikri; kısa, en kesin ve en belirli şekilde ifade eden bir işarettir. Bir şeyi diğer bir şeye benzeterek ve onun içinde adeta kaybederek anlatma tarzıdır. Konuyu biraz açmaya çalışalım: Farz edin ki, karşınızda farklı seviyelerde kişiler var. Ve onlara bazı gerçekleri açıkça anlatma güçlüğü ile karşı karşıyasınız. Bazı insanlara bir meseleyi açıkça, bir kalıba sokmadan anlatabilirsiniz. Bazı kişilere ise bunu bir benzetme yoluyla anlatmanız lazım gelebilir. Çünkü o, henüz o meseleyle açık bir şekilde karşı karşıya gelebilecek durumda olmayabilir. İşte o anda, onun daha önce bildiği bir şeyden hareket etmeniz gerekecektir. Yani nasıl? Gibi bir soruyla karşılaştığınız anda, onu bir şeye benzeterek, mecazi bir tarzda izah etmek zorunda kalırsınız. Benzetme unsurunuz, bir tabiat olayı olabileceği gibi, herhangi bir nesne yada bir geometrik şekil de olabilir. İşte o anda bazı olayları sembolik hale getirmiş olursunuz. Semboller basit veya karmaşık şekillerden meydana gelebilir. Bunlar, sayı, harf, geometrik bir şekil, doğadaki bir canlı, eşya veya bunların birleşimlerinden oluşabilir. Hepsinin üzerinde bir düşünce gücü yüklüdür ve kesinlikle raslantısal özellikler taşımazlar. Semboller çeşitli seviyelerden anlaşılabilecek farklı anlayışları da bünyesinde barındırmaktadır. Bu, sembolizmin üstünde durulması ve bilinmesi gereken en önemli özelliklerinden biridir. Yani bir sembolün 1’nci, 2’nci, 3’ncü, 4’ncü kademelerdeki anlamını çözdüğünüzde, hemen arkasından 5’ncisinin, 6’ncısının bunu izleyeceğini düşünmek lazımdır. Ezoterik çalışmalarda karşılaşılan sembollerin 7 ayrı dereceden anlamları bulunduğunu hesaba katmak gerekir. Bir sembolün gizlediği sırrı anladım dediğinizde, acaba bu kaçıncı derecedeki anlamıdır? Bunu tam olarak anlamasak bile, karşılaştığımız bir sembolün daha üstün bilgileri de gizleyebileceğini göz önünde bulundurmamızda yarar vardır. Evren, bir matematik ve geometri düzeni içinde hareket eder. Astronomi, fizik ve bilim dallarıyla ilgilenenler evrenin mükemmel bir ritmik düzen içinde hareket ettiğini, yaşadığını gayet iyi bilirler. Bu nedenle dinimizde Allah olarak adlandırdığımız yaratanın varlığını bu mükemmel düzen içinde görmek mümkündür. Çünkü O’nun varlığına inanmayan bilim adamları bile, en son teknolojiyi kullanarak elde ettikleri bulgularda, evrenleri yaratan yüce bir gücün varlığını hissetmeye başlamışlardır. Bu güce kimileri Allah, kimileri Evrensel Zeka, kimileri ise başka adlar verebilir. Ama bu mükemmel matematik ve geometrik düzeni kuran güce ne denirse densin varlığı inkar edilemez. Eski kültürlerde ve bazı ezoterik örgütlerde bu yaratıcı güce bu nedenle ‘Evrenin Ulu Mimarı veya Geometri Üstad-ı’ denilmektedir. Biz evrenleri yaratan ve mükemmel bir şekilde işleten enerjiyi tanımlamak için bazen sembolleri kullanırız. Hatta bunu belki de tahminlerimizden çok daha önce yapan bir takım kadim uygarlıkların varlığından da söz edebiliriz. Sembollere ilk anlamlar yükleyen uygarlıkların taş tabletlerden edindiğimiz bilgiler ışığında bundan yaklaşık 50.000 evvel varlıklarını sürdüren Mu ve devamı niteliğindeki Atlantis uygarlıkları olduğunu görüyoruz. Mu ve Atlantis sembollerinin bazılarını detay incelemeden önce temel bazı sayı ve şekiller hakkında bilgiler vermek istiyorum.

Sayılar ve şekiller sembolizmin içinde kullanılır. Hepsinin üzerinde bir bilgi, yani güç yüklüdür. Bu güçleri sembollerin gerçek anlamlarını bilerek ortaya çıkarabilir ve kullanabiliriz. Bu güçler kullanmasını bilenler için o kadar yoğundur ki iyilik veya kötülük için yönlendirilerek etki mekanizmaları oluşturulabilir. Beyaz veya kara büyü ile uğraşanlar bunu son derece iyi bilirler. İşin ilginç yanı benzer sembollerin çok küçük farklılıklar ile kullanılarak iyiye veya kötüye yönlendirilmesi mümkündür. Az önce de bahsettiğim gibi aynı sembollere bile farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Bunu birazdan örnekler ile anlatmaya çalışacağım. Fakat emeklemeden koşmak mümkün değil, önce işin alfabesini hatırlamaya çalışalım. Bunlar belki de sıkça duyduğumuz ve kullandığımız sayı ve semboller. Fakat üzerlerine yüklenen gerçek anlamlar sizleri şaşırtabilir.

Sayı : 0
Açıklaması : Sıfır yokluğun, hiçliğin sembolüdür. Ama aynı zamanda potansiyel varoluşun başlangıcıdır. Sıfır yutan sayıdır, etkisiz sayıdır ama aynı zamanda çok büyük bir gücü de kendinde barındırır. Dünya kültürlerinde 9 sayısı ile birlikte gösterim şekli hemen hemen hiç değişmeyen iki rakamdan biridir.

Sayı : 1
Açıklaması : Monad olarak adlandırılır. Tekliği ifade eder, yani tek olan herşeyi. Bu nedenle tüm varlıkların bünyesinden çıktığı tanrıyı tanımlar. Mu sembollerini incelerken (.) noktanın veya bir daire içindeki noktanın tanrıyı temsil ettiğini göreceğiz. Bunu aynı zamanda doğada gördüğümüz ‘güneş’ ile özdeşleştirmektedirler. Çünkü sistemimizde güneş de tek ve enerji veren, yaşamın devamını sağlayan güçtür. Bir sayısı aynı zamanda tanrının yeryüzündeki yansıması olan insanı da temsil eder. Bu bir bakıma tanrı ile insanın birleşmesini, yani makro ve mikro kozmosun tekliğini ifade eder. Eski Mısır’da bu sembol Osiris ile temsil edilir.

Sayı : 2
Açıklaması : Diyad olarak adlandırılır. Evrendeki dualiteyi gösterir, yani birbirinin zıttı veya tamamlayan herşeyi. Bunlar erkek ve dişi enerjiyi, aktif ve pasifi, bölünmez öz ile bölünebilir cevheri, iyilik ve kötülüğü, tanrının hem erkek, hen dişil yönünün olduğunu ve insanların bu nedenle iki cins olarak yaratıldığı ifade eder. İki sembolü ile ayrıca güneş ve ay’ı, kükürt ve civayı da anlatır. Kükürt erkektir ve akıldır, civa dişidir ve ruhtur. Eski Mısır’da Osiris ve İsis ile temsil edilir.

Sayı : 3
Açıklaması : Triad olarak adlandırılır. Monad ile diyad’ın birleşmesinden oluşur. Yani erkek ile dişi enerjinin birleşiminden oluşan eser, çocuğu anlatır. Eski Mısır’da Osiris ve İsis’in çocukları olan Horus ile temsil edilir. Bunu akıldan çıkan, fikirle oluşan eser olarak da görebiliriz. Üç sayısı ve üçgen bu nedenle en çok kullanılan ve çok kutsal sayılan bir sembolizmadır. Yaratılışın temelinde birin üçe, üçün bire yansıması yatmaktadır. Birin sembolü olan nokta(Göz de aynı anlama gelmektedir) ve üçün sembolü olan üçgenin iç içe kullanıldığı birleşik sembolde de bu anlatılmaktadır. Üç sembolü ayrıca insanın oluşumundaki ateş, su ve toprak ile tanrının oluşumundaki ruh, can, bedeni anlatır. Ruh ateşten, can sudan ve beden topraktan üretilmiştir. Üçgen aynı zamanda evreni de temsil eder.

Sayı : 4
Açıklaması :Tetrad olarak adlandırılır. Kainatı kaostan düzene geçiren dört temel gücün ifadesidir. Bunlar Ateş, Su, Toprak ve Havadır. Bunlara mahşerin dört atlısı da denilir. Mu sembolizması içinde haç sembollerinin bu dört gücü ifade ettiğini göreceğiz. Bu nedenle kare yerine, Hristiyanlar için de kutsal sayılan haç veya + işareti de kullanılır. Dört sayısı genellikle dünya ve fiziksel gerçekle ilgili sayıdır ve düzeni tanımlar. Dünyanın ve fiziksel gerçeğin dört yönü, dört boyutu ve dört mevsimi vardır. Aristo bunu biraz daha ileri götürerek dört niteliği belirlemiştir. Bunlar kuru, ıslak, sıcak ve soğuktur. Her elementin iki niteliği bulunur. Toprak kuru ve soğuktur. Su ıslak ve soğuktur. Hava ıslak ve sıcaktır. Ateş sıcak ve kurudur. Bundan da görülebileceği gibi her element bir diğeriyle bir niteliğini paylaşmaktadır. Bu durumda bir elementin bir niteliğini değiştirerek diğerine dönüşmesi olasıdır.

Sayı : 5
Açıklaması : Pentad olarak adlandırılır. İnsanın ve üzerinde yaşadığı dünyanın sembolüdür. Diyad ile triad’ın toplamı olan pentad dünyasal sevginin ve evliliğin sembolüdür. Ateş, su, toprak ve havanın toplamından oluşan dünyayı temsil eder. Yine bu dört elementin birleşiminden oluşan insanı da temsil eder (5. Element)

Sayı : 6
Açıklaması : İç içe geçmiş ve iki farklı yöne bakan üçgenler de yine çok eski bir semboldür. Bu yıldıza adalet yıldızı denilir. İsrail devletinin bayrağında da yer alan bu yıldız, kralları David’den çok daha önce bulunmuş bir semboldür. Yıldız evrenin altı yönünü gösterir; kuzey, güney, doğu, batı, aşağı ve yukarı. Yukarı bakan üçgen tanrıya ulaşmayı, aşağı bakan üçgen ise yeniden doğuş yasası gereği geriye dönüşü anlatır. Bu uçlardan herbiri bir fazileti temsil eder.

Sayı : 7
Açıklaması : Kutsal üçlü triad ile düzeni oluşturan tetrad’ın birleşmesinden oluşmuştur. Tekamül yasasının sembolüdür. Evrende pekçok şey yedi üzerine kurulmuştur. Sesin yedi ana notası, ışığın yedi ana rengi, insandaki yedi ana çakra gibi. Bu sembol Mu sembollerini incelerken kraliyet armasında da karşımıza çıkacaktır.

Sayı : 8
Açıklaması : Oktad olarak adlandırılır. İç içe geçmiş iki kareden oluşan, sekiz kenarlı bir yıldızdır. Özellikle Türk işleme sanatlarında çok karşılaştığımız bu sembol adaleti temsil eder. Bu sayı dördün iki katı veya üstün halidir. Fiziksel dünyanın dengelenmesini temsil eder.

Sayı : 9
Açıklaması : Dokuz tamamlama ve hikmeti temsil eder. Dokuz üçün karesidir ve son tam sayı olarak bir devrenin tamamlandığını haber verir. Dünya kültürlerinde 9 sayısı hemen hemen hep aynı şekilde gösterilmiştir. Bazen bunu spiral bir girdaba benzer şekilde de ifade edildiğini görüyoruz. Yani bir akış ve bitişin simgesi adeta.

Sayı : 10
Açıklaması : Tetraktis olarak adlandırılır. Dört bölümlü üçgenden oluşmuştur. İlk dört sayının toplamı olan on sayısı mükemmelliğin sembolüdür. Aynı zamanda kamil insanı, yani insanla tanrının bir olmasının sembolüdür. Sıfır ile bir sayısının yan yana gelmesiyle oluşan on sayısı hiçlikle, tekliğin ahengini ifade eder. Bu nedenle makro kozmosun da kutsal sayısıdır.

Şimdi Mu ve Atlantis döneminden kalan bazı kutsal sembollerin incelemesini yapalım. Özellikle zamanımızda kullanılan bazı sembollerin aslında ne kadar eski kökene dayandığını ve anlamlarını ne kadar hatalı bildiğimizi görelim. Önce Mu Kraliyet Armasını inceleyelim. Bu armadaki şekillerin büyük bir bölümü, Hintliler, Maoriler, Nevada ve Meksika yerlileri, Guatamalılar ve Gobi çölünde yaşamış bazı topluluklar tarafından kullanılmıştır.
Bu armayı bölüm bölüm incelersek : A. En dışta yer alan bölüm, Mu alfabesindeki M şeklidir ve ayrıca bu kıtanın simgesel harfidir.
M harfi ile başlayan önemli kişiliklerin (Musa, Mesih, Muhammed, Mevlana, Mehmet, Mustafa v.s) ve yer adlarının (Mu, Mekke, Mısır v.s) da kutsal veya seçilmiş olduğu inancı yaygındır. Harfin Mu dilindeki okunuşu da “Mu” olarak söylenir. Bu şekil aynı zamanda yedi rakamındaki şeklin benzeridir ve tekamül yasalarını hatırlatır.

B.Armanın merkezindeki hiyeroglif şekil “U-lu-mil” olarak okunur, ki “ ….. İmparatorluğu” demektir. Bu şekil aynı zamanda dört sayısını ve dört gücü de ifade etmektedir.

C. Hiyeroglif şekli çevreleyen daire, güneşi temsil eder. Bu hiyeroglif ile birlikte “Güneş İmparatorluğu” denebilir. En dıştaki şekil ile üçü bir arada “Mu güneş İmparatorluğu” anlamına gelir.

D.Armanın içindeki sekiz köşeli yıldız, sekiz temel noktayı simgeler ve Mu’nun dünyanın her yanına hakim olduğunu gösterir. Çevresindeki daire ise, bir evren sembolüdür. Bu evren insanındır. Mu’nun ışınları, etkisi bütün insanlığa ulaşmıştır denilmektedir.

Mu Kraliyet Arması’ndaki şekillerin halen pekçok yaşayan kültürde, üstelik aynı anlam bütünlüğünde kullanılması ilginçtir. İşte bu gördüğümüz sembollerin kökeninde yatan gerçek anlamlar buralarda bulunmaktadır.
Bugün özellikle Japonya’nın bayrağındaki güneş şekli ve kendilerini “Güneş İmparatoru” olarak anmalarının kökeninde bu nedenler yatmaktadır. Büyük ve eski bir uygarlığın kültür kalıntılarıdır bunlar.

Mu’nun en önemli sembolü olan Mu Kozmik Diyagramı bize, kamil insan olma, tanrıyla bir olma yolunu çizmekte. Bütün dinlerin esasında olan genel yaklaşımları ve tanrının tekliğini bir sembolde anlatılabilmektedir. Bize Mu’dan kalan bir sembolünde, dört temel gücü simgeleyen haç olduğunu görüyoruz. Yapılan kazılarda çok değişik haç sembollerine rastlanmıştır. Bu haçlardan bazılarının uçlarının sağa, bazılarının ise sola kıvrık olduğunu görüyoruz.

Tarihte ‘Gamalı Haç’ olarak da bilinen Hitler’in uçları sağa kıvrık haçı rastgele seçilmiş bir sembol değildir. Zira uçları sola kıvrık haç mutluluğun, iyiliğin gücünü remzederken, uçları sağa kıvrık haç ise mutsuzluğu ve kötülüğü remzetmektedir. Yazımın başında da değindiğim gibi bazı semboller üzerinde küçük oynamalar ile anlamlarını değiştirebiliyoruz. Haç sembolü daha sonra Hiristiyanlar tarafından kullanılmış fakat dört gücü anlatmak yerine İsa’nın çarmaha gerildiği yeri anlatmak ve bunu hatırlayarak kutsanmak için kullanılmıştır. Görüldüğü gibi bu sembol de asıl anlamının dışında kullanılmakta veya bizler onu bu şekilde öğrenmekteyiz. Bunun dışında birleşik semboller üzerinde oynamalar ile iyi veya kötü amaçlı etkilemeler yapmanın mümkün olduğunu söylemiştik. Örneğin beş köşeli yıldız -ki bizim de bayrağımızda bulunan çok değerli bir semboldür- etrafına çizilen bir çember şeytana tapanların simgesi olarak kullanılır. Aynı şekilde altı köşeli yıldızın içine konulan ters duran haç ve bunların yine bir çember içine alınmasıyla şeytana tapanların simgelerinden birini elde ederiz. Bu nedenle sembolleri doğru tanımlamak gerekir. Bunu yaparsak iyi ve kötüyü çok rahat ayırabiliriz. Semboller hakkında söylenebilecek çok şey olmasına karşılık burada bizim zaman ve mekan kısıtlamamız nedeniyle ancak çok temel bazı bilgileri aktarmaya çalıştım. Sembollere ilgi duyanların bu bilgilerini arttırmalarını tavsiye ederim. Çünkü hayatın içinde bazen öyle ilginç olaylar oluyor ki, bunların nedenini anlamak için sembolleri ve size iletilmek istenen mesajları anlamak gerekiyor. Sembol dilinden anlayanlar için yaşam farklı bir boyut, farklı bir tat kazanır. Çünkü herkesin göremediğini belki sadece siz görebilir, hayatın o an size vermek istediğini ve olayların arkasında yatan gerçeklerin neler olduğunu bulabilirsiniz..

Konuk Yazar