Uzun zamandır birlikte aynı yolun yolcusu olduğumuz sevgili Sami Bardakçı ile bir söyleşi yapmak istedik. Kendisi Sathmahal Gülistan’da “Sırr-ı Semaa” atölyesini yürütüyor.
Sami’ye sorularımı sormadan önce sizlere ben kendimdeki Sami’yi anlatmak istiyorum. Onunla yolumuz Ağustos 2018’de sevgili üstadımız Fatma Meryem Suna’nın “Öz’e Erim Vakti” inzivasında kesişti. Çok özel bir çalışmada, çok güzel bir kavuşum oldu. Önceleri “Beni buraya gönderdiler de neden gönderdiler şaşkınlığında” iken, kampın ilerleyen sürecinde sorduğu sorunun yanıtını aldı ve ardından aradığı yolu bulduğunu idrak etti. Sonrasında üstadımızın ustalık eğitimine devam etti. Bu arada ondaki marifetlere şahitlik etmeye başladık birlikte. Konya’da 2018’de gerçekleştirdiğimiz “Şeb-i Arus” çalışmamızda öncelikle organizasyonun Konya ayağında çok güzel çözümler üretti, sonrasında da meydanda ilk kez Semaa etti. Ardından ney üflemeye ilgi duydu ve neyiyle yüreklerimizin sesi oldu. Hat sanatına ilgi duydu ve çok güzel çalışmalar yaptı. Sevgili Sami neye yöneldiyse onun orada marifetine şahitlik ettik ve bu noktada bir kere daha kendisine büyük saygı ve hürmet duyduğumu belirtmek istiyorum.
Yakın zamanda ise “Sırr-ı Semaa” çalışmasıyla da damarlarında doğuştan gelen Konyalı kanıyla katılımcılara Sema ilmini aktarmaya başladı.
Hasan Sonsuz: Hoşgeldin Sami. Öncelikle şunu sormak istiyorum: Hepimiz Semaa’yı görmüşüzdür, bir şekilde şahit olmuşuzdur da Semaa’nın hakikati nedir? Neden dönüp duruyor bu insanlar ve kendilerinden geçiyorlar?
Sami: Hoş bulduk Hasan. Öncelikle güzel sözlerin için teşekkür ederim.
İnsan ruhu, ulvî bir alemden, deneyimleyip şahit olduğumuz aleme inmiştir. İnsan, nefsinin eğilimleri sebebiyle içinde olması gerektiği makamdan aşağılara düşmüş böylece aslî hüviyetini kaybetmiştir. Hepimizin gayesi onu bulunması gerektiği makama yükseltmektir. Buna ilaveten Allah ile olan yakınlığımızı artırmak, O’na aşk ile bağlanmak bizi huzura kavuşturabilir. Var olan tüm arayışların gelmek istediği nokta da budur aslında. Bu sebeple sema ile kendi varlığımızdan çıkıp gerçek varlıkla bir olmaktır niyetimiz. Bu anlamda Allaha bağlanma yolu olan Semaa, ruhen yücelmek ve yüceltmektir.
Hasan Sonsuz: Çok derinden bir açıklama oldu. Çok teşekkürler. Peki yeni başlayan bir kişi için Semaa ne ifade eder? Neleri getirir? Yoksa yeni başlamışlar için değil de yolda biraz ilerlemiş kişiler için midir?
Sami: Tabi ki her konuda olduğu gibi semada da o vecd hali zamanla gelir. İlk başta taklit ederiz ve başladığımızı zamanla içselleştirerek hale dönüştürürüz. Evrenin ilk hareketi dönüştür. Dünya, Güneş, Ay, gezegenler ve tüm canlılar dönüş halindedir. İlk başta o dönüş hareketine eşlik ediyor olmak, o frekansa girmek bile insan ruhunu olumlu anlamda değiştirmeye başlar.
Merdivenin ilk basamağına adım atmış olur yeni başlayan insan. Başlangıç da bir davet neticesindedir. Yaratıcının davetine icabet ediyor olmanın heyecanıyla o vecd halinin ne zaman geleceği belli olmaz. Sema bir şükürdür aslında. O hal ile yaşayan her zaman semadadır. Bu anlamda sema herkes içindir.
Hasan Sonsuz: Peki başımız dönmüyor mu? Yani ben hiç sema etmedim diyelim kalkıp çevremde 3 tur dönsem bile başım gözüm birbirine gidiyor. Nasıl olur da öyle dakikalarca dönebilirim? Bunun yolu yöntemi var mı?
Sami: Semayı sadece bir egzersiz gibi beden faaliyeti olarak düşünsek bile sağlık ve günlük performansımıza çok olumlu tesir ettiğini gözlemliyoruz. O yüzden değil baş dönmesi, önceden hayatımızda varsa bile bazı fiziksel sorunları çözümlediğine şahidiz.
Elbette Sema çalışmasına ilk başlandığı vakitlerde baş dönmesi, bulantı, kusma gibi semptomlar bazı katılımcılarda görülebilen normal fizyolojik bir durumdur. Ancak asırlardır uygulanan ve bizim de geliştirdiğimiz yöntemlerle bu aşamayı hızlıca şekilde geçiyor yeni başlayan ve atölyelerimize katılan dostlarımız.
Hasan Sonsuz: Dünyanın birçok yerinde dönen insanlar var. Mesela Mısır’a gidiyorsun sana dönen dansçılar şov yapıyor. Hem dönüş yapan semazen midir? Yoksa semazen başka bir şey midir?
Sami: Her dönüş yapan insana semazen diyemeyiz. Dönüş, egzersiz veya gösteri için de yapılır. Onlara bir nevi dans diyebiliriz.
Semaa da ruhun dansıdır; ama belli edep, adap ve hal içinde yapılır. Sevgilinin davetine nasıl icabet edileceği hassasiyeti içinde, O’nun büyüklüğü ve muhteşemliğine karşı hayranlık duyarak icra edilir.
Amaç bu hayranlığı aşka dönüştürmektir.
Hasan Sonsuz: Peki “Sırr-ı Semaa” atölyesinin içeriğinden bahsedebilir misin bize biraz? Neler yapılıyor?
Sami: Sema, yüreği ilahi aşk ile kor gibi yanan Hz. Mevlana’dan bizlere mirastır. O da tasavvufi bir yaşam tarzını benimsediği için, tasavvufsuz Sema eksik kalır düşüncesiyle tasavvuf muhabbetleri yapıyoruz.
Hz. Mevlana’nın muhteşem eseri Mesnevi’den ufuk açıcı okumalar yapıyoruz.
Tabi ki Sema’yı dolu dolu işliyoruz. Hem sembolik hem de manevi olarak açılımını yaparken, tekniğini ve adaplarını öğreniyoruz. Bol bol Sema pratikleri yapıyoruz. Ney dinletileri ve meşklerle ruhumuzu besliyoruz. Yani her anlamda dolu ve doyurucu geçiyor atölyelerimiz.
Hasan Sonsuz: Çok teşekkürler Sami bu derin sohbet için. En yakın vakitte birlikte Gülistan’ımızda sema etmek üzere inşallah… 🙂
Sami: Ben teşekkür ederim Hasan. Güzel gönlüne sağlık. Kavuşum için heyecanla bekliyoruz tüm dostları. 🙂