Spiritüel işlerle uğraşmış olan herkes, ilk başlarda en yakınlarını bu işlerin gerçek olduğuna ikna etmekle zamanını geçirir. Bu işlere bulaşan biri için en zorlu kısım budur. Arkadaşlarının “delirmiş la bu” bakışları altında ezilmeden ve alay konusu olmadan bir şekilde bu işin aslını anlatmaya çalışmak oldukça zordur. Çoğu kişi de bir iki direnişten sonra yılar ve genelde bu konuları insanın kendine saklaması gerektiğini anlar.Bu “üstü kapalı” ortam yüzünden iki farklı uçta sivrilme olmuştur. Birinci taraf, tarihten bu yana var olan bir meslek olan “sahtekarlık” tarafıdır. Şarlatanlar ya da sahtekarlar, bu işlere inanan saf insanları çok kolayca kandırabilmektedirler. Ve bu işten de çok yüksek para götürmektedirler. Bu tam anlamıyla, bir kişinin inancını kullanarak onu sömürmeye girer ve hangi kültür ya da hangi inançtan olursak olalım, etik dışı bir harekettir. İkinci sivrilen grupsa, bu işlere inananlar, fakat gerçek ile sahteyi ayırmaya kendilerini adamış olan kişilerdir. En zor da bu kişilerin yaptığı işlerdir, çünkü sahtekarlar izlerini çok ustaca sakladıklarından, bazen gerçek medyumlardan çok daha inandırıcı olabilmektedirler. Gerçek medyumlar ise her zaman isteneni uygulayamadıkları için, sahte medyumlardan daha fazla dolandırıcılıkla suçlanmışlardır.

 

Peki, bir psişik’e danışmak istediğinizde bu kişinin gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu nasıl anlamamız gerekiyor? İşte bu yazımda, gerçek psişiklerle sahte psişikleri birbirinden ayırt edebilmek için bazı ince püf noktalardan bahsedeceğim. Lütfen yanlış anlaşılmasın, bu vereceğim tekniklerin %100 doğru olduğunu savunmuyorum, bunlar sadece benim gözlemlerimden ve uzmanların önerdiklerinden topladığım verilerdir. En azından nasıl bir düşünce tarzı içinde olmanız gerektiğiniz konusunda yardımcı olacağına inanıyorum.

(Not: Türkiye’de maalesef duru görücüler, medyumlar, büyücüler, hepsi birbirine girmiş durumdadır. Sadece geleceği gören bir kişiden, insanlar büyü çözümleri istedikleri gibi, bir büyücüye giden bir kişinin birden bio-ritim haritası alması artık normal karşılanır hale gelmiştir. Bu yüzden karıştırılmaması için hepsinden (medyumlar, büyücüler, duru-görücüler, telepatlar vs…)aslında klasmanları çok farklı olmalarına rağmen, hepsinden genel olarak psişik’ler diye bahsedeceğim.)

1- Unutmayın, gerçekten psişik güçleri olan bir kişinin hayatı kolay geçmemiştir. Sürekli itilmiş, kakılmış, delilikle sorgulanmıştır. Bu kişi ne olduğunu anlayıp güçlerini az çok kontrol altına alana kadar kendisi bile delirip delirmediğinden şüphe duymuş, ailesinden bile çekinen biri haline gelmiştir. Bu yüzden çoğu psişik güçlere sahip kişilerin anormal davranışlar sergilemesi normaldir. Hiperaktif, kuşkucu ya da manik- depresif davranışlar sergileyenler çok fazladır. Çok sessiz sakin konuşan psişiklerde bile obsesif-kompulsif davranışlar görmek çok doğaldır. Çoğu şarlatan, sizinle konuştuğunda gayet normal davranışlar sergiler, bunun nedeni yıllardır kazandıkları tecrübe dolayısıyla insana güven verecek ses tonunu ve vücut hareketlerini bilmelerinden dolayıdır. Aşırı normal ve güven veren biri, bir psişik olduğunu iddia ediyorsa, o konuda biraz şüphe duymakta yarar vardır.

2- Bir şekilde bir psişiğe danıştığınızda, inanılmaz derece kendinden emin bir şekilde gelecekten tahminler veriyorsa ve verdiği tahminler genellikle finansal bilgilerle ilgiliyse ( şu maçın sonucu şu olacak, şu hisse senedi şu kadar değer kazanacak) oradan hemen uzaklaşın. Eğer söyledikleri doğru olsaydı, kendisi multi milyarder olur bu işlerle uğraşmazdı.

3- Bir sahtekar sadece kazanacağı paraya bakar. O yüzden karşısına gelen müşterileri etkilemek isteyecektir. Bunun için size çok süper haberler ( şu kadar para kazanacaksın, terfi edeceksin, ev alacaksın) ya da tam tersi aşırı depresif haberler verirse ( ölüm, ağır hastalık, trafik kazası) şüphe duymanızda fayda vardır. Şarlatanlar ya sizi sevindirerek ya da korkutarak içlerine çekmek isteyecek ve sömürecekleri kadar sömüreceklerdir. Bunun bir ileri aşaması büyücülüktür. “Başınızdaki felaketten kurtulmak için şunu şunu yapın” şeklinde isteklerde bulunacaklardır. Tabii ki bu yardım, belli bir ücret karşılığındadır. Unutmayın, gerçek bir psişik, sadece belirli şeyleri görme gücüne sahiptir, olacakları değiştirme gücüne değil.

4- Psişiğin karşısına çıkan biraz kuşkucu biriyse, şarlatan kendini ispatlamaya çalışacaktır. İşte bu en dikkatli olmanız gereken konudur. Hiçbir şekilde psişik gücü olmayan bir kişi bile, bazı hızlı el numaraları ve illüzyonlarla, karşısındakini kandırabilir. Şahsen yaşadığım iki olayı anlatayım.

a)Medyum, evde yada herhangi aydınlık bir yerde sizinle buluşur. Sizi şüphelerinizden kurtarmak için gücünü gösterme gereği duyar. Size küçük bir karton kağıt ve bir keçeli kalem verir ve üstüne herhangi bir şekil çizilmesini ister. Siz resmi çizdikten sonra, resmi sizden alır ve bir yere koyar. Sonra o klasik “beyaz zemin üstüne siyah olarak çizdiğin resmi düşün” kelimesini kullanır ve sizin düşüncelerine girerek aynı resmi başka bir kağıda çizer. Bu çok hızlı yapılan bir hareket olduğu için hileyi fark edemezsiniz. Medyum, kağıdı kahve bardağının üstünden geçirerek alır, böylece resmin aksini koyu renkli kahvenin yüzeyinde görür. Düşüncelerinize girmemiştir.

b)Büyücü, üstünüzde nazar olduğunu söyleyerek sizi nazardan kurtaracağına garanti verir. Eline bir metal para alarak üstüne bıçakla bir çarpı işareti atar. Önce kendi elinde tutar dualar okur, sonra parayı sizin elinize tutuşturur. Dua okuma bitince elinizi açmanızı ister, metal para kararmış bir şekilde avucunuzdan düşer. Büyücü nazarın oraya aktığını anlatır. Bu da çok basit bir sihirbazlık numarasıdır. Büyücü evvelden aynı tarz bir metal paraya çarpı işareti atarak alevde islenmesini sağlar. Dua okurken sizin dikkatinizi başka yöne çeker ve o anda parayı evvelden hazırladığı parayla değiştirir. Parayı sizin elinize o kadar çabuk ve hızlı verip avucunuzu sıkar ki, o paranın aslında değiştirildiğini görmezsiniz.

5- “Fishing” taktiği . Bu nerdeyse tüm şarlatanların kullandığı bir taktiktir. Bu teknik, gelen kişiye olta atarak, istenilen cevapları öğrenmek ve ona göre geleceği okumaktır. Bu da genelde şu şekillerde yapılır.

  • Açık uçlu yorumlar yapılarak oltaya gelmesi beklenmek.“Etrafında kara bulut görüyorum” denir ve karşısındakinden tepki beklenir. Kurban safsa “Aaa evet annem geçenlerde düştü bacağını kırdı” diye atlar, böylece sahtekarın gideceği yol belirlenmiştir.“Aile fertlerine yapılan bir büyü görüyorum” der ve bu yoldan devam ederek müşterinin korkuları üstünden prim yapar. Eğer müşteri kuşkucuysa “ bu günlerde de bir şey yok ama “ gibi bir cevap verirse psişik “ … ama o kara bulutlar dağılmış… Var mı sarışın bir tanıdık, o dağıtmış gibi gözüküyor… ” gibi klişe laflarla durumu çevirerek başka bir yerden olta yakalamaya çalışır.

  • Çok fazla sorular sormak. Bu şekilde kurban hakkında bazı veriler elde edilir. Mesela “Yakın zamanda ailenden birini mi kaybettin?” sorusu cevabı “Evet, teyzemi kaybettim” ise, psişik başka konulara daldıktan sonra birden “geçenlerde bir kaza atlatmışsın, ama teyzen seni öbür taraftan korumuş” gibi bir lafla kurbanı kandırabilir. İş yerinde her gün 2-3 ufak kaza yaşandığını göz önüne alırsak ( kalem düşürme, printer’in yazmaması vs…) bu taktiğin de aslında oldukça zekice olduğunu görebiliriz.

  • Kurbana çok fazla “evet-hayır” sorusu sorarak tahminlerde bulunmak. “Etrafında bir balık burcu görüyorum. Var mı tanıdığın bir balık burcu? O balık burcu biraz dikkatsiz biri midir? Ailene yakın biri mi? ” şeklinde sorularla kurbanı kendi istediği tarafa doğru yönlendirmek.

Verdiğim taktiklere baktığımda, bu işlerden cidden anlayan biri zaten işin ne kadar ciddiyetsiz olduğunu fark edecek. Çünkü genelde bir insan aynı anda hem psişik, hem medyum, hem de büyücü olmaz. Ama inanın, kafasında hafif soru işareti olan kişiler bile kolayca kanabilirler. Çünkü sahte psişikler rollerini o kadar iyi çalışmışlar ve ortamı o kadar iyi seçmişlerdir ki, siz de oyuna kendinizi kaptırırsınız ve ne olduğunu bilmeden bir şarlatanlığa kurban gitmiş olursunuz.

O yüzden, bir psişiğe gideceğiniz zaman, kafanız her zaman net olsun ve bu kişinin sizi karizmasıyla ya da yarattığı etkiyle sizi etkilemesine izin vermeyin. Psişiğin sizi yönlendirmediğinden ya da etkilemediğinden emin olun ve ona göre okuma yapmasına izin verin.

Tunç Pekmen