İnsan özgür bir yaratık olarak doğar.
Gücü özgürlüğünden kaynaklanır, güçsüzlüğü korkularından…
Bana göre insanın huzurlu yaşaması için ihtiyacı olan tek şey evrenin dinamiklerinin iyiliği için çalıştığını umut etmektir. Zaten aksi durumda düşünen insan için yaşamanın pek fazla bir anlamı yoktur. Bunun dışındaki sınırlayıcı koşullar, ya diğer insanlar tarafından empoze edilmiş ve ya da doğuştan sahip olunmuştur.
Bu koşullardan değiştirilemeyecek olanı doğuştan sahip olunanlardır. Eğer insan, evrenin/sistemin(Tanrı) dinamiklerinin iyiliği için çalıştığına inanıyorsa, bu noktayı zaten düşünmesine gerek yoktur.
Diğer insanlar tarafından yaratılan ve şu an dünya üzerindeki yaşanan sistem sonucu içinde bulunulan koşullar ise değiştirilebilir koşullardır. Bu koşullara kısmen içinde bulunduğumuz sistem/Evren yol açtığından(fiziksel görünüş, zeka, doğduğumuz yer vs.); evrenin/sistemin/Tanrının, mutlak iyi olduğuna ve bizim iyiliğimiz için çalıştığına inandığımız vakit, “Her işte bir hayır vardır” demek kaçınılmaz oluyor. Ama bence burada bir nokta gözden kaçırılıyor. Her işte bir hayır olsa bile bulunulan koşullarda her an için bir adam öldürüp hapse girme özgürlüğü bizde.. Açıkçası bu işte hayır yok.. Değil mi? Demek ki, her işte bir hayır olma ihtimali bizim doğru seçimleri yapmamız durumunda, isyan etmememizde, mücadeleyi bırakmayıp, her şeyde topu Evrenin dinamiklerine atmamamızı gerektiriyor. Başta dediğim gibi zaten bu dinamiklerin bizi umursamadığını filan düşünüyorsanız ki, yaşam sadece keyif almak için yaşanılabilir. Ve sevdiklerinizin birer birer yok olacağını bilerek yaşamak. Acı çekerek keyif almaya çalışmak…..
Ben sadece bu dinamiklerin bizi umursadığını ümit ediyorum. Muhteşem bir fiziksel yapıya sahip olmamız, inanılmaz değişkenlik gösteren fiziksel görünüş ve karakterlere sahip olmamız, gerçekten rastlantısal olarak oluşamayacak kadar inanılmaz bir hayat-mikro sisteminde bulunmamız,bunlar rastlantı olmamalı…
Tüm bunları açıkça belirledikten sonra diyorum ki, “Ben nerden geldim bu yalan dünyaya!” demek kadar, “Bu dünyaya madem geldim, alemin kralı olacağım!” demek de birer seçimdir. Seçim yapmayıp kendini akıntıya bırakan insan zaten ölmüştür. Çünkü bu dünya yapılan seçimler; ve bu seçimlerin sonucunu yasamak üzere dönmekte. Seçim yapmamanın da bir seçim olduğu da ayrı traji komik bir durum olduğunu belirtmekte fayda var.
Sonuç olarak, yapmamız gereken, bizi ruhsal ve fiziksel, maddi manevi en iyi noktaya götürecek seçimleri yapmamızın bu koşullardaki OPTİMUM ÇÖZÜM olduğunu fark etmek sanki.
1. Evren bizim iyiliğimiz için var ve dinamikleri o yönde.
2. Hayatta pozitifleri görmek…(Negatifleri görmek daha kolay)
3. En azından özgür olduğumuz için evrene ve sistemin dinamiklerine(Tanrı) teşekkür etmemiz gerekmez mi?
Özgür olmayan insanlar maalesef en temel haklarından yoksun yaşıyorlar…
Ya korkularının ya da başka insanların esiri olarak…
Hayatınızın kıymetini bilin.