Yıllardır konferanslara kesinlikle katılmayan ünlü astrofizikçi Michio Kaku, Mart’ta İspanya’da gerçekleşen bir konferansa katılıyor birdenbire. Gaia.com sitesinde ise bu konferans esnasında kendisiyle yaptıkları 10 Mart 2020 tarihli söyleşiyi yayınlamışlar. Söyleşiyi dinlerken Michio’nun söylediklerini duyduğumda not alıp sizlerle paylaşmak istedim. Hele ki uzaylılar ile ilgili bu sözleri söyleyen gezegenin en önde gelen astrofizikçilerinden birisi olunca…

Söyleşiden satırbaşları şöyle:

“Artık hükümetler uzaylıların varlığını ispatmakla değil, olmadıklarını ispatlamakla mükelleftirler.”

“Evrende bir milyar dünya benzeri gezegen olduğunu biliyoruz artık ve yaşamın sadece Dünya’da olduğunu söylemek hadsizliktir.”

“Artık insanlar başka uygarlıklar olduğu fikrine daha açıklar.”

“Uzayda radyo sinyali arayarak, onlar var mı yok mu kararını veriyoruz. Belki onlar radyo kullanmıyor. Belki biz çoktan eskidik bile.”

“İleri uygarlıkların 3 tipi vardır. Birinci tip, gezegensel uygarlıktır; havayı, denizleri ve volkanları kontrol edebilir. İkinci tip, yıldızlarını kontrol edebilir ve yıldızlarını enerji kaynağı olarak kullanabilir. Üçüncü tip ise galaktik uygarlıklardır. Bizlere yapılan ziyaretler var ise bunlar üçüncü tip uygarlıklardandır. Bunlar kara deliklerle oynayabilir, galaktik düzlemlerde hareket edebilirler.”

“Uzaylılar ölümsüz mü? Konu ölümsüzlük olduğunda iki tip ölümsüzlük üzerinde duruyoruz. Dijital ölümsüzlük. Mesela Einstein’a dair her şey dijital ortamdadır. Dijital olarak ölümsüzdür. İkincisi ise genetik ölümsüzlük. Şu anda biz yaşlanma genetiği üzerinde çalışıyoruz. Yaşlanma DNA’larımızdaki hatalar sonucu ortaya çıkar. Çünkü zamana kodlanmıştır bu genler. Şu anda mühendislikle bu hataları gidermeye başladık. Bu yüzyılda genetik ölümsüzlüğü de görebiliriz.”

“Dünyamız sıfır tip uygarlık. Ne doğayı yönetebiliyoruz, ne de yıldızları. Petrola bağımlı yaşıyoruz. Birinci tip uygarlık için daha yüzlerce yılımız var. Ama bu yoldaki ilk teknolojiye kazayla sahip olduk: Internet. Gittikçe gezegensel çapta yayılıyor sporumuz, müziğimiz ve kültürümüz. Gezegensel bir yapıya dönüyoruz.”

“Uçan dairelere bilim adamları gülüyor. Elbette, bu birinci tip uygarlık teknolojisi. Fakat üçüncü tip bir uygarlık, galaktik bir yapı bizden milyonlarca yıl ilerdedir. Onlar karanlık maddeyi kullanmayı ve daha nice teknolojiyi bilebilir. Biz bir yerden bir yere gitmek için binlerce yıldan bahsederken, onlar için bu tek bir göz kırpışı olabilir. Bu yüzden, dünyamızı üçüncü tip uygarlıkların ziyaret ettiğini düşünüyorum.”

“Plank enerjisi adını verdiğimiz bir enerji var, bu ışık hızından da ötesindedir ve kısayollar yaratır. Bunu kullanarak ışık hızının ötesinde hareket edebilirsiniz.”

“Mars dünya varolmadan önce tropikal bir gezegendi. Bazıları DNA’nın önce Mars’ta ortaya çıktığını söylüyoruz. Yani Marslıları arıyorsanız, onlar bizleriz.”

“Neden her yerde güneş ve rüzgar enerjisi santralleri yok? Çünkü enerjiyi saklayabilecek pillerimiz yoktu. Şimdi yeni super piller geliştiriliyor. Böylece daha çevreye uygun enerji kaynakları kullanabiliriz. İleride füzyon enerjisi ve deniz suyunu da enerji kaynağı olarak kullanabileceğiz. Tüm bunlar küresel ısınmayı azaltacaklar.”

“Bir asteroid gelip dünyaya çarpabilir mi? Evet mümkün ve bunun için şu anda yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Gökyüzüyle kumar oynuyoruz. Küçük çocuklar gibiyiz bu durum karşısında. 2029’da Apofis adında bir asteroid dünyaya teğet geçecek. Ama yörüngeye girecek. İkinci dönüşünde ne yapacak henüz bilmiyoruz. Çarpabilir de çarpmayabilir de. Çarparsa İngiltere’yi haritadan silebilir mesela. Yani şu anda savunmasısız.”

“Biz hep kafamız yerde yaşıyoruz. Ama orada tepemizde koca bir evren var ve onun da döngüleri var. Arada kafamızı yukarı kaldırmalıyız.”

“UFOlar konusunda artık kritik eşiği geçtik. O kadar çok görülme vakası var ki ve de bilim adamları olarak o kadar çok gezegen keşfettik ki.”

“Eğer bizi istila etme niyetinde ileri bir uygarlık olsaydı, bunu çoktan yapmışlardı. Bu yüzden onların barışçı olacaklarını düşünüyorum. Ayrıca bizi fethetmeleri için ne sunabiliriz ki onlara? Altın mı? Onları için sarı mineral olabilir. Su mu? Uzayda bir sürü su var. Bizi niye fethetsinler ki?”

“2001 filminde evreni tarayıp zeki yaşam arayan siyah bir obje vardı. Bizim ayımızda da bir başka uygarlıktan kalma böyle bir obje şu anda olabilir.”

“İnsanlık tarihinin en güzel zamanında yaşıyoruz. Evreni anlamak konusunda en keskin noktadayız.”

“Einstein tüm ömrünü ‘Her şeyin Teorisi’ni bulmaya adadı. Tanrı Denklemini aradı. Tanrı’nın zihninde ne var anlamaya çalıştı. Şimdi biz bu denklemi aşağı yukarı biliyoruz. Tanrı’nın Zihni, hiperuzayda yankılanan kozmik müziktir.”

“Hristiyanlık, Ol dedi Oldu diyerek başlatır evreni, Budizm’de ise zamansız ve mekansız Nirvana vardır. Şimdi elimizde çoklu evrenler var. Evet, bizim evrenimizin bir başlangıcı var. Bir baloncuk gibiyiz ve sonsuz baloncuklar var bizden başka. İşte bu baloncukların olduğu banyo ise hiperuzay. Burada sürekli baloncuklar oluşuyor. Bu da işte Nirvana.”

“Biz kendimizi Dünya ve Güneş Sistemi’nden ibaret zannediyoruz. Ama bizim dışımda o kadar çok sistem var ki. Ve de bizim sistemimize o kadar çok ziyaretçi geliyor ki.”

Söyleşinin tamamını gaia.com ‘a üye olarak izleyebilirsiniz. (An exclusive interview with Michio Kaku – 10 Mart 2020)

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...