Keltlerin Hıristiyanlık öncesi kutsal tas veya kupa efsanelerinin ortaçağda Hıristiyanlık inançlarıyla karışmasıyla oluşmuş Graal Efsaneleri’ni duydunuz mu hiç? Lusifer’in tacından düşmüş, meleklerce zümrütten oyulmuş, Adem’in cennetten çıkarken kaybettiği, içinde İsa’nın kanının veya ölümsüzlük içkisi ab-ı hayat’ın bulunduğu kutsal kupa…
Ve bu kupanın peşindeki yuvarlak masa şövalyeleri… Macera Frank Herbert’ın “Çöl Gezegeni Dune” adlı romanında şekil değiştiriyor…

Ezoterik bilgilere göre Graal Kupası bir sembolden ibarettir. Doğu’daki kalp sembolünün Batı’daki karşılığıdır. Bu kupa ters üçgen veya ters koni şeklinde betimlenir. Mısır’da kalbi ifade eden hiyeroglif de ters üçgen biçimindeki bir vazo olarak resmedilirdi…
Ezoterik bilgilerde Graal sembolü şöyle açıklanır:

-GRAALIN KAYBEDİLMESİ: Spatyumda serbest şuuruyla hareket edebilen bir varlığın enkarne olmasıyla maruz kaldığı şuur daralmasını ve bilgilerini unutmasını sembolize eder. Bu, “Cennetten Kovulma”nın sembolüdür. Ezoterik ve okült tradisyona göre cennet, düalitenin olmadığı bir realiteyi, yani spatyumu temsil eder. Fakat maalesef insan ruhu düalitenin olmadığı bu ortamda bir gelişme gösteremeyecektir. Bilgi ancak uygulamayla elde edilir, pratikte deneyimlenmeyen bilgi tekamüli değere sahip değildir. Bu sembolizmde ağaç, meyvesi bilgi olan “hakikat ağacı”dır. Meyvenin yenilmesi düalite ortamına geçisi temsil eder. Buna mistisizm ve sufilikte de rastlanır. Mevlana, “Cennet zıtlıkların olmadığı bir yerdir.”, demiştir. Teozoflar ise, cennetten kovulma sembolizminde, yeryüzünde ilk devrede mevcut olmuş etherik varlıkların gitgide yoğunlaşıp katılaşmaları ve bu süreç yüzünden bu varlıkların psişik yeteneklerini gitgide kaybetmeleri öyküsünü görürler.

-GRAALIN ARANMASI: Bu sıradaki mücadeleler, sufi literatürde cihad-ı ekber denilen nefis mücadelesini ve inisiyatik serüveni sembolize eder.

-GRAALIN BULUNMASI: İçine ab-ı hayatın bulunduğu Graal’ın bulunması varlığın vicdan ve sezgi kanalının tam olarak açılmasını, spiritüel tesiri kendi başına çekip aktarabilecek düzeye gelmesini temsil eder.

Ab-ı Hayat, sonsuz gençlik ve sonsuz yaşam olanağı verdiğine inanılan içkidir. Pek çok inanışta yer alan bu sembol İslami tradisyonda Ab-ı Hayat, hint tradisyonlarında “amrita” veya “soma”, İranlılarda “homa”, Grek mitolojisinde “nektar” veya “ambrosia” adlarıyla ifade edilir. Bu kavram simyaya ezoterik öğretiyle, özellikle de Hermetika metinleri aracılığıyla geçmiş, fakat ezoterik anlamıyla değil de, egzoterik anlamıyla ele alınmış ve imal edilebilecek bir sıvı sanılmıştır.

Ab-ı Hayat suyundan içmek, belirli bir tekamül düzeyine ulaşmış ve süptil vibrasyonları alabilecek düzeye erişmiş bir insanın geçici aralıllarla da olsa, zaman zaman birtakım yüksek tesirleri, süptil, ince, kozmik vibrasyonları alabilmesini, artık bu yüksek planlardan gelen tesirlerle beslenmesini ifade eder. Bu irtibat halinin süreklilik kazanmasını ise inisiyeler ve kimi mistikler fenafillah, kozmik temas, kurtuluş, aydınlanma gibi çeşitli adlarla ifade etmiştir. Bu aşamada, insan maddeye dönük nefsani duyguların esiri olmak yerine kendini diğer varlıkların tekamülüne şuurlu olarak yardım etmesini sağlayan vazife sezgisinin uyarılarına teslim etmiştir.

Ab-ı Hayat suyundan içenlerin ölümsüzlüğe kavuşmaları, bir varlığın dünyadaki doğum-ölüm çemberinden kurtulması, dünyada tekrar enkarne olmasına gerek kalmadığı bir tekamül düzeyine ulaşması, yani “Dünya Gezegeni Okulu”ndan alacak bir dersi kalmaması demektir.

Frank Herbert’ın “Çöl Gezegeni Dune” adlı eserini okuyanlar anımsayacaklardır.. Ab-ı Hayat ile yükselen farkındalık, Bene Gesserit rahibelerinin inisiyatik süreçleri ve II. Leto’nun Tanrı-İmparator olma yolunda giderken yaşadıkları… Herbert, 6 ciltten oluşan bu sürükleyici bilim kurgu romanı yazarken belli ki hem doğu, hem de batı ezoterizmi hakkında detaylı araştırma yapmış. Okumamış olanların tadını kaçırmamak için daha fazla detaya giremiyor ve bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum…

Aycan Çankaya

1976 yılında İstanbul’da doğdum. 1994’te Saint Benoit Fransız Lisesi’nden, 2000’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Öğrencilik yıllarımda ilgilenmeye başladığım hipnoz ve NLP’yi 2 yıl boyunca pratisyen hekim olarak çalıştığım özel poliklinikte kısmen uygulama şansım oldu. 2002 yılında evlendim ve hekimliğe ara vererek ilaç sektörüne girdim. İki yıl kadar medikal danışman, bir yıl kadar da ürün yöneticisi olarak çalıştığım süre boyunca NLP Practitoner, NLP Master Practitioner, Reiki ve Hipnoterapi eğitimleri aldım.