Genel bir tanımla nitelenen bir tanrı tasarımı her zaman ve heryerde geçerli degildir. İnsan kafasının ürünü olan tanrılar, çeşitli yer ve çeşitli zamanlara göre çeşitli niteliklerde tanımlanmışlardır. Örneğin bütün tanrılar doğaüstü değildir; hayvanlar, bitkiler, hükümdar-insanlar tanrı sayılmışlardır.

Toplumbilimci Durkheim, ilkellerin tanrıları için “Kabile tanrısı yüksek bir mevkiye ulaşmış bir ata ruhundan başka birşey değildir.” der.

Os. Allah,Rab,Zati vacibi taala, Cenabi bari,Vücudu bari, Cenabi hak; Fr.Dieu; Al.Gott; İng.God; It.Dio. Lat.Deus; Yun.Theos

Etimoloji:
Tanrı sözcüğü, Türk lehçelerinde gök anlamına gelen tan deyiminden türetilmiştir. Altay Türklerinde tanrı, Yakutçada tanara, Çuvasçada tura, Mogolcada tangi ve Kazancada tangiri gibi çesitlemeleri vardir.
Batı dillerinde Hint-Avrupa dil grubunun parıltı anlamına gelen dei kökünden türemiş ve ilkin Sanskritçe’ de tanrı anlamına gelen devah ve sonra Yunanca’ da tanrısal anlamında dios ve daha sonra tanrı anlamında theos deyimleriyle biçimlenmiştir.

Latinceye tanrı anlamında ilkin deivos ve daha sonra deus deyimleriyle geçmiştir. Tektanrıcı büyük dinlerin ilki ve kaynağı olan Musa dininde ruh anlamına gelen İbranice eloah (Arapların allah ve ilah deyimlerinin kaynağı bu sözcüktür. Çoğulu elohim’dir) ve O’dur anlamına gelen yahova (özellikle bu deyim idealist felsefenin temeli olmuştur) deyimleriyle anılmıştır.

Tarih:
Genel bir tanımla nitelenen bir tanrı tasarımı her zaman ve heryerde geçerli degildir. İnsan kafasının ürünü olan tanrılar, çeşitli yer ve çeşitli zamanlara göre çeşitli niteliklerde tanımlanmışlardır. Örneğin bütün tanrılar doğaüstü değildir; hayvanlar, bitkiler, hükümdar-insanlar tanrı sayılmışlardır. Toplumbilimci Durkheim, ilkellerin tanrıları için “Kabile tanrısı yüksek bir mevkiye ulaşmış bir ata ruhundan başka birşey değildir.” der.

Buna karşı tinsel varlık kavramı da bütün tanrıları tanımlamaz, tinsel olmayan birçok tanrılar vardır, örneğin Yunan tanrıları tinsel değildir, ölümlü kadınlarla birleşirler ve çocuk yaparlar. Yunan tanrıları bedenlidir, öldürülebilirler. Yahudiliğin ruh-tanrısı bile Yakub’ la güreşir ve ona İsrail (tanrıyla güreşen) adını koyar. (Bk.Tekvin, bölüm 32, 24-28).

Mısır tanrısı Osiris’in bedenini kardeşi Seth ondört parçaya bölüp, her parçayı Mısır’ ın ayrı bir bölgesine atmıştır. Osiris’in oğlu Horus ile amcası Seth döğüürler ve biri öbürünün gözünü çıkardığı gibi öteki de onun erkeklik örgenini koparır. Ölümsüzlük de birçok tanrıların ortak niteliği olamaz, İskandinav tanrılarının çoğu ölümlüdürler.

Koruyuculuk da genel bir tanrı niteligi değildir, çeşitli mitolojilerde birçok tanrılar insanı korumazlar ya da belli bir kavmi kayırırlar hatta kötülük ederler, insanlar da onların kötülüklerine uğramamak için onlara tapınırlar.

Saygınlık da genel bir tanrı niteliği sayılamaz. Gılgamış destanında Sümer tanrıları için “Tatlı kokusunu alınca adağın başına sinekler gibi üşüştüler.” denir. Bundan başka Gılgamış tanrıça İstar’ la alay eder ve ona olmayacak seyler söyler. Bunun sonucu olarak eleştirilmez üstünlüğün de bir genel tanrı niteliği olmadığı açıktır.

Tanrı Anu kendisine Gılgamış’ ı şikayet eden kızı tanrıça İstar’ a şöyle der; “Kral olan Gılgamış’ la kavga edersen o da elbette senin iğrenç davranışlarını, tiksinti verici ve çılgınlık dolu işlerini yüzüne vurur…” Tanrı Anu’ nun bu sözlerinden tüm usluluğun da genel bir tanrı niteliği olmadığı anlaşılmıştır.

Gene Gılgamış destanında belirtildiği gibi korkusuzluk da genel değildir, kendilerinin buyurduğu ünlü tufan başlayınca tanrılar “korkudan dehşete kapılarak göğün en yüksek katına kaçarlar. Yunan tanrıları dilediklerini yapamazlar, kadere bağlıdırlar, Sophokles ünlü trajedisinde şöyle der “tanrılar bile kaderlerine karşı koyamazlar.”

Göksellik de genellenemez. Çeşitli mitolojilerde birçok tanrılar yeryüzünde yaşarlar, ağaç ve hayvan tanrılar bir yana, birçok göksel görünüşlü tanrılar bile Olimpos gibi yeryüzünün yüksekçe bir dağında yaşarlar.

İlksizlik de genel bir tanrı niteliği değildir, örneğin eski Mısır inançlarında evren ilkin bir bataklıktır ve bu bataklıkta yılanlarla yumurtalar vardır, tanrı Ra bu yumurtalardan doğar.. Bu tasarım bütün tanrıların yaratıcı olmadıklarını da göstermektedir, başta Yunan tanrıları olmak üzere birçok tanrılar evreni yaratmamış, evren tarafından yaratılmışlardır.

Görüldüğü gibi tanrılar, insanlar tarafından genellikle sadece kendilerinden üstün, gerektiği zaman basvurup yardım dileyebilecekleri, onlara yalvarıp yakarmakla birçok sorunlarını çözümleyebilecekleri varlıklar olarak tasarımlanmışlardır. Bu tasarımlar giderek soyutlanmış ve tektanrıcı dinlerin soyut tanrı tasarımına ulaşılmıştır. Anaerkil toplumların büyük tanrıları dişi, babaerkil toplumların büyük tanrıları erkektir.

Metafizik:
Tüm metafizik ve idealizm, açık ya da gizli, tanrı tasarımına dayanır. Metafizik ve İdealizm demek, özdeğe karşı ruhun öncelliğini ileri sürmek demektir. Tüm nesnel gerçeklik, bu ansal-tinsel töz, eşdeyişle tanrı tarafından yaratılmıştır. Bu varsayımı açıkça ileri süren dinler karşısında metafiziğin ve idealizmin özelliği, aynı varsayımı çeşitli kurgusal terimlerle dile getirmiş olmalarıdır. Tümünde ortak olan, adı ne olursa olsun, evreni bir ilke ‘nin varlaştırmış bulunduğu savıdır.. Bu ilke özdekdışıdır, tinseldir, demek ki tanrısaldır.

Ünlü özdeksizci Berkeley bu savı şöyle dile getirmiştir: “Tanrı varolduğu içindir ki özdek varolmamalıdır.” Nesnel idealizm kampında bu savın başlıca sunucuları Platon, Aquino’ lu Thomas, Leibniz ve Hegel’ dir.

Öznel idealizm kampında ise temsilciler Berkeley, Hume, Mach ve Avenarius’ tur. İdealizmin Platon’dan beri temel savı olan, asıl gerçekliğin tümeller olduğu ve bireysellerin görüntüden ibaret olduğu savı da Yahudi tanrısı Yahova’ ya dayanır. İdealist anlayışa göre tanrı, her türlü ulam ve kavramların, aklın ve anlayışın üstünde bir aşkın gerçek (Fr.Verite transcendentale) tir.

Tanrı konusunda üç temel anlayış vardır:

1-Tanrılar ya da tanrısal güçler çokluğu kabul edilir; çoktanrıcılık = Politeizm

2-Bir tek tanrısal olan vardır, bu da evren ile aynı şeydir; tümtanrıcılık =Panteizm (herşey tanrı); tanrısal olan evrenden daha fazla birşeydir, evreni kuşatır =Pananteizm (herşey tanrıda)

3-Tektanrıcılık =Monoteizm. Yaratıcı tanrı. Evrenin nedeni, başlatıcısı olarak tanrı. Tanrı yalnızca evrenin nedeni, başlatıcısı olarak anlaşılıp da , her zaman etkileyen bir tanrı söz konusu değilse, buna Deizm denir. Bütün bu anlayışların karşısında ; tanrıtanımazlık Ateizm vardır.

Kaynakça: Felsefe Ansiklopedisi – Orhan Hançerlioğlu 6.cilt; Felsefe Terimleri Sözlüğü – Prof. Dr. Bedia Akarsu