Soğuk bir kış gecesi. Günlerden Pazar. Yorucu ve eğlenceli bir hafta sonundan çıkılmış, yorucu ve eğlencesiz bir haftanın habercisi olan Pazartesi sendromunun etkisine girilmiş bir ruh halinde bilgisayar ekranının karşısında oturmuş, elimde kocaman kahve fincanımla birlikte ekranda açık duran boş sayfaya bakıyordum.

Bakıp bakıp duruyordum sadece. Uzun zamandır yazı yazamıyor olmanın sıkıntısı tavan yapmış, içimde biriken kelimeler beni yavaş yavaş zehirlemeye başlamıştı. Her türlü sıkıntılı bir durumdu yani anlayacağınız.

Kafamı dağıtmak (ya da belki toparlamak) için internette geziniyordum. İnternetin son zamanlardaki en popüler ürünü olan “Facebook”ta bir arkadaşımın duvarında yazılı bir söz dizisi çok hoşuma gitti. Sözün sahibini merak ettiğim için “Google”dan bu söz dizisini araştırdığımda yeni bir fenomenle karşı karşıya olduğumu fark ettim. Bu fenomenin adı EZEL’di. Hani şu “Herkes öldürebilir sevdiğini…” ile başlayan bir televizyon dizisi.

Dizinin yayına başlamadan önce ekranlarda dönen fragmanlarını hatırlıyordum aslında ama bu kadar tutacağını hatta kısa sürede internette ciddi fanlarının birikeceğini tahmin etmemiştim.

Tuncel Kurtiz ustanın sesinden bir Oscar Wilde şiiri eşlik ediyordu fragmana. İlk duyduğumda ben de beğenmiştim. Ama dediğim gibi diziyi mutlaka izlemeliyim isteği uyandırmamıştı bende.

Kulak verin sözlerime iyice,

Herkes öldürebilir sevdiğini

Kimi bir bakışıyla yapar bunu,

Kimi dalkavukça sözlerle,

Korkaklar öpücük ile öldürür,

Yürekliler kılıç darbeleriyle!

Kimi gençken öldürür sevdiğini,

Kimileri yaşlı iken öldürür;

Şehvetli ellerle öldürür kimi,

Kimi altından ellerle;

Merhametli kişi bıçak kullanır

Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

Kimi aşk kısadır, kimi uzundur.

Kimi satar kimi de satın alır.

Kimi gözyaşı döker öldürürken,

Kimi kılı kıpırdamadan öldürür,

Herkes öldürebilir sevdiğini

Ama herkes öldürdü diye ölmez!!!

Dizinin oyuncu kadrosunda tanıdık simalar mevcut; Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Yiğit Özşener, Barış Falay, Sedef Avcı, Salih Kalyon ve büyük usta Tuncel Kurtiz. Kırık bir aşk hikayesi ve bu aşkın kendi içinde hesaplaşmasını anlatan klasik bir türk dizisi. Fakat ne oyuncu kadrosu, ne de dizinin konusu aslında şu anda kitleleri peşinden sürükleyen. Varsa yoksa Ramiz Dayı (Tuncel Kurtiz) ve onun altın değerindeki sözleri…

Sözlerden birkaçını okudukça kendimi kaptırdım okumaya. Google sayesinde dizi hakkında internette açılmış ne kadar site ve sayfa varsa hepsinin içine daldım. Bir forum sitesinden, diğerine. Ramiz Dayının sözleriyle sarhoş oldum resmen.

Hayatın kuralı bu yeğen, ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda

Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı

Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı

Nereye gidersen git yeğenim şunu unutma, herkes gün olur evine geri döner

İzleyenleri ekrana kitleyen sanırım bu yaşanmışlık kokan özdeyişlerdi. Çünkü her dizinin belli bir izleyici kitlesi olmasına rağmen bu dizinin ortalama bir kitlesi yoktu. On beş yaşında bir genç adamında sevgisini ve ilgisini de kazanmıştı, kırk yaşında bir bayanında. İlginç bir izleyici profili aslında.

Buna benzer senaryolar ve karakterler daha önce başka dizilerde de denenmişti aslında ve başarılı da olmuşlardı ama hiçbirisi Ramiz Dayı kadar sahiplenilmemişti. Benim hatırladığım, ilk aklıma gelenler Deliyürek dizisinden Kuşçu karakteri vardı mesela. Kurtlar Vadisin’de yeni sahneye çıkardıkları bir Zaza Dayı var en yakınlarında. Ama dediğim gibi hiçbirisi Tuncel Kurtiz’in hayat verdiği karakterin yanına bile yaklaşamıyor.

Geçmişe dönmek başka, geçmişi silmek başka. Bir kere aktımı zamanın içinden, suyun yolu değişmez. Unutma! Bin kere dönsen o güne bin kere ihanet edecekler sana. HERKES DOĞASININ GEREĞİNİ YAPAR. Bin kere ihanet etseler sana çaresi yok, bin kere gideceksin yanlarına.

Bu anlamda dizinin senaristlerini tebrik etmek lazım. Son zamanlarda herşeyin hızla tüketildiği bir dönemde en azından bize sundukları alıntılarla kelimeleri tüketmeden önce üzerlerinde biraz düşünmemizi sağladıkları için.

Dizinin gidişatından daha hakkında çok konuşulacak gibi. Replikleri, oyuncuları, senaristleri, fanları, uğruna açılan forum siteleri uzun bir süre takipçilerini oyalayacak gibi.

Şimdilerde evdeki televizyonumu sadece film seyretmek için kullanan ben sadece ve sadece haftada bir gün (Pazartesi) saat 20:00 gibi açıyorum ve 23:00 gibi kapatıyorum. Hatta kendi aramızda EZEL gecesi organizasyonları bile yapıyoruz. Rakılarımızı, mezelerimizi alıyoruz ve Ramiz Dayı’dan aşırdığımız repliklerle kadeh kaldırıyoruz şerefe!

“Kaderimiz olan aşka değil de aşkıyla kaderimizi değiştirene içelim!”

Emre Sakaryalı