Tamam dedim,söz ettim. İniverdim aşağıya AŞAĞILARIN AŞAĞISINA!
Süzüldüm topraktan,süzüldükçe çamurum arttı çamurum arttıkça ben kayboldum;kaybettim kendimi.Artık sade bir su damlası değil bir çamur parçası olmuştum.Yokladığımda hafızamı canım anamla konuştuklarımızı hatırlayamıyordum bir türlü…Artık içimdeki çamur öyle boyutlara gelmişti ki düşünemiyordum bile saf su haline gelmeyi ,ayrıca bu çamur oldukça hoşuma gitmeye de başlamıştı hani.Sulayacağım tohum ise çok derinlerde çok uzaklardaydı benden…Birgün dolanırken bir gölün kenarında kirliliğimin bilgisi geldi gölden;
“Gel,gel de bende fan ol kurtul nefsaniyet çamurundan”
Kurtulmak istedim o anda tüm çamurumdan kirimden ,attım kendimi içine gölün, saf suyuyla bir oldum özümü hatırladım bir anda.Artık hazırdım tohumcukla kavuşmaya,BAŞKALARINI UYANDIRMAYA!
Süzüldüm derelerden,aktım şelalelerden, yapraklardan çiğ oldum kökteki suya vardım da tohumcukla fan oldum,canından can oldum,işledi beni aşk ile,büyüdü, serpildikçe de serpildi,bir ulu ağaç oldu da beni yaprağından uçurdu bir damla su buharı olarak.Birde baktım gökteki anacığım ile bir olmuşum bakmaktayım aşağıdaki eserimize; taze bir su damlası olarak…