Herkese merhaba diyorum. Big Bang’den sonra yaşadığım sayısız yaşamdan hatırladığım tek hayat olan bu yaşam patikasında bir seçim daha yaptım. Buraya bişeyler yazmayı seçtim. Aslında hiçte zor değil bişeyleri paylaşmak insanlarla sadece harflere tıklamanız yetiyor onlar zaten bir cümle oluşturuyorlar.

Aslında zor benim için çünkü ilk kez böyle bir girişimde bulundum. Ama artık hissettiklerimi ve yazdıklarımı diğer insanlarla paylaşma gereği duyuyorum. Bir akşam oturdum ve sadece hissettiğim için bir hikaye yazdım. Bitmedi çünkü galiba bitmesini istemedim ama insanlara belki bişeyleri farkedecekleri bu yazıyı da göstermeden edemedim. Bu yüzden bu girişimi yapıyorum ve hayallerinize sunuyorum hikayemi. Umarım zamanı ve mekanı unutur ve sadece hissedersiniz. İşte hikayem başlıyor;

Koskoca bir ada vardı uzakta. Hep oraya gitmeyi düşlerdi o kayalığa geldiğinde hep gece olurdu nedense. Acaba dedi bi gece içinden eger ben buraya gelmesem hiç gece olur muydu. yoksa geceyi yaratan ben ve geceyi yaratmamı saglayan da o ada mıydı diye duşundu çocuk. etraf toprak kokuyodu yeni yağmur yağmış belliydi. Eline bir taş aldı ve adaya dogru fırlattı. Hiç denize yetiştiremiyodu taşı ama bunun hiçbir onemi yoktu cunku yapmak istedigi sey bu diildi zaten. yapmak istediği şey sadece uzaklara fırlatmaktı kendini o taş gibi. o taş gibi nereye vurdugu onemli olmadan nereye gittigi belli olmadan gitmekti bi yerlere. Kayalığın yanına oturdu ve hayaller kurmaya başladı karşıda ki adayla ilgili. Orda bi evi olsun istiyordu kucuk sevimli bişey. Sadece kendisi ve o olucaktı o ada da. Belki bi de kopek. Kopekleri çok seviyordu. Onunla da zaten bi köpek sayesinde tanışmıştı. İlk karşılaşmalarında bi parkta yururken belli belirsiz düşünürken neden orda oldugunu ve anlam veremezken yaptıklarına düşündüklerine ve söylediklerine kendi kendine, göz kapaklarını kaldırıp ileriye dogru baktığında bi köpeğin ona doğru koştuğunu gördü. Köpek üstüne atladığında kendini onunla birlikte yerde buldu ve tam kalkıp sahibini bi güzel azarlamayı düşünürken gözleri onun gözleriyle kenetlendi. Kala kalmıştı orda öylece ona bakıyordu. Kız merhaba dedi gülümseyerek. O kadar güsel gülümsüyordu ki.

-Özür dilerim köpeğimin yaptığı için ama galiba çok sevdi sizi dedi kız hafif mahçup bir şekilde.

Çocuk hala şoktaydı onu daha once gördüğüne yemin edebilirdi ama görmediğine de emindi. Çünkü boyle birini bir kez gorse asla unutmazdı. Unutamazdı. Her nasılsa merhaba diyecek gücü kendinde bulmuştu ve merhaba dedi ama hala o anki kadar da şaşkın ve salak bir haldeydi. Kusura bakmayın dedi kız tekrar. O anda anlamıştı çocuk tüm yaşamı boyunca aradığı, rüyalarında defalarca tanıştığı. sevdiği. aşık oldugu kızdı o ve daha yeni tanışıyodu onunla bu boyutta. Sonra bakıştılar uzuuun bi sure. ve kız hoşçakalın diyip gitti ordan. Köpekte arkasında. Adam kalakalmıştı. Herzamanki gibi bir gün olduğunu düşünürken tam. tam da neden hayatının böyle anlamsız, değersiz, günübirlik, mutsuz geçtigini düşünürken. tam da o anda rastlamıştı ona ve hayatının her bir karesi değişmişti artık. Artık o eski o değildi bir amacı vardı artık bir nedeni vardı dünyayı sevicek ve bir anlamı vardı öğrenmenin. Günün bir değeri olmuştu gözünde birden bire ve yavaş yavaş yürüyerek ordan ayrıldı bunları ve bir ton başka şeyi düşünerek. 2 gün gözüne uyku girmedi. Geceleri düşündü onu hep her yıldıza farklı bi anlam yukledi o 2 gece boyunca. En parlağıydı onun ki ve kendi yıldızıda ona en yakını. Bir gun ellerini yıldızlara uzattığında o yaşlı ağacın altında şoyle dedi içinden ve dışından.

-Kimsin sen?

O anda bi ses geldi gökyüzünden ve yer yüzünden o kadar yumuşak ve şefkatliydi ki bu ses. ve şoyle dedi ona sen biliyorsun kim olduğunu. bunu farkettiğinde ikinci kademeye geçiceksin. İkinci kademe nedir dedi çocuk buyuk bir merakla. Sesin kaynagını ve nedenini merak ediyodu ama ikinci kademeyi onlardan da çok merak etmişti.

-Onu bulmak dedi ses. .Her yaşamda insanlar o yaşam surelerince en çok ihtiyaç duydukları şeyle karşı karşıya getirilirler ve senin zamanın geldi dedi ses. Ya onun peşinden gidersin yada yoluna devam edersin.

-Çocuk şaşırmıştı. Ne diyeceğini bilemiyodu. ama ama sen bunları nerden biliyosun dedi o nerden geldigi belli olmayan sese. Ses yanıt verdi çok sakin ve bilgi kokan bir şekilde. Bunu ogreniceksin çok yakında.

Etrafına bakındı çocuk, tek bi çalılıktan tek bir yapraktan ses gelmiyordu. Sanki o anda yaşam durmuş, zaman değerini yitirmişti. o ağacın altında hüküm süren sadece o andı ve o an ona onu bulmasını söylemişti. Şaşkınlığı geçtiğinde ve yürümeye başladığında ağacın öbür yakasında ki bayırda aşağı tarafa dogru oturmuş bir adam gördü. Adam yatmış yıldızları seyrediyordu yada uyuyordu. Çocuk zamanın geçmesiyle biraz daha cesaret alıp ona doğru yöneldi ve biraz önce siz mi konuşmuştunuz diye sordu adama.

Adam gayet sakin;
-Sence? Diye cevap verdi çocuğa. Sadece duyman gerekenleri soyledim diye ekledi adam. Çocuk daha fazla cesaretlenmişti ve ben sizi tanımıyorum benimle ilgili bu kadar şeyi nerden biliyorsunuz ve kimsiniz diye üsteledi. Yaşlı adam yavaşça döndü ve gülümseyen yüzüyle çocuga bakarak ben senim dedi. Çocuk zaten şaşkın bir haldeydi. İyice şaşırdı ve olduğu yere oturarak adama bakmayı sürdürdü. Ben misiniz? dedi çocuk. Daha fazla şey soyleyemedi çunku doğru giden bişeylerin olduğunu hissetmişti yüreginde ve dedesinin yüreginde hissettiklerin hep dogrudur sozunu hatırladı. Dedesi ona hep masallar anlatırdı ve yaşam hakkında öğrendiklerini. Ölmeden kısa sure önce soylemişti bunu da ona. Yüreginde hissettiklerin gerçektir. Asıl olan budur demişti ona.

Yaşlı adam konuşmaya başladı. Ben senin seçimleri yapmış halinim ve sana en ihtiyacın olan şu anda yardım etmeyi seçtim dedi adam. Bir zamanlar ben de onunla karşılaşmıştım. Ama önemsemedim. Çunku sadece belli belirsiz bir karşılaşmaydı onu tanıyamamıştım. Çok sonraları farkettim onun gerçekten aradığım insan olduğunu dedi adam biraz uzgun biraz kızgın bir halde.

Çocuk bana nasıl yardım ediceksin diye sordu yaşlı adama. Sana yardım ettim zaten dedi adam. Sana bi olasılık sundum dedi aklına gelmeyen ama seçmeyi çok istedigini bildigim. Bazen diye devam etti adam gözden kaybolurken bazen birine ihtiyac duyarızya hani yıldızlardan yardım dilerken birinin bize bir secenek sunmasını bir yanıt vermesini bekleriz. İşte o zamanlar aklımıza gelen şeyler, farkettiğimiz şeyler hep bizi seven insanlarca yapılmış yardımlardır dedi adam ve gözden kayboldu.