Hayat bazen acı, bazen tatlı süprizlerle dolu sonsuz bir serüven. Bir gün önce kendimiz için planladığımız birşey bir gün sonra hayatın süprizleri ile o kadar çok değişebiliyor, hatta planımızdan çıkabiliyor ki. Hayal kurmak, plan yapmak çok güzel bir şey onlarsız olmaz ama bazen özellikle keskin dönüşlerde hayallerimizi, planlarımızı ısrar etmeden hayatın akışı ile uyumlamak gerekiyor. Bunun için de farkında olmak, hayata dar bir bakış açısı dışında geniş bir alanda bakarak, sorgulayarak, araştırarak ve en önemlisi Tanrının yarattığı en muhteşem varlık olduğumuzu bilmek, anlamak ve yaşamak gerekir.

Olan engelleri direk yargılamak yerine, karşılarına geçip adeta bir resim sergisinde resimleri inceler gibi tarafsız, yargısız incelemek, kendimize vereceği mesajı bulmaya çalışarak bakmak ve bu mesajlarla yorumlamak en doğru, hayırlı, kavgasız, üzüntüsüz, stressiz yolu olacaktır.

Hayatınıza katacağınız denge ve dinginlik size her zaman daha doğru karar vermeniz, olayları daha doğru değerlendirmeniz için zemin hazırlayacaktır. Sorun ve sıkıntılar karşısında adeta dengesini kaybetmiş terazi misali sağa sola hızla panik şekilde sallanmak yerine bir süre sabırla dengelenmeyi beklemek en doğru, sağlıklı karar olacaktır. Ben bu sabır ve dengelenme sürecini müzikle geçiriyorum. Özellikle New Age müziklerinin akıcı, dingin, şiirsel ve büyüleyici ritmleri ile adeta sabır tespihi çekiyor, sakinleşiyor ve resme o sakinlikle bakmaya özen gösteriyorum. Bunu tavsiye ettiğim pek çok arkadaşım da çok faydalandıklarını, hatta bazı öğretmen arkadaşlarım ise öğrencilerine özellikle sınav öncesi dönemlerde dinlettikleri bu dinlendirici müziklerle öğrencilerinde başarı oranının yükseldiğini, çok daha sakin bir sınav geçirdiklerini paylaştılar. Atmosferinize katacağı melodik eşlik yanında, müziğin hayatınıza sunabileceği sihirli bir etkisi de bu olacaktır. Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim, hatta mümkünse aldığınız sonuçları benimle de paylaşırsanız çok memnun olurum. 🙂

Gelelim bu ay ki sanatçı ve albümümüze; ilk dinlediğimde adeta içime huzur veren müzikleri ile hemen araştırma yapıp diğer albümlerini de arşivime kattım. Dinlediğinizde sizi alıp, uzaklarahuzurun, sevginin olduğu yere götüren sanatçı özellikle müziğine kattığı uzakdoğu ve etnik motiflerle New Age Müzik kanallarının vazgeçilmez ismi olmuş biri. 1956’da Almanyada doğan Alman asıllı ve asıl ismi Bruno Reuter olan sanatçı küçük yaşlarda gitar çalmaya başlamış, okul orkestrasında çalmış. Kariyeri için grafik tasarımcılığını seçmiş ama okulunu bitirdikten sonra birşeyler asıl yapmak istediğinin bu olmadığını sürekli ona tekrarlayınca müziğe dönüş hazırlıkları yapmış. Ancak rock müziğindeki hayalleri için planlar yaparken, ismini, müziğini duyurma çabalarında iken geçirdiği ağır bir motorsiklet kazası sonucu 2 haftalık ölümle mücadele ve ardından uzun bir tedavi sürecinden sonra tüm bu hayallerini rafa kaldırıp hayatı tekrar sorgulamaya başlamış. Spirituel konulara ilgi duymasının ardından araştırma yapmak ve hayatına yeni bir bakış açısı geliştirmek üzere 1979 yılında Hindistana ilk ziyaretini yapmış bir süre burada yaşamış. Zaman içersinde önce hayat felsefesine ve sonrada müziğine yeni bir yön vermiş ve etnik müziklerle çalışmalar yapmaya başlamış. Pop müziğinde gösteremediği başarıyı bu yeni tarzda göstererek ismini tüm dünyada duyurmayı başarmış ama Bruno Reuter olarak değil, Hindistanda aldığı ve sanskritçede kelime manası “merhamet” olan Karunesh ismi ile.