Bir vakit deyiş nedir, nefes nedir bilmezdim. Hepsi benim için türküydü. Türkülere de zaten uzaktım, bizim evde yalnızca Türk Sanat Müziği dinlenirdi. Ne zaman türkü çıksa kanal değiştirildi. Bu sebeple Anadolu’muzun bu muazzam kültüründen mahrum kalmıştım. Mistik müzik denildiğinde de yurtdışı kaynaklı müzikler çıkıyordu karşıma haliyle. Gerçi hoş ben Hint veya Çin mantralarını da pek sevememiştim ya.
Bu durum sevgili Meryem Suna ile yolculuğumda değişti ve ben O’nun çalışmaları vasıtasıyla Anadolu’ya açıldım. Ama ne açılış… Yedi sülalemden kalmış muazzam bir mirası keşfetmiş gibi oldum da halen o mirasın belki de yüzde birini anca idrak edebilmiş gibi hissediyorum kendimi. Spiritüellikse daha önce karşılaşmadığım bir derinlik, mistisizm ise gani gani, yürek ise Anadolu zaten Dünya’nın yüreği… Hepsini ve daha fazlasını buldum o deyişlerde, nefeslerde ve de ilahi yolculukta…
Sevgili Sonat Bağcan da bu yolculuk esnasında kolkola girdiğim kardeşimdir. Birlikte nice ovalardan, vadilerden, derinlerden, tepelerden geçtik ve geçmeye de devam ediyoruz. O’nun sesinden dinlediğimde bu sözleri bir başka etkileniyorum, çünkü o nefesin ondan akışının ayarlanma sürecine şahitlik ettim. O’nun güzel sesli bir şarkıcıdan, yüreklere hitap eden bir zakire nasıl dönüştüğünü seyreyledim. Kimi vakit de bu keşifleri birlikte yapmanın mutluluğunu yaşadım.
İşte sevgili Sonat’ın Anadolu deyişlerinden oluşan albümü “Kavl” yayınlandı. Albüm 10 parçadan oluşuyor. İlk 3’ü dün dijital platformlarda dinlenebilir oldu. Aşağıda linkini paylaşıyorum. Lütfen dinleyin… 🙂 Yunus’u dinleyin, Nesimi’yi dinleyin, Kul Himmet’i, Pir Sultan’ı, Mevlana’yı dinleyin… Her bir cümlenin nasıl alemlere açıldığını bir duyun… Sonra bu değerli hazineyi keşfe başlayın…
Diline sağlık Sonat’ım… 🙂 Daha nicelerine inşallah…