Müzik; hayatımızın vazgeçilmez bir sanatıdır, kültürdür. Her an her yerde yaşarız, hissederiz, paylaşırız müziği… Çünkü farkında olmasak bile aslında hepimizin içinde yaşattığı bir müziği vardır. Ama bunu çıkaramayız ya da çıkartmasını bilmeyiz. Bunu keşfedebilmek, yaratıcılığımızı ortaya çıkarabilmek ya da bunu geliştirebilmek, doğuştan yetenekli değilseniz eğer ancak eğitimle olur. Peki, müzik eğitimi dersini nasıl bilirsiniz?  Monoton ama rahat mı yoksa eğlenceli ve rahat olarak mı? Katı ve zorlayıcı bir şekilde ders veren öğretmenleri düşünmek bile istemediğimden rahat kelimesini değiştirecek bir seçenek sunmadım size. Çünkü genellikle müzik dersi, diğer derslerin ağırlığından bir süreliğine kurtulma (rahatlama) dersi olarak görülür ve hatta öyle bilinir.  Öyle görülmeli ve bilinmelidir de zaten, boşuna mı müzik ruhun gıdasıdır deriz hep. Müziğin hüznü bile insana huzur verir, insanı rahatlatır. Dolayısıyla müzik eğitimi de ruhu sıkıntıdan-stresten arındırmalı, yaratıcı olmalı yani fark yaratmalıdır. Yusuf Emrah Uzunca’da bir müzik öğretmeni olarak o farkı yarattı ve onun dersi mynet’te en çok tıklanan videolar arasına girdi. Haydi sıra bizde, Yusuf Öğretmen’den müzik eğitimine dair biraz ders alalım:

Yusuf Emrah Uzunca; siz alışılagelmiş eğitim yöntemlerinden farklı olarak öğrencilerinize zıplayarak nota öğretmeye çalışan bir müzik eğitmenisiniz. En azından biz, sizi “yurdum müzik öğretmeni” adını taşıyan ve internette en çok tıklananlar arasına giren bu videonuzdan dolayı böyle tanıyoruz. Bize uyguladığınız bu eğitim yönteminden bahseder misiniz?

Yusuf Emrah : Bu eğitim bir aktif öğrenme yöntemidir. Aktif öğrenmede eğitim, öncelikle geleceğe hazırlanmak değil; yaşam ve gelişimdir, yaşamdan bir şeyler bularak öğrenciyi de eğitimin içine katarak öğretmektir. Diğer derslerde uygulandığı gibi müzik derslerine de rahatça uygulanabilir. Bu eğitim biraz yaratıcılık istiyor; düşünmek ve ona göre hareket etmek gerekir. Ben geleneksel yöntemlerle yapılan derslerin sıkıcı olduğunu ve öğrencilerin daha zor anladığını ve eziyet çektiğini gördüğüm için bu yönteme başvurdum. Ve bu şekilde uygulamaya devam ediyorum. Zıplamak benim ruhumda var, hareket ve dans müziğin içinde her zaman olmalı diye düşünüyor ve derslerimde bunlara hep yer veriyorum. Bırakın çocuklar oynayarak öğrensinler, yaşadıkları gibi yani…

Sizin derslerinizi gösteren başka videolarınız da var. Ve hepsi de birbirinden eğlenceli görüntülere sahip. Her dersiniz böyle eğlenceli mi geçiyor? Eğer böyle geçiyorsa, gerçekten günümüzdeki öğretmenlere göre sıra dışısınız demek durumundayım ne yazık ki… ama bence harika!

Yusuf Emrah: Türkiye’de durum böyle, çünkü müzik öğretmenliği bölümlerinde müzik öğretmeni adaylarına böyle bir eğitim verilmiyor. Ama yurt dışında inanılmaz eğitimler veriliyor. Tabi ki okulun sıkıntıları da mevcut. Bir müzik sınıfınız olmayabilir ya da çalgılarınız, ama ona göre ayarlamak sizin göreviniz olmalı. Yani bunlar yoksa, bu eğitimde yapılmaz denilmemeli. Sıra dışılık zaten bu noktada başlıyor. Teşekkürler.

Evet, Türkiye’de eğitim hem öğretmen hem öğrenci açısından gerçekten sancılı bir konumda… Ancak, eminim benim gibi birçok kişi de öğrencilerinizi kıskanıyordur. Çünkü ben çoğu kişi gibi blok flüte dayalı bir müzik eğitimi gördüm gerek ortaöğretim de gerekse lise yıllarımda. Ve müzik dersi deyince ilk aklıma gelen flüttür. Açıkçası sevenlere saygı duyuyorum ama ben sevmezdim ve derste çok sıkılırdım. Peki, siz blok flüte dayalı devam eden müzik eğitimi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yusuf Emrah: Bu sancılı bir konu ve gündemde çok tartışıla gelen bir kavram. Blok flüt, maalesef benim içimde de bir yaradır. Sevmediğim bir enstrümandır. Ben blok flütle ders yapmıyorum, çocukların ağzını kapatmak niyetinde değilim. Ama yapan öğretmenlere saygım var. Ancak, bu konuda söyleyeceğim bir şey var; bütün ders kesinlikle blok flüt olmamalı. Dersin 10-15 dakikası uygun mesela, dersleri bölerek hareket etmek gerekiyor. Sıkıcı bir dersi ne öğretmen ne öğrenci ister, bunun için sürekli aktif olmak zorundasınız ve düşünmek, hızlı düşünmek, hızlı hareket etmek ve öğrenciyi gözlerinden anlamanız gerekiyor. Dersi ona göre şekillendirebilirsiniz.

Bu noktada orff yöntemine değinmek istiyorum ben… Çünkü siz de bu yöntemi destekleyen, uygulayan bir öğretmensiniz. Peki, tam olarak nedir bu orff ?

Yusuf Emrah: Orff bir yaşam biçimi; yaparak, yaşayarak, dans ve hareketi eğitimin içine sokarak öğrencilerle ders yapmak ve tüm sınıfın aktif katılımını sağlamaktır. Orff eğitimini yetişkinlerle bile yapabilirsiniz. Çocuklar bundan büyük keyif alıyorlar. Marakaslar, ksilofon, metalofon, çubuk, çelik üçgen ya da hayali bir enstrüman orff çalgısı olabilir. Çocuklar bir senfoniye ya da bir şarkıya ritimle ya da orff çalgıları ile eşlik ediyor ve sanki kendi çalıyormuş gibi zevk alabiliyor ve şarkıyı bu yolla öğrenmiş, bir şeyler başarmış oluyor. Ayrıca nasıl yaptığımız önemli değil başarmaya çalışmanız önemli, kendine güveni öne çıkaran, sosyalleşmeyi sağlayan bir eğitimdir bu. Kısaca orff bir yaşam biçimi; yaşamdan alıntılar, üzüntüler, coşkular, hayata dair her şey orff’un içine girebilir.

Bir müzik dersi videonuzda öğrencilerin elinde marakas gördüğümü hatırlıyorum. Ülkemizde çoğu öğrenci enstrümanları tanımıyor bile. Bu da aslında müzik eğitimi açısından oldukça önemli bir eksiklik.

Yusuf Emrah:  Biz çalgılarımızı kendimiz üretiyoruz, cips-kola kutusu, şişe ya da herhangi bir şey enstrüman olabiliyor. Taşlar bile enstrüman oluyor ya da bardaklar. Yani herkesin bir enstrümanı olmuş oluyor bu sayede. Bir süpürge sapı ya da vileda çubuğu bizim için bir ritim çubuğu, cips kutusu ise marakas ve askılıkta çelik üçgen olabiliyor. Yaratıcılık yine ön planda.

Harika! Çok yaratıcı bir öğretmen olduğunuz kesin. Ancak bu yine de “müzik eğitimi için olması gereken materyaller yok, o yüzden bunu kabullenmeliyiz durumu” olmamalı öyle değil mi? Sonuçta ülkemizin genelini düşündüğümüzde öğrencileri kendi kültürümüze ait enstrümanlarla tanıştıramamak bile üzücü… Oysa müziğe düşkün bir milletiz…

Yusuf Emrah: Kesinlikle haklısınız. Ancak olanaklar bunlar ve bu açıdan da bakmak lazım, sonuçta hayalle yaşanmaz. Enstrümanlar pahalı ve her okula yetecek kadar enstrüman alımı sıkıntılı ve masraflı olabilir ama dediğinize katılıyorum kesinlikle enstrümandan mahrum çocuklar… Böyle olmamalı. Enstrümanla dolu olan bir müzik sınıfımız olsa o zaman müzik dersinin tadından yenmez işte.

Böyle bir sınıfı hayal etmek bile gerçekten heyecan verici.  Ayrıca enstrümanlar dışında müziğin içeriği, türleri konusunda ne kadar bilgiliyiz acaba? Ülkemizde herkes müzikten çok anlıyor gibi görünüyor. Ancak, çoğu kulaktan dolma bilgiler. Televizyon aracı olmasa vay halimize diyorum ben. Peki, siz müzik eğitimi konusunda şu anki sistemle öğrencilere yeterli bilgi verildiğini düşünüyor musunuz? Gerek eğitim kitapları olsun…

Yusuf Emrah: Hayır kesinlikle yeterli değil. Müzik ders kitapları da olumsuzluklarla dolu. Çok kültürlü bir toplum olmamız unutuluyor. Kitaplardaki repertuarın, bilgilerin buna göre şekillenmesi gerekiyor, tekrar gözden geçirilmeli mutlaka.

Peki, sizin de içinde yer aldığınız Orff Anadolu Projesi nedir?

Yusuf Emrah:  Güher-Süher Pekinel’lerin desteği ile Orff Anadolu Projesi adı altında bir orff eğitimi semineri verilmeye başlandı 30 öğretmene ve bu projede öğretmenler okullarında bu eğitimi uygulayarak ne kadar verim aldıklarını sürekli paylaşıyorlar. Milli Eğitim’de bu projeyi destekliyor. Eğer projeden umduğumuz gibi verimli sonuçlar çıkarsa müzik dersi anaokulundan itibaren müzik öğretmenlerine bırakılacak ve 2 saate çıkacak. 4, ve 5. sınıftan itibaren derse giren müzik öğretmenleri artık anasınıfından itibaren girmeye başlayacaklar.

Müzik eğitimi açısından süper bir gelişme olur bu. Müzik derslerinin haftada bir ders olduğu düşünülürse, bu gerçekten müzik öğretmenleri için sevindirici bir haber olur.

Yusuf Emrah: Kesinlikle. 1 saat müzik öğretmeni için yetersiz…

Şu an ki duruma göre, bir ders içersinde sizin gibi bir öğretmenin istediği gibi etkili ve aktif bir eğitimi öğrenciler üzerinde uygulayabilmesi oldukça zor olmalı. Öyle değil mi?

Yusuf Emrah: Bir ders yetmiyor tabiî ki. Uygulama için diğer hafta devam ediyoruz ya da bitirmeye çalışıyoruz.

Dersin verimi açısından üzücü. Diğer dersler bu kadar ağırken, sınav telaşı yaşayan bu kadar genç insanımız varken onları en azından müzik dersinde rahatlatabilsek, stres atabilseler, kendilerini yanlış yapıyorum kaygısı taşımadan müzik eşliğinde korkmadan çekinmeden ifade edebilseler keşke… Umarım orff yöntemi, bu pilot uygulamadan sonra kabul görür ve okullarda yaygınlaşır. Çünkü çok küçük yaşlarda rekabete, yarışa hazırlanan çocukların, gençlerin buna gerçekten çok ihtiyacı var…

Yusuf Emrah: Kesinlikle katılıyorum. Bu eğitim şu anda ilköğretim okullarında uygulanıyor sadece. Ne kadar erken tanışırlarsa müzikle, çocuklar dünyayı o kadar güzel görürler…

Peki, Yusuf Emrah Uzunca;  derslerinde zıplayan, eğlendiren ve eğlenen, yaratıcı,  aktif katılımcı bir müzik öğretmeni midir sadece? Bu kadarcık mı yani?  🙂 (Yaptığı işleri bildiğimden dolayı işin esprisindeyim tabi.)

Yusuf Emrah:  Hayır bu görünen kısmı tabi. Benim de mutsuz, üzgün olduğum, enerjimin tükendiği zamanlar oluyor. 45-50 kişilik kalabalık sınıflarda ders yapıyorum ve 26 sınıfa giriyorum. Benimde pilimin bittiği zamanlar oluyor tabiî ki, bunu da belirteyim.

Muhakkak öyle olmalı, öğretmenlik kolay gibi görünen ancak oldukça zor bir meslek. Aslında benim değinmek istediğim öğretmenliğinizin dışında neler yaptığınızdı. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Yusuf Emrah:  Müzik öğretmenliğimin haricinde, bestecilik yapıyorum, söz-müzik yazıyorum. Ünlülerinde söylediği şarkılarım var. Şarkı söylemeyi ve beste yapmayı çok seviyorum. Aynı zamanda Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde müzik eğitimi üzerine doktora yapıyorum.

Kısacası, öğretmen kimliğinizin dışında da oldukça aktif ve üretkensiniz… Peki, ilerde bir albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz? Böyle bir amacınız da var mı?

Yusuf Emrah:  Çok yakın zamanda bir single çıkarmayı düşünüyorum; 4 ya da 5 şarkıdan oluşan. Ama maddi bir kaygı beklemiyorum, piyasayı düşünerek yaptığım bir albüm olmayacak, müzik yapacağız, piyasa değil J.

Sizin gibi bir öğretmenden de böyle bir cevap beklenirdi zaten. 🙂 Ancak, müziğiniz piyasa müziği dediğimiz tarzda olmasa da, sonuçta müzik piyasasının içine adım atmış olacaksınız. Bu durumda hem öğretmenlik hem bu iş zor olmayacak mı?

Yusuf Emrah:  Bakalım ne gösterecek hayat, bende bilemiyorum.

Peki, son olarak paylaşmak istediğiniz bir şey varsa öğrenebilir miyiz?

Yusuf Emrah: Tüm müzik öğretmenlerine hayatında başarılar diliyorum. Umarım orff eğitimiyle tanışırlar ve öğrencilerini notla, blok flütle sıkmazlar. Değişik yöntemler denenmeli, paylaşılmalı, seminerlere gidilmeli, teknoloji takip edilmeli. Artık post modern bir çağda yaşıyoruz. Müzik türleri olsun ya da teknoloji olsun sürekli değişiyor, bunları görerek hareket eden bir müzik öğretmeninin çocuklara daha iyi bir eğitim vereceği kesin.

Kesinlikle, sonuçta her şeyin başı eğitim ve ülkemizde eğitimle ilgili sorunlar ne yazık ki bitmek bilmiyor. Türk Eğitim Programı’na baktığımızda öğretmen değil öğrenci merkeziyetçiliğinden, pasif ve ezberciliğe dayalı eğitimden değil, aktif-yaratıcı eğitimden bahsediliyor. Ancak başta müzik, resim, beden eğitimi gibi yeterince önemsenmeyen derslerde olmak üzere diğer derslerin uygulamalarında da birçok eksiklik ve çelişkiler söz konusu. Türkiye’de öğretmen olmak zor ama maalesef yaratıcılık konusunda çok fazla da çaba yok. Umarım sizin gibi çağdaş öğretmenler sayesinde geleceğe daha bir umutla bakabiliriz.

Yusuf Emrah: Teşekkürler, umarım sanat derslerine gereken önem verilir. Yurt dışını örnek alıyorsak eğitim konusunda, sanat derslerinin de ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar etkili bir araç olduğunu görebiliriz. Tekrar teşekkür ederim.

Alman Edebiyatçı Goethe der ki;

“İnsan her gün biraz müzik dinlemeli, biraz şiir okumalı, güzel bir resim görmelidir ki, dünyevi kaygılar Tanrı’nın insan ruhuna aşıladığı güzel duygusunu silip, yok etmesin”.

Yusuf Emrah Uzunca’nın müzik dersi videolarından bazıları ve kendi sesinden bir çalışma:

http://www.youtube.com/watch?v=V6Ywy25O1Kw meşhur olan videosu.

http://www.youtube.com/watch?v=MqFC5_ifvu4 ders

http://www.youtube.com/watch?v=CwbjjeDt4Ho ders 2

http://www.youtube.com/watch?v=UE9v53VQhTo ders 3

http://www.youtube.com/watch?v=sZwBqmeJcqM şarkısı “sen”

Simla Taş