oyunÇağrı Raydemir; genç, çalışkan, samimi, yazdığı şarkı sözleri ve yaptığı müziği paylaşmak adına kendi çabalarıyla albüm çıkararak, kendine özgü-farklı bir tarz yaratan, ismini genel itibariye yeni duyduğumuz bir müzisyen. Ancak, müzik sektörüne yeni giriş yapmış olmakla birlikte 2.albümü şimdiden yolda… İşte böyle azimli, yaratıcı, gerçekçi, haksızlıklara-çıkarcılığa karşı mesaj içerikli yazdığı şarkı sözleri ile kendi düşüncelerini paylaştığı cesur-içten kişiliğiyle tanışmanız adına, Çağrı Raydemir’in ilk yazılı röportajını bizimle yapmasından dolayı ve sizlerle paylaşmaktan dolayı mutluluk duyuyorum… Ve diyorum ki, müzik severler olarak bu röportajı okuyalım ve yeni müzisyenlere şans tanıyalım:

Çağrı öncelikle bize yaptığın müzik tarzından bahseder misin?

Çağrı: Çok belirgin bir tarz ismi telaffuz etmeyi sevmiyorum aslında. Bugüne kadar çok farklı tarzlar dinledim, doğal olarak zevkimde zaman içinde değişti, çeşitlendi. İçinde rock, blues, elektronik öğeler ayrı ayrı yer alsa da, genel olarak “alternatif rock” kategorisine girebilir diye düşünüyorum.

Ev stüdyosunda kaydedilen albümünün bütün şarkı sözleri, müzikleri, enstrümanlar, vokaller, kayıt, düzenlemeler, miks-mastering ve hatta albümün kapak tasarımı bile sana ait. Neden böyle olmasını tercih ettin?

Çağrı: Aslında bahsettiğin kısımlardan bazıları tercih, bazıları zorunluluk. Müzik üretimi ile ilgili kısımlar tercih. Zira aynı zamanda farklı bir işte çalıştığım için, işten arda kalan zamanı tek başına daha verimli kullanıyorum. Miks-mastering, kapak tasarımı gibi kısımlar ise biraz zorunluluktan kaynaklanıyor. Bu kısıtlı bütçelerin getirdiği bir zorunluluk. Fakat bu zorunluluk bu alanlarda da gelişmeye, farklı fikirler üretmeye itti beni. Dolayısıyla şu an geriye dönüp bu albümün tüm oluşum süreçlerine bir göz attığımda, yorucu ama tatminkâr, geliştirici ve zevkli bir durum söz konusu.

Ev stüdyosu derken kendi stüdyon mu var evinde? yoksa… ?

Çağrı: Evet, yaşadığım yerde, evde kurulu bir sistem. Zaman yönetiminde avantajları oluyor.

Bu sistemi ne kadar zamanda kurdun?

Çağrı: Aslında çok ahım şahım, kalburüstü bir stüdyo durumu yok.Kafamdaki kayıt kalitesini yakalayabilecek yeterlilikte, basitlikte tutmaya çalışıyorum. Son 5-6 yılda şekillenerek şu anki halini aldı.

Peki senin, albümün böyle olması yönünde bir hayalin var mıydı? Albümün dağıtımı ve zorunluluklar hariç her şeyinin sana ait olması gibi. Bu konuda titiz misindir mesela? Yani albüm çıkarıyorsan her şeyiyle birebir senin ilgilenmen mi gerekir?

Çağrı: Kesinlikle hayır. Her şeyiyle ilgilenmek gibi bir zorunluluk hissetmiyorum. Fakat bahsettiğim gibi, içinde bulunduğum şartlar süreci böyle şekillendirdi. Ama titizlikten bahsedecek olursak, “müzik” konusunda evet. Zaten temiz ve düzgün kayıt yapabilmek adına, müzik titizliği sahip olunması gereken yegâne özellik.

Senin uygulamak zorunda kaldığın aslında maddi açıdan daha kolay-rahat bir yöntem gibi ancak emeğe baktığın zaman da tek başına yapılması oldukça zor bir iş. Yanılıyor muyum?

Çağrı: Aslında maddi olarak çok kolay olduğunu söylemek zor. Ama sahibi olmadığınız bir stüdyoda kaydetmeye kıyasla evet, daha ekonomik ve sürecin tamamında daha özgür bir yöntem. Tek başına yapma durumu için ise şunu söyleyebilirim; kişinin üretmeyi ne kadar istediğine, gelişmeye ne kadar aç olduğuna ve ne kadar emek verdiğine bakan bir mevzu müzik.

Bu arada 2.albümünün hazırlıklarına da şimdiden başlamışsın sanırım. Peki, bu ve bundan sonraki çıkaracağın albümler için değişikliklere, yardım taleplerine açık olduğunu söyleyebilir miyiz?

Çağrı: Evet, sayıca epey bir şarkı oluştu; ham, akustik halleri. Zaman buldukça kaydetmeye çalışıyorum. Ama ilgili web sitelerinde; myspace, facebook gibi yazdığım bir cümleyi bu soruya cevap olarak verebilirim sanırım.

Tabiî ki.

Çağrı: “Bundan sonraki tüm üretimler, aktiviteler için müzik & fikir & prodüksiyon anlamında her türlü iletişime, doğabilecek güzel işbirliklerine açığım”.

Süper! Mesaj alınmıştır, ilgilenenlere duyurulur diyeyim o zaman : )

Çağrı: Tabiî ki. Nasıl istersen.

Anladığım şu ki, albümünü çıkarmanda katkısı olan müzik firması ile anlaşman sadece dağıtım yönünde öyle değil mi?

Çağrı: Yapımcı firma Ankara’dan “Mk2 Yapımcılık”. Buradan Erkan Tatoğlu’na sevgiler sunmak isterim. Dağıtıcı firma ise “Seyhan Müzik”. Tabi, müzik şirketiyle aranızdaki ilişkiye göre değişiyor bu durum. Şu an benim yapımcı firma ile ilgili aramda stüdyo aşamasına dair bir ilişki yok. Dolayısıyla bahsettiğimiz bu ilk albüm için sadece basım ve dağıtım süreçlerinde yapımcı firma ile birlikte çalıştık.

Albümün ismi “1-Oyun”. Peki, albümün ismindeki “Oyun” u anladıkta başındaki 1’in anlamı ne oluyor? J

Çağrı: Toplam 10 parçadan oluşan bir albüm ve 2 parça hariç albümün genel teması “Oyun”.

“1” ise, ilk albüm olduğunu ve tema albümü olduğunu anlatmaya çalışan, bana da üretimin devamını getirmek adına motivasyon sağlayan küçük bir espri.

Bu durum da 2. albümün ismi de “2-Oyun” olabilir mi acaba?

Çağrı : “2-Yığın” sanırım, en azından şimdiki fikrim budur.

cagri1Şarkılarında çoğunlukla bir takım mesajlara yer vermişsin. “Ciddiyet aktörleri” isimli şarkında özellikle bu çok dikkatimi çekti. Çıkarcılığa, yalana-dolana karşı bir tepkiyle çıkan sözler mi bunlar?

Çağrı: Tam üstüne bastın, bir takım dertlerden çıkıyor şarkılar. Bu dertlerin başında ise içinde yaşamak durumunda kaldığımız tüm “kötü” düşünce ve davranışlar geliyor. Çıkarcılık ve yalan, bu kötü düşüncelerden sadece ikisi ama en etkililerinden sanırım.

Şarkılarındaki bu mesajlar, çoğunlukla genele yönelik mi yoksa kendi yaşadıklarından da izler taşıyor mu?

Çağrı : Kendi yaşadıklarımdan, çevremde yaşananlardan yola çıkan, ama en nihayetinde genele de uyarlayabileceğimiz mesajlar, durumlar…

Peki, hayat bir oyun mudur sence?

Çağrı: Aslında oturup uzun uzun konuşulacak bir konu, bu kadar derin bir konuyu cevaplamak biraz zor bence. Hayat güzel, aynı zamanda zor. İçinde çokça oyun bulunduran, bazılarının ise “rol yapma” halini fazlasıyla abarttığı bir dünyada yaşıyoruz. Hayatın, dünyanın, güzel kısımlarını görmek, görebilmek çok önemli, ama bahsettiğim gibi bu albümdeki şarkılar tema itibariyle genelde dertlerden beslendiler.

Evet, şarkılarının genel itibariyle ortak noktası oyun ki albümün ismi de o yüzden “Oyun” olmuş… 2.albüm için de “Yığın” dedin… Ne yığını peki bu? Sevgi yığını, yalan yığını… ? Bunlar da mesaj içerikli yığınlar mı acaba?

Çağrı : Toplum, daha doğrusu yine insan, insan toplulukları, kitleler… Benzer bir düşünce yapısı var yine. Son derece güzel dostlar, insanlar, ortamlar tabi ki fazlasıyla var. Fakat ilk albümle paralel bir anlayışla, “2-Yığın” da yer alacak şarkılar madalyonun yine diğer tarafıyla ilgili.

Anladım, topluma yönelik mesajlara devam yani?

Çağrı : Aynen.

Neden albüm kapağında ağzın, kulakların ve gözlerin kapalı? Oysa sen şarkılarında oldukça açıksın, düşüncelerini dile getirme konusunda kapalı değilsin! ? 🙂

Çağrı: Albümün temasıyla ilgili bir şey aslında, “Oyun” temalı bir albüm. Bu temayı tiyatronun, tiyatro sahnesinin resmedebileceğini düşündüm. Ankara Küçük Tiyatro’ da fotoğraf çekimi yaptık. Aslında albüm kartonetindeki tüm resimlerle birlikte bakıldığında bir bütünlük, anlam kazanabilir bu kapalılık hali. Uzatmadan özetlersem, sergilenen bu oyuna dahil olan, fakat kendini, duyularını (görme, işitme, vs.) korumaya çalışan bir tip kapaktaki resimle anlatılan.

Peki, örnek aldığın isimler, sanatçılar var mı kendi tarzında ya da sana yakın tarzda?

Çağrı: Etkilendiğim, sevgi ve saygı duyduğum çok fazla sanatçı var. İsimlerini saymaya röportaj yetmeyebilir belki de, ama birkaç örnek vermek gerekirse; Erkan Oğur, Yavuz Çetin, Depeche Mode, Michael Jackson, Richie Kotzen, John Mayer, Dream Theater, Demirhan Baylan, Korhan Futacı, Bülent Ortaçgil… Saymakla bitmez gerçekten J

Aslında sen ODTÜ makine mühendisliğinden mezunsun. Peki, isteyerek mi okudun bu bölümü yoksa bir zorunluluk muydu bu seçim?

Çağrı: Aslında matematik sever bir genç olarak ki hala öyle, mühendislik uygun bir seçimdi.

Fakat zaman ilerledikçe, kişiliğim oturdukça birçok alana ilgi duyduğumu hissettim; mühendislik, felsefe, psikoloji, içinde “insan” olan her şey ve tabi ki benim için vazgeçilmez olan müzik. Farklı farklı alanlardan beslenmenin gelişim yolunda hem müzik adına, hem herhangi bir konu adına son derece faydalı olduğuna inanıyorum.

Peki, müzik eğitimin var mı?

Çağrı : 13-14 yaşlarında elektrik gitar çalarak başladım müziğe ve ilk 1-2 yıl gitar dersi aldım.Onun dışında bir eğitimim yok, kendi kendime öğrendim.

Klasik bir sorudur ama hep merak edildiğinden; albüm çıkarmaya yani müzik sektörünün içinde yer almaya nasıl karar verdin?

Çağrı: Şarkı yazmaya başladığımdan beri elde bolca şarkı oluştu. Kayıt öğrenim süreci ilerledikçe seçtiğim bazı şarkıları tamamlayıp insanlara ulaştırmak istedim. En bilindik yol albüm, ben de bu yolu tercih ettim.

Fakat yaptığın müzik dışında bir de senin ciddi ciddi çalıştığın başka bir işin var öyle değil mi? Diploman olan mühendisliğini icraat ediyorsun sanırım.

Çağrı: Evet, tam zamanlı bir işte çalışıyorum şu anda.

Gelecek hayallerin ne yönde? Kariyerinle ilgili hedeflerinde müzik mi yoksa diğer işin mi daha baskın olacak?

Çağrı : Gelecekle ilgili planlar yapmayı sevmiyorum.Birlikte götürmek şu an için, yani en azından içinde olduğum şartlar itibariyle seçtiğim yol bu.Müziği tek meslek halinde götürmek hayli zor gözüküyor şu an, bunu yapabilenleri gerçekten çok ama çok tebrik etmek gerekir.

Bu, herkes için çokta zor olmamalı sonuçta durumu olan var olmayan var… Tabi bir de tek bu işi yaparak günümüz şartlarında geçinmeye çalışan sanatçılar da mevcut.

Çağrı: Evet, zor şartlarda bu mücadeleyi hakkıyla verenleri tebrik etmek gerekir.

Klibin henüz yok bildiğim kadarıyla, peki bu röportajı okuyup seni merak eden okuyucularımız radyo, TV programları dışında şarkılarına ya da sana nasıl ulaşabilirler? Albümüne ulaşmak rahat mı?

Çağrı : Evet, henüz klip yok.Acele etmemeye çalışıyorum, iyi bir fikir olmadıkça çok anlamlı değil diye düşünüyorum.Bana www.cagriraydemir.com ‘dan ulaşabilirler.Bu site myspace ve facebook sayfalarına yönlendiriyor.Albüm satış noktalarının bilgileri bu sitelerde mevcut. Albüme internet üzerinden albüm satışı yapan sitelerden de ulaşmak mümkün.

Peki, müziğin paylaşımı açısından internet hakkındaki düşüncelerin neler?

Çağrı: Sanatçıların bazı “hak”larının maalesef önüne geçen, ama ulaşım açısından güzel imkânlar sağlayan bir ortam. İnternet günümüzün vazgeçilmezi olduğuna göre, güne ayak uydurmak gerekiyor sanırım; avantajlarıyla, dezavantajlarıyla.

cagri2Çağrı, sen aynı zamanda haftada 2 gün Ankara’da sahne alıyorsun, çünkü Ankaralısın ve orda yaşıyorsun. Peki, çoğu müzisyende olduğu gibi senin için de, ilerleyen zamanlarda İstanbul’a taşınma söz konusu olabilir mi?

Çağrı: Evet, şu an “Siyah Beyaz”’da sahne alıyorum salı ve cumartesi günleri. Ankara’dan şehir olarak memnunum, özellikle samimiyetinden ve müzikle ilgili altyapısından. Hatta bir dönem İstanbul’da yaşadım, iki şehir birbirine kıyasla çok farklı, anlayışlar çok farklı. Ama dediğim gibi gelecek planlarından çok hoşlanmıyorum, ilerleyen zamanlarda neler olur bilemiyorum. Ama şunu söyleyebilirim, hangi şehirde olursa olsun müzik müziktir, tabi insanlara “ulaşmak” adına İstanbul en avantajlı şehir.

Senin bir de öyle popüler olma gibi bir derdin yok sanırım. Yani albümünle ilgili hemen her şey bir anda olsun, birçok hayranım olsun gibi bir telaşın yok. Bu anlamda daha esnek davranıyorsun sanki. Doğru mu düşünüyorum?

Çağrı: Kesinlikle evet. Popülerlik daha fazla insana ulaşabilmek adına çok önemli. Ama bende öyle bir telaş yok dediğin gibi. Olur ise eyvallah, olmaz ise sağlık olsun.

Ben albümün “1-Oyun”u dinledim ve çok beğendim. Peki, albümünde olduğu gibi derKi okurlarına da vermek istediğin bir mesajın var mıdır acaba?  

Çağrı: “İyi” insanlar azalmakta, “iyi” kalabilmeye özen gösterebiliriz hep beraber.

Çok güzel bir mesaj bu, teşekkürler.

Çağrı: Ben teşekkür ederim.

Umarım yavaş ama sağlam adımlarla ilerlemeyi hedeflediğin müzik hayatında her şey gönlünce olur ve keyifli sohbetin için de ayrıca çok teşekkür ederim.

Çağrı: Simla değerli zamanınızı ayırdığınız için ben de çok teşekkür ederim sana ve Derki’ye. Her şey gönlünüzce olsun.

Çok teşekkürler ve başarılar…

Simla Taş