Eğitimci-akademisyen Cem Özüak bir süredir beklenen kitabı Metropol Dervişi’ni Destek Yayınları etiketiyle çıkardı. Biz de Cem Özüak’la yeni kitabı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Varoluşa Methiye…

Varolmanın neşesi doldurduğunda içini,
Tebessüm edersin, bebeği parlar gözlerinin…
Ay olur kaşların, gözlerin çoban yıldızı,
Saçların samanyolu olur.
Aşk olur, kainatta yok olursun.
Aç koynunu yıldızları doldur içine.
Öyle ya sen kainatsın kainat da sen…
Aynı anda hem varolur hem yok olursun,
Varoluşun tatlı meltemiyle sonsuzluğa yelken açtığında…

Merhaba Cem. Uzun yıllardır sosyal medyada aktif olarak varsın ve tüm yurdu gezerek seminerler ve eğitimler veriyorsun. Pek çok kişi seni tanıyordur ama tanımayanlar için ve tanıyanların daha iyi tanıması için bize biraz kendinden bahseder misin? Kimdir Cem?

Merhaba. Ben bir eğitimciyim. İletişim ve farkındalık alanında kurumsal ve bireysel eğitimler veriyorum. Ayrıca Okan Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak dersler vermekteyim. Şu anda bir eğitimciyim ama en uzun süre yapmış olduğu iş bankacılıktı. Yaklaşık 8 yıl kadar özel bir bankada çalıştım. Bankaya girmeden önce öğrenciliğim sırasında oto yıkamacılığından düğün salonu fotoğrafçılığına kadar pek çok işte de çalışmışlığım vardır. Son beş yıldır iletişim ve farkındalık alanlarında eğitimler veriyorum. Ne mutlu bana ki bu kısa sürede yüzlerce kurumun binlerce çalışanına eğitimler verdim. Yüzlerce halka açık seminerde fikirlerimi diğer insanlarla paylaşma imkanım oldu. Eğitim hayatım da iş hayatım gibi oldukça renkli geçti. Kartal Meslek Lisesi elektronik bölümünden mezun oldum. Kocaeli Üniversitesi Fotoğraf Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. Bankada çalışırken Marmara Üniversitesi’nde Kişilerarası iletişim üzerine yüksek lisans yaptım. Yani anlayacağın elektronik, fotoğraf, iktisat ve iletişim bölümleri ortaya Cem Özüak çorbasını çıkarttı. Lezzetli bir çorba olmaya çalışıyorum. 2016 yılı Aralık ayında hayatla ilgili tecrübelerimi birleştirerek aktardığım Metropol Dervişi isimli bir kitap çıkarttım.

Peki kitap nasıl ortaya çıktı? Eğitimlerinin bir meyvesi diyebilir miyiz kitap için? Biraz kitaptan bahseder misin?

Evet, kitap için eğitimlerimin bir nevi meyvesidir diyebiliriz. Metropol Dervişi yeni bir bilinç için yazıldı. Söylenmeyeni söylemek, fark edilmeyeni fark ettirmek için kaleme alındı. Kitapta  “modern hayat” denen “aptallık çağı”nın içinde nasıl daha akıllıca yaşayabileceğimize dair bilgiler veriyorum. Ermek için Tibet’e gidip inzivaya çekilebilirsiniz. Yepyeni farkındalıklara uyanabilirsiniz. Ancak döndüğünüzde yine yapamıyorsanız trafikte, işte, okulda hala bir şeyler eksik kalmış demektir yolculuğunuzda. Kitap bu eksik parçayı yakalıyor ve doğru yere nasıl adapte edileceğini anlatıyor, şehir hayatının zorluklarına rağmen tam ve bütünlük içinde, huzurlu bir yaşam sürmenin mümkün olabileceğinin altını çiziyor.

Böyle bir kitap yazma isteği sende nasıl uyandı?

Dediğim gibi ben 8 yıl kadar özel bir bankada çalıştım. Sevmediğim bir işi yapıyordum ve dolayısıyla sevmediğim bir hayatın içindeydim. Bir şekilde bankacılıktan kurtulmayı başararak eğitmenlik mesleğine geçiş yaptım. Ama bankada hala sevmediği işi yapan arkadaşlarım var. Binlerce kurumda yüzbinlerce kişi sevmediği işleri yapıyor. Daha da ötesinde istemedikleri hayatları yaşıyorlar ama bu insanlar dönüşüm için bir adım atamıyorlar. Ben kendi dönüşümümü gerçekleştirdim. Ve şimdi kendi karanlık evrenimi aydınlatma maceramı diğer insanlar paylaşmak adına bu kitabı yazdım. Amacım diğer insanların dönüşümüne yardım etmek.

Dönüşüm dönüşüm diyoruz hep ama onun da sağlıklı şekilde olması çok önemli değil mi?

Evet kesinlikle! Zaten kitabın ana amacı sağlıklı bir dönüşüme yardımcı olmaktır. Kitapta içinde yaşadığımız çağda hayatımızı daha iyiye götürecek çok kullanışlı bilgiler var. Size bununla ilgili bir hikaye anlatayım:

Bir gün yuvasından düşen bir yavru kartal tavuklar tarafından bulunur ve kümeste büyütülmeye başlanır. Yavru kartal arada bir başını gökyüzüne çevirdiğinde yukarıda uçan kuşları görürmüş ve kendisini büyüten annesi zannetiği tavuğa, “Anne biz de uçabilir miyiz?” diye sorarmış. Annesi de, “Hayır yavrum biz uçamayız.” diye cevap verirmiş.

-Neden uçamıyoruz anne?
-Biz uçamayız çünkü biz tavuğuz yavrum. Tavuklar uçamaz.

Büyüdüğünde ve kanatları geliştiğinde bu kartalın önünde iki seçenek vardır. Ya annesinin söylediği gibi bir tavuk olduğuna inanacak ve kalan bütün hayatını diğer tavuklar gibi kümeste geçirecek ya da bir kartal olduğunu fark edecek ve korkmadan özgürlüğe kanat çırpacak. Bugün birçok kartal maalesef kartal olduğunun bilincinde olmadan kümeste tavukların arasında yaşamaya devam ediyor. Bu kitap biraz da kartal olduğunu unutanlar için yazıldı. Amacım kartallara aslında bir tavuk olmadıklarını fark ettirmek. Kümesten kurtulma yollarını da kitapta detaylı şekilde anlatıyorum.

Kitap özellikle şehir hayatında yaşayan insanlar için yazıldı değil mi?

Evet, kitabımız özellikle şehir hayatında yaşayan daha doğrusu modern hayat denilen bu aptallık çağında hayatta kalmaya, nefes almaya çalışan insanlar için yazıldı. Modern hayatın türlü zorluklarıyla nasıl baş edeceğini bilemeyenler, kapitalizmin cenderesinde sıkışıp kalarak yaşamaya devam etmek zorunda kalanlar için bir dönüşüm kitabı niteliğinde olan kitabımız “Metropol Dervişi”nin pek çok kişinin hayatına olumlu yönde bir sihirli dokunuş yapacağına inanıyorum.

Son olarak metropol hayatında sıkışıp kalan ve dönüşüm gerçekleştiremeyen insanlara tavsiyen nedir?

Ermek için Tibet’e gidip inzivaya çekilebilirsiniz. Yepyeni farkındalıklara uyanabilirsiniz. Ancak döndüğünüzde yine yapamıyorsanız trafikte, işte, okulda hala bir şeyler eksik kalmış demektir yolculuğunuzda. Şehirlerde yaşan hemen herkes bu sıralarda küçük bir sahil kasabasına taşınmanın hayalini kuruyor. Ama pek çoğumuz da bu hayalimizi gerçekleştirmiyoruz. Mesele kaçmak değil sorunlarla birlikte yaşamayı öğrenmek belki de.  Madem ki şehir hayatından kurtulamıyoruz. Öyleyse onunla birlikte yaşamayı da öğrenmeliyiz. Kitabımız bu noktada farklı bakış açıları sunuyor. Herkese hayatlarında başarılar dilerim.

Soru da benim yanıt da…
Hayatımsa bir cevap kağıdı ömür kalemiyle yazdığım…
Sonsuzluğun mürekkebinden damlayan satır aralarını okumaya çalışmakla geçiyor ömrüm
Halbuki kainat matbaasında derinlere işlenmiş bir anın mührüyüm sadece…

Konuk Yazar