Çizgi roman diyarı mükemmel bir âlemdir. İnsanı rahatlatır; yaşadığı dünyanın dışında başka bir gezegende huzurla dolaşmasını sağlar. Çizgi roman karakterlerinin kimliğine bürünür, köy köy, diyar diyar; galaksi galaksi dolaşır yeni şeyler keşfedersiniz.

Ben çok rahatlıkla söyleyeyim ki, 5–6 yaşlarından beri çizgi roman okurum ve çizgi roman okumadan büyüyen bir nesle aşina değilim. Çizgili mecmua okumayan neslin mutlaka bir kayışı kopmuştur açıkça söyleyeyim.

Sekiz-dokuz yaşlarındaki en büyük keyfim, Cumartesi ve pazarları sabah erken kalkıp çizgi roman okumaktı. Bunlar hem gazetelerin verdiği –ki o dönem çizgi roman ilavesi vermek tiraj arttırmanın bir yoluydu, gazeteler sürekli kitaplar, ansiklopediler veriyordu. Evlerin çoğunda da bu dönemden kalma kitap ve ansiklopedi yığınları mutlaka bulunmaktadır. Ana britanika, baba britanika, sözlükler, Red Kitler, Spriular, Tentenler, Tommiks-Teksaslar, sağlık kitapları… – eklerden hem de babamın alıp da gece yastığımın yanına koyup benim sabah bulduğum mecmualardan oluşuyordu.

Çok çizgi roman okudum itiraf ediyorum, dışarıya sattığım birçok bilgiyi de çocukken bu dergilerden edindiğimi de söyleyeyim. Özellikle Tenten ve Red Kit (Lucky Luke) tamamiyle bir bilgi bombardımanıdır. Ama bir çocuğun hayal dünyasını geliştirmek isterseniz Marvel okutun derim. Marvel dünyasına giren çocuk iflah olmaz bir hayal dünyasının da sahibi olur. Sonra o çocuk ya iyi bir mevkide yaratıcı zekâ dolu projelere imza atar ya da şansınızı başka bir çocukta deneyecek kadar hayal içinde yaşayan bir kişilik sahibi olur.

Marvel kahramanlarının en delikanlısı Gümüş Sörfçü (Silver Surfer)’dür. Bilen bilir, Fatih’in Fedaisi Kara Murat misali gezegenini ve insanlarını savunmuş ve bu uğurda bir zalim zorba olan Galactus’a köle olmuştur. Bu arada sevgilisi Shala-Bal’dan de uzak düşmüştür. Zira Galactus aralarına görünmez bir set çekmiştir. Yani tam bir arabesk sevda masalı…

Bu Marvel çizgi romanlarının çoğunun bildiğiniz üzere filmi de yapıldı. Örümcek-Adam, Fantastik Dörtlü, X-Men serileri çok da hâsılat yaptı. Bu çizgi romanların ve dolayısı ile filmlerin aslında ortak olarak birçok da sakat noktası bulunmaktadır.

Bütün kahramanlar Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkarlar; büyük kentlerde zıplarlar, hoplarlar. Aslında bu sadece çizgi romanın ve filmin yapımcı şirketleri orada olduğu için değildir. Zira bu kahraman geçinen adam ve kadınların üstün güçleri bizimki gibi memleketlerde sökmez.

Düşünün ki, Örümcek-Adam Ankara Kızılay’da. Bu adam, hayatı boyunca o gökdelenden diğerine zıplaya atlaya vaktini geçirmiş. Kızılay’da nereye zıplayacak? Nereye ağ atacak? Atsa atsa Atakule’ye ağ atar ve attığıyla kalır. Oturur ve kulenin üstünde çekirdek çitlemeye başlar. Örümcek-Adam, Türkiye’de ortaya çıksa başka neler olur?

 

Örümcek-Adam’ın Ankara’ya gelişi ve Cennet vatanımıza yerleşmesi törenlerle kutlanır. Bu törenler çerçevesinde gündüz havai fişekler atılır; balonlar, toplar binalardan boca edilir. Hükümet, Örümcek-Adam’ın gelişinin kendi başarısı olduğunu, enkaz devraldıkları halde, ülkeyi cazibe merkezi haline getirdiklerini, öyle ki Örümcek-Adam’ın bile o kadar ülke varken ülkemizi tercih ettiğini belirtir. Bunu diğer süper kahramanların ziyaretlerinin izleyeceği söylenir. Muhalefet ise Örümcek-Adam’ın gelişinin Türkiye’ye yarar sağlamayacağını, Örümcek’in düşmanlarının da bölgeye çekilmesini neden olarak kaos ortamına yol açacağını iddia eder.

Basının manşetleri değişkendir:

“Örümceğin gelişi Türkiye ekonomisine yarayacak!”

“Örümcek AB kapısını açacak!”

“Terörle mücadelede Örümcek gücü!”

“Turizm Örümcek ile canlanacak!”

“Örümcek-Adam Müslüman mı oldu?”

“Örümcek-Adam sünnet olacak mı?

“Bir de böcük mü besleyeceğiz?”

“Örümcek siyasette!”

Örümcek-Adam, İstanbul’da gösteri yapması için ikna edilir. Bütün televizyon kanalları, canlı yayın arabaları ve ekipleri ile olay yerine gelir. Örümcek gösterisine başlar ancak ağ atarak sallanması için kurulan platformun sağlam olmaması nedeniyle Örümcek, trafiğin en yoğun olduğu alanlardan birine düşer. Freni patladığı için ters yöne giren bir tırın altında kalmaktan Örümcek hisleri sayesinde son anda kurtulan Örümcek, kendini yayaların yoğun olarak bulunduğu bir yola atar ancak burada da onu kötü bir sürpriz beklemektedir: Üzeri kartonla örtülmüş bir kanalizasyon çukurunun üzerine düşmüştür. Akıntı Örümcek’i sürükler götürür ve kendisinden bir daha haber alınamaz. Örümceğin yakınları May Hala ve Mary Jane’e baş sağlığı dilenir ve bu konuya bir daha değinilmez.

Öldüğü yerdeki ağları toplanarak bölge demirlerle çevrilir ve zamanla ağların yanında tülbent ve bez parçaları bağlandığı görülür. Zamanla bölge Örümcek Baba Türbesi’ne dönüştürülür.

Diğer süper kahramanların ise Cennet vatanımızda ortaya çıkmayışları benzer nedenlerden dolayıdır.

Gümüş Kayakçı, İstanbul ziyaretinin ilk gününde kayağını kapkaça kurban verir. Mistik güçleriyle geri almaya çalışır ancak artık çok geçtir: Kayak, Kaportacı Rüstem tarafından parçalanmış ve çelik jant yapılmıştır.

Fantastik Dörtlü’nün yanan ateşli elemanı (Human Torch) dönercide işe girmiştir çünkü kimse kendisini iplememektedir. Eli kolu uzayan eleman ise (Mr. Fantastic) zaten “Senin elin kolun uzun” diye potansiyel hırsız muamelesi görmekte toplum içine çıkamamaktadır. O da çilingirde işe girmiştir.

Görünmez Kız (The Invisible Woman) yanlışlıkla erkekler hamamında görünür olmuştur ve artık kendisinden haber alınamamaktadır.

Taş adam ve Örümcek-Adam’ın belalısı Kum-Adam (Sandman) bir müteahhidin yanında amele olarak işe girmişlerdir.

X-Men mutantları toplumdan dışlanmış olarak, ayrı bir köyde yaşamlarını sürdürmektedirler. Kimisi de üstün özelliklerini yasa dışı gayelerde kullanmaktadırlar. Bu yüzden bir kısmı da linç edilmekten son anda kurtulmuştur.

Ezcümle, bu memleketten süper kahraman falan çıkmaz, çıkamaz kardeşim. Biz kahramana prim vermeyiz ki, bırakın süperi olsun.