Haritanızdaki Satürn’e göz kulak olursanız, haritanın geri kalanı başının çaresine bakar!

“Küs müyüz Tanrım?” derKi yazarlarından astrolog Olgu Ilgın’ın Doğan Novus’tan çıkan yeni kitabı. Kitap zamanın efendisi, büyük öğretmen denilen Satürn’ü ve bize getirdiği dersleri, çözümlerini anlatıyor. Satürn’ün en güçlü olduğu, kendi yönetimindeki Satürn Oğlak dönemini yaşadığımız bu günlerde,  ülkemiz ve dünya dahil hepimiz ciddi sınavlardan geçiyoruz. Pek de sesimizin duyulmadığı, gizliden gizliye ‘Küs müyüz Tanrım’ dediğimiz içinden geçtiğimiz bu zamanlarda kitap imdada yetişiyor. Çünkü kitap 7’den 77’ye herkesin anlayabileceği bir dille Satürn’ü, kendi haritalarımızdaki Satürn derslerini, hangi yaşta hangi dersle sınav olduğumuzu ve bu sınavları kolay geçebilmemiz için kullanabileceğimiz formülleri ve arçları da anlatıyor. Bu sadece sorunu değil çözümü de anlatan bir kitap.

Kitabın adı çok etkileyici… Neden bu isim?

Yaşam gibi aslında. Etkileyici değil mi yaşamak ? İnişleri, çıkışlarıyla. Aynı ritimle gitmiyor.  Ve insan en çok inişlerde,  dibe vurduğunda yaşamın anlamını anlıyor. İstiyor ki o dönemlerde elinden bir tutan olsun, onu o dipten çekip çıkarsın. Dipteki yalnızlık ve ıssızlık hali çok zor ve çok gerçek. İnsan en çok sevdiğine kırılır küser ya; insan en çok sevdiğinden yardım bekler ya… Küs müyüz Tanrım ?  da öyle bir şey. En büyük sevdamız değil mi Tanrımız. Zor dönemlere tahammül edemediğimizde, çok yorulduğumuzda bizi duy çağrısı “ Küs müyüz Tanrım? “ Belki biraz isyan, bir serzeniş, bir sitem. Ama samimi ve içten.

Bu kitabı neden yazdın ? Neden Satürn ?

Benim Satürn’le bir zorum vardı. Yıllardır kendisiyle didişip duruyordum ve bir türlü çözemediğim için sürekli aynı problem dönüp duruyordu. Satürn’üm haritamda biraz sevimsiz bir konumda. Satürn’e düşman değil dost olmam gerekiyordu. Ama yapamıyordum, her seferinde dert güncellemesi geliyordu adeta. Bundan kaçamayacağımı da biliyordum. Derken bir dönem, büyük bir kırılma yaşadım tabii Satürn tarafından yine J Artık benim için bu milat oldu. Onun benden istediğini kabul ettim. Adeta bir Survivor ruhuyla zoru başardım. Ve o gün bu kitabı yazmaya başladım.  “benim başardığımı herkesin başarabileceğini “   göstermek istedim. İnsanlara ışık olsun diye. Neden Satürn ? Çünkü, haritanızdaki Satürn’e göz kulak olursanız haritanın geri kalanı başının çaresine bakar da ondan. Yani, Satürn’ü çözdüğünüzde, onun sizden istediklerini anladığınızda yaşamınız kolaylaşır. Boşuna vücudumuzda omurgayı temsil etmiyor kendisi. Omurga olmayınca insan olamayacağımız gibi, etrafımızda gördüğümüz her şey onun mimarisi. Onun onaylamadığı hiçbir şey, yaşamda var olamıyor. O yüzden Satürn kitabı.

Nasıl bir öğretmen bu Satürn. Bize ne anlatıyor? Dersleri nedir?

Satürn, zamanın kendisi aslında. Tekamülün kalbi de diyebiliriz Satürn olmadan tekamül de olmuyor çünkü. Evet, Satürn bizi olgunlaştırmaya geldi.  Nasıl tekamül edeceğimiz ve yaşam dersimizin ne olduğu, doğum haritamızdaki Satürn’de gizli. Okul konseyinin başkanı. Hababam Sınıfının Mahmut Hocası o. Onun sınavlarından geçmeden, onayını almadan olmuyor. Ödülünü de alamıyoruz. Karmanın Lordu ve Zamanın Efendisi denir kendisine bu yüzden. Biraz soğuk ve sert bir öğretmen. Doğası böyle. En büyük tecrübeleri, en güzel öğretileri hep Satürn dokunuşlarıyla alırız. Bu dönemlerde zorlanırız, daralırız, ama büyük ve kalıcı ödülleri de, onun sınavlarından geçtiğimizde alırız.

SENİN BAŞINA ŞU GELECEK DEMEK KARMA YARATMAKTIR!

Kitap, hem Astroloji, hem kişisel gelişim kitabı. Bunu biraz açar mısın ? İkisi bir arada nasıl oluyor ?

Ben, Astrolojiyi birçoklarının aksine, kişisel gelişimin önemli bir basamağı olarak, farkındalık kazanmak için kullanıyorum. Bireyin doğum haritasını bilmesi demek, kendini bilmesi demek. Kendini bilen zaten rabbini bilir ve büyük farkındalığa erişir. Ancak ülkemizde Astroloji bir çoklarının elinde gelecekten haber alma birimi olarak kullanıyor. Ve ne yazık ki; yine bir çok kişi için Astroloji hala “ fal ve kehanet “ ile aynı kefede. Bu büyük bir yanılgı oysa ki… Çünkü Allah, herkese bir irade vermiş. Seçim yapma hakkımız var. Geleceği de Allah’tan başka hiç kimsenin bilmesine izin yok…! Ancak Astroloji ile etkileri öngörebiliriz. Zamanı yönetebiliriz. Ne zaman başlamalı ? Ne zaman bitirmeli gibi…  ASTROLOJİ BİR ETKİDİR, KADER BU ETKİYE VERDİĞİNİZ TEPKİDEDİR. O yüzden “senin başına şu gelecek, bu olacak “ demek, danışanın hayatında bir algı yaratmasına neden olur ve bu da başlı başına karma yaratımı demektir.  Bu kısım çok tehlikeli. Çünkü yarattığınız karmadan mesul oluyor ve onun kadersel sürecine de etki ediyorsunuz.  Kitap, bu yüzden astroloji ve kişisel gelişim kitabı.

Ne anlattın bu kitapta?

Kitapta, hayatın zorlu ve yorucu süreçlerini, bu süreçlerin neden var olduğunu ve neye hizmet ettiğini, bu dönemlerde neyi öğrenmemiz gerektiğini anlattım. Satürn’ün nasıl bir gezegen olduğunu ve doğasını, onu daha yakından tanımamız için mitolojik hikayesini de koydum kitaba.  Satürn’ün bizden istediklerini, onun döngülerini, Satürn’ün 12 burçta bize ne mesaj verdiğini, Satürn’ün tek tek her burçtaki transitini, haritasında Retro Satürn olanların neyi öğrenmeye geldiğini ve ne yapması gerektiğini, Satürn’ün zorlu sınavlarından nasıl daha kolay geçebileceğimizi de bulacaksınız kitapta. Ayrıca bu zorlu süreçlerden geçerken hangi ritüelleri yapmamız gerektiğini, ülkemizin Satürn ile imtihanını ve ülke olarak da ne yapmamız gerektiğini, Satürn’ün esmalarını da anlattım. Bu arada sadece doğum yılını bilenleri de düşündüm. Doğdukları yıla bakarak, bu dünyaya neyi öğrenmeye geldiklerini ve hayat sınavını öğrenebilecekler. Aslında kitapta bir tek yemek tarifi vermemişim J Yok yok bu kitapta. O yüzden tam bir başucu kitabı.

Kitabı okuyan birisi, o zaman Satürn transitlerinde ne yapması gerektiğini ve sınavını öğrenecek öyle mi?

Tabi öğrenecek. Bilmek güç kazandırır. Karşınızdaki etkiyi bilirseniz yönetirsiniz. Korku, bilmemekten kaynaklanır. Dikkat edin, hep korktuğumuz şeyler göremediğimiz, bilemediğimiz yönetemediğimiz şeylerdir. Bilseydiniz korkmazdınız. Çünkü insanın iradesi ve gücü her şeyin üstünde tasarlanmıştır.

Satürn için “ kötücül gezegen “ deniyor ? Buna ne diyorsun?

Ben Allah’ın yarattığı hiçbir şeyin kötü olduğunu düşünmüyorum öncelikle. Çünkü bu Dünyayı ve bizi yaratan Rabbim neden bizim için kötü bir gezegeni var etsin ki? İşte tam da bu yüzden yıllardır Satürn’den öcü gibi korkuyorlar. “Kötücül başlıklı bir gezegen nasıl iyilik versin ki” o yüzden sen bir şeyi anlatırken Satürn ile ilgili ilk soru hemen “ ne zaman bitecek bu “ oluyor. Sanılıyor ki; Satürn bu etkiyi bitirince o anki kötülük dediği şey de geçecek. Bu yüzden de tüm suç Satürn’ün oluyor. Eşimizden ayrılıyoruz kabahat Satürn’ün. İşimizden çıkarılıyoruz kabahat Satürn’ün. Ekonomik kriz yaşıyoruz kabahat Satürn’ün. Hiç kimse eşinin onu neden aldattığıyla, daha da başa gidersek neden o seçimi yaptığıyla ilgili değil. Veya işten neden çıkarılmış olabileceğini sorgulamıyor. Gezegenin iradesi yok ki bir şey yapsın sana. İrade sana verilmiş. Gezegen sadece etki yaratıyor. Yani Satürn transitinde eğer eşinden ayrılıyorsan, temeli sağlam değildir o evliliğin ve Satürn de yıkmıştır. Niye yapar bunu ? Çünkü daha sağlamını bul diye. İradeni kullan doğru seçim yap diye. O yüzden önce gezegene koyduğumuz başlığı değiştirmek lazım. Bunun için Satürn’ü yakından tanımak lazım. Bunun için okumak öğrenmek lazım.

Satürn dersini öğrenmezsek ne olur ?

Sınıfta kalırsın. Öğrenmemeye devam edersen, bu sefer yıl biter bütünlemeye kalırsın. Yine inat ettin öğrenmemek için, o zaman hayat biter başka bedene enkarne olduğunda Retro Satürn ile gelirsin. O zaman ne olur dersen; işte onun cevabı da kitapta.

Satürn neyi temsil ediyor? Neyi yönetiyor?

Biz kendisine Karmanın Lordu – Zamanın Efendisi diyoruz. Satürn demek; sabır, dayanma gücü, irade, istikrar, sağlamlık, inşa etmek, öğrenmek, tecrübe demektir. Tüm bu kelimelerle istediğiniz kadar cümle kurun. Her bir cümle aslında her insanın en çok istediği şeye çıkıyor. Örneğin “ İstikrarlı bir ilişki istiyorum, sağlam bir ev istiyorum, başarmak için irade istiyorum, şunu öğrenip uzmanlaşmak istiyorum, sabırlı olmak istiyorum “. Tüm bu cümlelerde hep en çok istediğimiz, hayattan hep beklediğimiz temalar var. İşte Satürn hayatın gerçeği. Bize istediklerimizi verebilmek için, bizi zorluyor…

KEÇİ ZİRVEYE TIRMANIYOR!

Satürn Oğlak sürecinin burçlardan ve evlerden bağımsız olarak temel mesajı nedir?

Oğlak dağ keçisidir. Ve daima zirveyi hedefler. Satürn Oğlak sürecinin en başta yaşamlarımızda bizi zirveye çıkartma isteği var. Tabii bu herkesin yaşamında farklı bir konuyla ilgili olabilir. Ancak burada hepimizi en çok zorlayan konu; bu keçinin çıkacağı zirve, sanki yağlı bir direk gibidir. Tam zirveye en yakın olduğumuzu zannettiğimiz yani hedefe vardığımızı düşündüğümüz anda, kayabiliriz. Ve tekrar baştan çıkmak zorunda kalırız. Satürn Oğlak’ın doğal yöneticisidir. Bu yüzden her türlü zorluğu bu burçta çok daha fazla yaşatır bize. Amaç, zirvedeki o muazzam başarıdır.

Ülkemizin Satürn’le temel sınavı ne? Neyi öğrenmemiz gerekiyor? Özellikle de ilişkilerde… 

Ülke olarak temel sınavımız, “ yurtta sulh, cihanda sulh “ Atatürk’ün dediği gibi. Tüm ülkelerle kurduğumuz ilişkilerde de aynı duruşu sergilememiz çok önemli. Diplomasi yeteneğimiz maksimum seviyede olmalı. Diyaloglarımız daima yıkıcı değil, yapıcı olmalı ve barışçıl duruşumuzdan asla vazgeçmemeliyiz. Türkiye ülkeler arasında “ barış elçisi “ gibi durmalı. Bozan yıkan geçit vermeyen bir duruşla Satürn sınavından geçmemiz mümkün değil. Yakın komşularımızla özellikle yapacağımız iş birlikçi çalışmaları artırmalıyız. Kendi topraklarımızın kaynaklarını büyütmeli ve onları pazarlayabilmeliyiz. Çalışmalı, hiç bıkmadan usanmadan üretmeliyiz. Bilgiye önem vermeliyiz. En önemlisi “ ben değil biz demeyi “ bilmeliyiz.

Önümüzdeki dönem Satürn sınavları açısından nasıl? Neler yapabiliriz?

Çok zorlu dönemlerden geçiyoruz. Çünkü Satürn Oğlak’ta ve Plüton’la kavuşuma doğru gidiyor. Ülke olarak Satürn sınavlarından geçemediğimizden, şimdi Satürn bize ağır dersler veriyor. Ancak çaba gösterirsek el ele verirsek geçebileceğimiz kadar da kolay.

Özel  topraklara sahibiz. Tarihimiz çok ihtişamlı. Bunun hakkını vermeye gelin her birimiz kendimize düşen sorumluluğu yerine getirerek başlayalım. Üretelim ve çok çalışalım. Ülkemizin Satürn’ünden ödüllerimizi almak için bizlere çok iş düşüyor. Öncelikle negatif olaylardan beslenmeyi bir kenara bırakmalıyız. Şu an ülkemizin Güneş’inin karşısından koskoca bir Uranüs geçiyor. Bizden değişim istiyor. Artık acıları büyütmek yerine, sevinçleri gurur verici olayları büyütmeliyiz. Örneğin, bir orman yangını oldu. Herkes istisnasız yangın fotoğraflarını paylaştı. Altına olumsuz negatif yorumlar yapıldı. Bunu hep yapıyoruz ezelden beri. Zaten herkesin bildiği ve derinden üzüldüğü bir haberi bu kadar paylaşarak neye hizmet ediyoruz ki; bu soruyu sormalıyız. Yani amacımız ne ? Paylaşınca duyarlı bir vatandaş mı oluyoruz ? Oysa ki; böyle bir durumda “ bir ağaç dik “ postu paylaşsak, olumsuz bir eyleme olumlu bir eylemle yanıt versek, Satürn’ün bizden istediğini en azından başlatmış olacağız.

Biraz kendinden bahset astroloji hayatına nasıl girdi? Bu yollara nasıl düştün? Bu yolda başına neler geldi?

Şimdi bu soruyla kendimi kötü yola düşmüş gibi hissettim. Şaka bir yana, kendimi bildim bileli astroloji ile iç içe bir yaşam sürüyordum zaten. Ama o dönem kurumsal firmalarda çalışıyordum. Yani profesyonel olarak yapmıyordum. Ve çok mutsuzdum çalıştığım iş yerlerinde. Aslında kendi hayat sınavımı ve gitmem gereken yeri bilmeme rağmen, bir türlü düzenli ve sağlam iş mantığından çıkamıyordum. Nasıl başlayacağımı bilmiyor, korkuyordum. Derken ülkede yine büyük bir ekonomik kriz oldu ve işsiz kaldım. Ve uzun bir süre de istediğim gibi bir iş bulamadım. Artık zamanım gelmişti. Satürn bana “ şimdi başla “ dedi. Ve o günden beri, profesyonel olarak astroloji danışmanlığı yapıyorum. Elbette bu hiç de kolay olmuyor, bu noktaya gelmek. Kimse seni tanımıyor, senden danışmanlık almak istemiyor. Ama sabretmem ve istikrarla ilerlemem gerekiyordu, ben de öyle yaptım. Şu an geldiğim nokta tabi ki; Satürn eseridir.

Senin canlı yayınlarında en kötü duruma bile pozitif mesajlar var, bunu özellikle mi yapıyorsun yoksa içinden mi öyle geliyor?

Bu mesleğe ilk başladığımda, kendime hep şunu sorardım “ neden astrolog oldun ve neyi söylemen gerekiyor insanlara “ İnan bu soruyu bir an bile unutmadım ve unutturmam kendime. Astroloji, gelecekten haber alma birimi değil. Astroloji kehanet aracı değil. Astroloji sadece etkileri anlatıyor. O etkileri senaryo haline getirip yorumlayan kişiye de astrolog deniyor. Pozitif mesaj verme takıntım hiç yok. Ben sadece en zorlu gökyüzü konumunda bile, o zorlayıcı etkinin amacına gidiyorum. Ve bu amaç beni hep şu sözle birleştiriyor. “ Allah yarattığı kuluna eziyet çektirmez ve kuluna bile isteye kötülük yapmaz “ Bu söz gökyüzündeki o zorlu etkilerin ardındaki görmemi sağlıyor. Şöyle düşün, insanlara uçak düşecek, evlilikler bozulacak, deprem olacak dediğinde eline ne geçiyor ? Egonu şişirmekten başka… ! Benim niyetim egolog olmak değil, astrolog olmak. Ben insanların yolunu açmak ve onları sevgi enerjisiyle tanıştırmak istiyorum.

Birçok insan duyuyorum hem astrolojiyi seviyor hem de korkuyor? Sence bu korkunun nedeni nedir? Astrolojiyi nasıl anlamak lazım.. Senin yaklaşımın nedir biraz açar mısın?

E korkar tabii. Sürekli, kötü yorumlar üstelik o kadar emin ki, bu yorumları yaparken birileri… Hal böyle olunca danışan korkar, okuyucu korkar. Kim yaşamı devam ederken, 6 ay sonra boşanacağını duymak ister ki, kim işsiz kalacağını bilmek ister ki? Üstelik bunların olacağına dair hiçbir garantisi de yok, bu yorumları yapan kişilerin. Çünkü gezegenlerin iradesi yok. Çünkü bireylerin iradesi var. Yani o zorlayıcı etkiden ben belki de sapasağlam bir evlilikle çıkacağım, bunu nereden bilebilir ki?

ASTROLOJİ BAŞIMIZA GELEN ETKİ İSE, KADER ONA VERDİĞİMİZ TEPKİDİR. Astroloji’yi böyle anlamak lazım. Kişisel gelişim ve farkındalığımıza destek olarak kullanmak lazım. Neden bunu yaşıyorum ve bu bana neyi öğretiyor diyebilmek için kullanmak lazım. En azından ben böyle yapıyorum.

Kitabı yazarken ve kitabın çıkma sürecinde de ilginç şeyler gizemli durumlar yaşamışsın, biraz bunlardan bahsetsene.

Kitabın ismi bana rüya kanalıyla geldi. Şimdi rüyanım detayına girmeyeyim ama, tam isim koyma aşamasındaydık, aklımda bir iki isim vardı ve o gece “ Allah’ım bu kitabın ismi ne olsun” diyerek yattım. Ve rüyamda gökyüzünden bir kitap geldi elime üstünde “ Küs müyüz Tanrım? “ yazıyordu. Artık kitabın ismi kesinlikle bu olmalıydı. Yine yazım aşamasında belirli aralarla mitolojideki Kronos heykeli ( yani Satürn ) rüyamda dile geldi ve bana direkt mesajlar verdi.

Son olarak da, kitabın rengi beyaz olacaktı. Tüm görüşmeler de böyle konuştuk aslında ve herkes biliyordu. Ancak ne olduysa tam basım aşamasında kitabın rengi 3 boyutlu kırık beyaz ve gri karışımı bir şey oldu. Yani Satürn kendi rengini verdi kitaba. En ilginci de kitabın çıkış tarihi 4 Ekim. 4 Satürn’ün rakamı.

Aycan Aşkım Saroğlu

İngiliz Dili ve Edebiyatı Mezunu. Hürriyet Vakfı'nda gazetecilik eğitimi aldı. Sırasıyla TV'de 7 Gong, Hürriyet Dış Haberler, Gezi Traveler, Aktüel dergilerinde; Akşam ve Habertürk gazetelerinde çalıştı. Tam 15 senelik gazeteci, doğduğundan beri spritüel. "Kum Saatinden Ezoterik Manzaralar" adında bir kitabı mevcut. Yay burcu.