Utku Yasavul bir reklam yazarı. Fakat o bir futbol aşığı ve futbolun akademik yanıyla da yakından ilgilenen bir yazar. Endirek Serbest Atışlar, Yasavul’un futbol üzerine söylenmiş sözleri derlediği ve bu sözlerle ilgili birkaç kelimelik yorumlar yazdığı, gafların, futbol tarihini değiştiren aforizmalarin ve hazır cevap sözlerin yer aldığı bir derleme. Yasavul’a göre; futbol ne kadar reddetmeye çalışsak da hayatımıza bir köşeden sızmayı başarıyor. Ya sevdiğimiz birine tuttuğu takımın formasını alıyoruz, ya bir maç çıkışında trafiğe yakalanıyoruz ya da futbol ile ilgili bir reklama maruz kalıyoruz. Eğer futbolla ilgileniyorsak oyun zaten kendini birden hayatımızın merkezine koyuveriyor. Çarşamba, cumartesi, pazar, maç izliyoruz. Pazar gecesi neredeyse sabaha kadar futbol yorumlarını dinliyoruz. Futbol konuşuyoruz, futbol izliyoruz, futbol giyip, futbol yiyoruz. Endirek Serbet Atışlar bir yerlerde duyup da bir kenara not etmeyi unuttuğumuz, aklımızda silinip giden futbol sözlerini bir araya toplamak için derlendi. Biz de kitabını en iyi anlatacak kişi yazarıdır diyerek Utku Yasavul ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Buyrun buradan yakın:

Utku futbolu sevdiği belli, ayak topuna ilgin nasıl başladı?
Her Türk erkeği gibi babam da futbolu çok sever ve koyu bir Fenerbahçelidir. Onun sayesinde ben de fanatik bir Fenerbahçeliyimdir. Futbolla ilgim öncelikle taraftar olarak başladı. Fakat zaman içinde bir taraftarın ötesinde bir ilgim de bu oyuna karşı. Yaptığım araştırmalar, okumalar ve eğitimler sonucunda bugün profesyonel seviyede bir futbol iletişimcisi olduğumu söyleyebilirim. Özellikle de mesleğim reklam yazarlığı olduğu için sports marketing konusunda uzmanlaştım.

Peki Endirek Serbest Atışları yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Kadir Has Üniversitesi’nde spor iletişim programına devam ederken futbolumuzda sözlerin derlendiği bir kitap olmadığını fark ettim. Literatürün böyle bir çalışmaya ihtiyacı olduğunu düşündüm ve bir gecede konsepte karar verip çalışmaya başladım 3 aylık yoğun bir arşiv taramasının ardından elimde 1000’den fazla söz birikmişti. İncelikli bir elemeden sonra dörtte birin kenara ayırdım ve tüm sözler üzerine birer yorum yazmaya başladım.

Futbol Türkiye’de çok sevilmesine karşın bir kültür oluşturamıyor, tüketilip bitiriliyor…
Türkiye’nin tüm alanlarda yaşadığı bir sorunun futbola yansıması bu. Biz maalesef yazılı kültürü olan bir toplum değiliz ve futbolumuzda bundan nasibini fazlasıyla alıyor. Biz büyük futbolcular yaratsak da efsanevi kahramanlar yaratamıyoruz. Bütün takımlarımızın kupaları müzelerle dolu olsa da hiçbirinin mitolojisi yok. Cumhuriyet tarihi boyunca yayınlanan futbol kitabı sayısı 280 küsür… Bu sayı 2005 yılında sadece bir yıl içinde yayınlanan futbol kitabı sayısına eşit. Böyle bir atmosferde elbette futbol üzerine söylene sözler, pazar akşamları yapılan geyiklerin ötesine geçemiyor.

Endirek Serbest Atışları böyle bir ortamda nasıl konumluyorsunuz?
Endirek Serbest Atışlar herşeyden önce bir başvuru kitabı. Oturulup bir seferde okunup kenara konulacak bir kitap değil. Futbolla ilgilenen herkesin ara ara açıp bakacağı bir kitap. Hele de futol üzerine birşeyler yazıp çizenlerin epey faydalanabileceği bir kitap. Ama hepsinde önemlisi bizim bir futbol kültürü oluşturabilmemiz için atılmış küçük bir adım. Bizim kuşaktan aklı başında bir kesim sağlam bir düşünsel futbol altyağısı oluşturacak gibi geliyor bana. Zira artık futbol lümpen kesimin eğlencesi olmaktan çıkıp, yüksek kültüre ait bir zevk haline geldi. Mesela benim kitabıma editör olarak katkı yapan Caner Hoca -benden birkaç yaş büyük sadece- futbol pazarlaması üzerine doktora tezi yazdı. Kadir Has Üniversitesi spor ve futbol iletişimi üzerine programlar düzenliyor. Keza Bahçeşehir Üniversitesi de yakın zamanda benzer bir programa ev sahipliği yapacak. Yani dört bir yandan futbola farklı kültürel hazineler yağmaya başladı, bu daha da büyük bir hızla devam edecek…

Kitap için araştırma yaparken sizi zorlayan faktörler nelerdi sonuçta çok zengin bir kaynak olmadığını söylüyorsunuz?
Yok tamam olarak öyle demedim. Türkçe olarak kaynak sıkıntısı var dedim. İngilizce’ye hakimseniz önünüzde bir derya deniz açılıyor. Hele de internet dünyasında. Benim bu sözleri toplarken en çok zorlandığımı kısım nasıl kategorize etme problemiydi. Zira bir kişi futbol oynarken veciz bir söz ediyor, sonra teknik direktör oluyor başka bir şey söylüyor derken yorumcu ya da kulüp başkanı oluyor. Söylediği söz de çoğu zaman bulunduğu konuma göre bir değer bir anlam kazanıyor. Onun için kişilerin sözler hangi pozisyondayken söylediklerini keşfederken epey sıkıntı çektim.

İnternet ağırlıklı bir arşiv taraması mı yaptınız?
İnternet öenmli bir yer tutsa da yaklaşık 24 yıldı biriktirdiğim futbol dergilerim, futbol kitaplığım da bana büyük bir kaynak oluşturdu. Ayrıca birkaç günümü de kütüphane de eski gazeteleri ve bir kısım futbol kitabını inceleyerek geçirdim. Yani yarı yarıya gibi. Yarısı netten yarısı diğer kaynaklardan.

Sizin yazdığınız yorumlar da son derece ilginç, sadece sözleri yazıp kenara çekilmemek bir katkı yapmak fikri nerde doğdu?
Sonuçta sadece sözlerden oluşan bir kitap biraz yavan kalacaktı. Burada her sözün altında açıklayacı içeriği de olan ama çoğunlukla esprili birkaç kelime etmek gerektiğini düşündüm. Okuyucunun biraz daha keyif alacağını hissederek o yorumları yazdım.

Kitapta en çok hoşunuz giden söz hangisi?
Ortada 750 civarında söz olunca hangi birini ön plana alacağımı bilemiyorum tabi. Öncelikle büyük üstad İslam Çupi’nin sözlerine dikkat edilmeli her biri edebi bir eser. Sonra Liverpool’un efsane hocası Bill Shankly’nin söyledikleri de inanılmaz…. Cruyff ve Cantona zaten futbolun filozofları. Ama illa bir tane diyorsanız Hagi’nin söylediği “Takımı yenildiğinde ağlamayan hiçbir zaman büyük futbolcu olamaz.” sözü gelecektir aklıma…

Peki futbolla ilgili yeni bir şeyler yazmayı düşünüyor musunuz?
Şu anda sıradaki proje futbolla ilgili değil. Ben farklı konularda eser vermeye ve literatüre katkıda bulunmaya çalışıyorum. Endirek Serbest Atışlar’dan sonra sırada bir reklamcılık ve bir de tarih kitabı var. Sporla ilgim daha çok pazarlama ve seyircilik yönünde sürecek gibi…

Son olara koyu Fenerbahçeli’yim dediniz… Bu seneki Fenerbahçe’yi nasıl görüyorsunuz?
Buna yine kitaptan İslam Çupi’nin bir sözüyle yanıt vermek istiyorum:”Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur. Canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.” Yani bu sene iyiyiz seneye kötü de olabiliriz olsun. Fenerbahçe başka birşeydir anlatılmaz yaşanır…