Bilgelik denince aklıma hep bu cümle gelir;
”Bütün yemişlerin böğürtlenlerle birlikte olgunlaştıklarını zannedenler, üzümler hakkında hiçbirşey bilmiyor demektir.”
Paracelsus

Coşkuyu korumanın her mevsim çiçeğe durmak olduğunu sanırdım ben de. Meğer çoşkular ancak gönlünün çiçeğini öldürmemek için onu açtıracak anları doğru seçerek korunabilirmiş.

Koşmak isterdim ben ve bir an önce varacağım yere varmak. Meğer yürüdüğün yolları iyice tanımadan bir yere varılmazmış.

Cesaretin kılıcına davranmaktan korkmamak olduğunu sanırdım. Meğer cesaret ilk fırsatta kılıcına davrananların karşısında gülümseyerek durmakmış.

Hayattan daha geniş biri olmak isterdim hep. Meğer hayat önünde senin genişliğince uzanırmış.

Özgürlüğü çekip gidebilmek sanırdım. Meğer özgürlük gitme arzusunun bile kölesi olmamakmış.

Karanlığı en büyük düşman bilirdim. Meğer en doğru cevaplar en karanlık dehlizlerde yürürken insanın beyninde bir ışık gibi yanarmış.
Fazilet belleyip birçok şeye sıkı sıkı tutundum ben. Meğer faziletin elini sadece sabır tutarmış.

Uzun gelen zamanları bitsin diye sayardım. Meğer beklenen anlar kısa ve onların ardından gelen tek şey yine zamanmış.

Bilmek insanı yükseltip uçurur sanırdım ben. Meğer öğrendiğin herşey diğer bilgilerinle bütünleştiremediğin zaman başını ve hayata geçiremediğin zaman sırtına yüklenmiş bir küfe gibi omuzlarını ağrıtırmış.
Bilge kişi her halinden farkedilir sanırdım ben. Meğer bilgelik sadece farketmek ve farkedilmeye çalışanlara gülümseyerek bakmamış.

En akıllı insanların diğerlerine yol gösterebilenler olduğunu sanırdım. Meğer seçilen yola saygı göstermek en büyük akıllılıkmış.

Ben anlatmak sözlerle olur sanırdım. Meğer bazı şeyleri en iyi ardında bıraktığın yaşam anlatırmış.

Şefkatin şiddeti önlediğini sanırdım ben. Meğer ikisinin dengesini adalet tutarmış.

Çok sevmeyi herkesi bağrına basmak zannederdim, ve hayalkırıklığına, bazen de nefrete çıkardı yolum. Meğer sevgi bir insana olan iyi niyetini koruyabileceğin ve yardım etmeye devam edebileceğin bir mesafede durmayı bilmekmiş.

İnsan denmeye layık kişi başkalarını mutlu etmek için birşeyler yapar sanırdım ben. Meğer insan gibi insan, herkese ve herşeye rağmen iyi ve doğru bildiği şeyi yaparmış.

Ödül beklemek boşunaymış hayattan. Çünki gerçek olan hiçbir değer sana hediye edilemez ve senden geri alınamazmış.

Hayatın ihtişamlı bir başkaldırı olduğunu sanırdım ben. Meğer hayat her koşulda başını dik tutmak ve bir adım daha atmakmış.

Yolunuz açık olsun…

Alef Berfin

Alef Berfin bir mahlas... Alef ruhun nefesidir. Berfin ise kar tanesidir - evrendeki en hayranlık uyandırıcı tasarımlardan biri Ben bütün varlıkların ruhun nefesinden bir yansıma olduğuna ve muhteşem tasarımlar olduğumuza inanıyorum. Yaşamın kendimize doğru yürünen bir yol olduğunu düşünüyorum. Yazılarımda kendi deneyimlerimden yansımalar olacak. Biraz da hayalgücü...