İlaçları oldum olası sevmem! İçinde ne olduğunu bilemediğim yan etkilerinin nereden çıkacağı belli olmayan ilaçlar konusunda çok ön yargılıyım. Ben antibiyotik almayı reddeden, soğuk aldığımda kendime sıcak bir çorbayı, üzerine nane ve kekik katarak içen ve yararlı otlardan limonlu çay yapıp dinlenmeyi seçen biriyim. Başım pek ağrımaz, ağrısa da, duş almayı, dans etmeyi, bir bardak kırmızı şarap içmeyi tercih ederim. Tamam, burada biraz abarttım kırk yılda bir ağrı kesici falan alırım. Belim ağrıdığında da elektro akupunktur yaptırırım. Anlayacağınız alternatif tıp beni nedense daha çok çekiyor. Şimdilik bu benim düşüncem, belki yanlış belki doğru kimse katılmak zorunda değil. Aman ilaç firmaları, tıp dünyası da lütfen alınmasınlar. Ben doğada her şeyin bir karşıtı olduğunu düşünüyorum ve doğada her hastalığın da tedavi edici bir karşı tezi de olması gerekiyor. Böyle düşünen bir tek ben değilim. Kafamı frekansla yapılan tedavilerin içine soktuğumdan beri ilginç insanlarla tanıştım. Bunlardan biri Dr. Royal Rife, bazılarına göre kanserin çaresini bulmuş bir deha!

Bir fizik ilkesine göre, her şey, eğer doğru frekansla ve enerjiyle stimüle edilirse, titreşir ve parçalanabilir. Dr. Royal Rife, bu ilkenin hastalıkların tedavisinde uygulanabileceğini düşünerek araştırmalarını elektroterapi ve tedavi yöntemlerine adamış bir bilim adamı. Ona göre her hastalığın bir frekans değeri olup, o hastalığı yok edecek başka bir frekans değeri de mevcuttur.

Dr. Royal Rife, 1888-1971 yılları içerisinde yaşadı. Zamanının en çarpıcı bilim adamlarından biri olarak nitelendiriliyor. Mikrobiyoloji, fizik, kimya, optik, konuları üzerinde uzman olup eğitimini bakteriyoloji üzerine John Hopkins ve Heidelberg Üniversitelerinde yapmış, optikle ilgili bilgilerini altı yıl birlikte çalıştığı optikçi bilim adamı ve araştırmacı Hans Luckel’den öğrenmişti. Heidelberg Üniversitesinden Ph D(hon) verilmiş, buluşları 14 ödüle layık görülmüş ve Timen Bearing şirketinin sahibi mültimilyoner Henry Timken tarafından çalışmaları finanse edilmiş bir bilim adamı.1920’li yıllarda, olmayan bir teknolojiyle icat ettiği mikroskop* sayesinde, yaşayan virüsü tespit edip, icat ettiği frekans aleti ile hastalıklı virüsleri yok etmeyi başarmıştı. Başta kanser olmak üzere o zaman bilinen bütün hastalıklar üzerinde araştırmalar yaptı. Kanser hastalığının çaresini yoksa bulmuş muydu? Neyse sonradan ona ve ona inanan araştırmacı ve doktorların başına gelmedik kalmadı ve çalışmaları itibar görmedi. Dr. Royal Rife’ın adı unutuldu!

Dr. Royal Rife, icat ettiği mikroskop ile morötesi ışıkta açıkça görülebilen, yaşayan organizmaları incelemeye başladı. Bu organizmaların elektrik ve manyetik alanlara tepkisini merak edip ölçtüğünde, organizmaların belli frekanslara tepki verdiğini ve bu frekanslara maruz kaldığında ya biçim değiştirdiklerini; ya da yok olduklarını tespit etti. Her organizmanın tepki verdiği frekans farklıydı ve eğer esas frekans değil de mesela ona yakın bir enerji verilmişse, organizma biçim değiştiriyor ama kendini hemen toparlıyordu. Ama esas kritik olan frekans verildiğinde tamamen parçalanıyordu. Bu kritik frekanslara Rife ‘MOR’ adını verdi. Bu MOR** frekansların yaratılabilmesi için mühendislerine bu frekansları üreten bir cihaz yapmalarını söyledi ve onlar da Beam Ray cihazını icat ettiler. Bu makine basitçe X-Ray tüpüne benziyordu, içinde düşük basınçlı helyum gazı ve onu iyonize eden güçlü bir radyo frekans vericisi ile akımı yaratıyordu. Dr. Royal Rife yıllarca süren deneyler ve çalışmalardan sonra, hastalıkların MOR frekanslarını buldu ve frekans cihazı ile hastalıklı organizmanın kendi özel titreşim frekansından türetilen yok edici frekansa maruz bırakarak hastalıklı organizmayı yok edebildi. Bu bahsettiğimiz frekanslara baktığımızda gerçekten çok çeşitlilik gösteriyor. Bu MOR frekansları, (15Khz ile 11Mhz) Ultrasound dediğimiz, insanın işitme alanının dışında kalan frekanslardır. Ultrason frekansların günümüzde tıp dünyasında kullanıldığını biliyoruz. Safra taşlarının kırılmasında kullanıldığını daha önce duymuştum. Fransız bilim adamı Didier Casserau’nun çok ilgimi çeken bir keşfini okumuştum geçenlerde, ‘time reversal mirror’ denilen, vücutta titreşen ultrason seslerini, ‘ayna’da yakalayıp ters döndürerek, çıktığı yeri direkt olarak tespit edebilen bir cihaz keşfetmiş. İnanılmaz bir şey! Bu keşif, böbrek taşlarının kırılmasında kullanılabilirmiş.

Dr. Rife’ın bulduğu bazı MOR frekanslar şöyle, B Coli: 8.581 Khz, Kanser (BX); 11.780Khz, Tüberküloz: 583 Khz… Dr. Royal Rife’ın çalışmalarını destekleyen diğer araştırmacılar, Güney Kaliforniya Üniversitesi üyelerinden, o zamanın California AMA (American Medical Association) başkanı, çok zengin ve tıp dünyasının büyüklerinden, Dr Millbank Johnson ve o dönemin önemli iki bakteriyologu, Mayo Klinik’den Dr. E. C. Rosenow ve Northwestern Üniversitesi’nden Dr. Arthur Kendall’dir. 1934 yılında Dr Milbank Johnson, ağır kanserli hastalar üzerinde, Dr. Rife’ın elektronik terapisini denemek için Güney Kaliforniya Üniversitesi’ni sponsor olarak ayarladı.16 ağır kanserli hasta seçildi ve kliniğe yatırıldı.(Bu araştırmayı bir tıp ekibi izliyordu.****) Elektro terapi aletini kullanmak çok kolaydı. Doktorlar gerekli frekansları her hastaya her üç günde bir, üç dakikalığına verdiler. Sonuç beklenenin üstünde bir başarıydı.16 ölümcül kanserli hasta üzerinde yapılan elektronik terapinin sonucunda 14 hasta iyileşti. (Hatta bu klinik kapatıldıktan sonra Dr. Rife tedavisini geliştirerek diğer iki hasta üzerinde çalıştı ve o hastalar da iyileşti.) Rife ve arkadaşları 1939 yılına kadar camiada el üstünde tutuldular.1935-1939 yılları arasında bazı doktorlar ve klinikler bu yöntemi kullanarak hastalıkları tedavi ettiler. Dr Milbank Johnson kendi kliniğinde uzun süre hastaların üzerinde bu yöntemi kullandı.

Bundan sonra olanlar çok ilginç, gerçek mi acaba?

Bazı araştırmacılara göre, 1939 yılında tıp camiasından baskılar başladı ve AMA’nin o zaman ki editörü***** Dr Morris Fishbain bu cihazların hakkını almak istedi, Rife reddetti. AMA tarafından bu yöntemi kullanan doktorlara baskı yapılmaya başlandı. Çoğu boyun eğdi ve cihazları bıraktı. Rife’ın laboratuarına hırsız girdi ve mikroskobu çalındı. New Jersey’deki Burnett Laboratuarı tam Rife’in buluşunu konfirme edeceği sırada arsenik nedenli yangın çıktı. Rife’ın frekans aletlerini üreten şirket battı. Birlikte çalıştığı Dr Kendall, bir anda nedensiz bir şekilde zengin olup Meksika’da emekli oldu ve diğer doktorlar aniden Rife’ın tekniğini bırakıp reçete yazmaya başladı. Rife, AMA tarafından mahkemeye verildi ve uzun süren maddi açıdan yıpratıcı bir dönemden sonra Rife mahkemeyi kazandı.1944 yılında Johnson basın toplantısı ayarladı, niyeti klinik sonuçlarını açıklamaktı, nedense toplantıdan bir gün önce kaza ile öldü ve notları kayboldu. Yani anlayacağınız bir olaylar silsilesi yaşanmıştı!
Dr. Royal Rife yılmadı ve mühendis arkadaşı John Crane ile çalışmalarına özel laboratuarlarında devam ettiler. 1950 yılında yeni frekans terapi cihazını keşfettiler. Bu cihaz vücuda elektrotlar yerleştirerek çalışıyordu.1960 yılında John Crane’in laboratuarı arama izni olmadan basılarak talan edildi. Crane mahkemeye çıkarıldı. Yapılan hiç bir araştırmanın lehine kullanılmasına izin verilmedi. Tek lehine olan, iyileşmiş hastaların tanıklığıydı. Jüriye tanık olarak getirilen tıp uzmanı, AMA’nın seçtiği bir doktordu ve hiç bir şekilde elektronik bilgisi yoktu. Crane 10 yıl hapse mahkum edilip 3 yıl hapiste kaldı. Dr Royal Rife yetmiş yaşlarındaydı ve daha fazla baskı çekmek istemediğinden Meksika’da saklanıyordu.
Crane’in cezasından sonra bütün baskı geride kalan Ohio’lu Dr Stafford ‘a yönelmişti. O da doktorluğu bırakıp satıcı oldu.

Dr Royal, alkolik ve yalnız olarak beş parasız 83 yaşında öldü.

1986 yılında Barry Lyness’in yaptığı araştırma sonucunda yazdığı bir kitapla****** insanlığa bu bilgilerin varlığı sunuldu.

Şans eseri Rife’ın elektronik terapisi bir kaç insancıl doktor ve mühendis tarafında tekrar yapılmış ve bu dâhinin çalışmaları canlı tutulabilmiştir. Son yıllarda ise Avrupa’daki tıp fuarlarında Rife’ın tekniği ve cihazları yer alıyor ve bazı kliniklerde tedavi yöntemi uygulanıyor.

İnanılmaz bir hikâye!

Bu yaşananların insanlara olan güvenimi kaybetmesine izin vermek istemiyorum. Umarım bu tarihsel olaylar yanlıştır diyesim geliyor. Öyle ya insanlığın hasta olmasından kim neden para kazanmak isteyebilir!
Yok, canım belki Dr. Royal Rife uydurma bir kişiliktir, kesinlikle yaşanmış şeyler değildir bunlar! Düşünsenize ya bu terapi gerçekten doğruysa, onca para ve gidenler! Sanırım çok duygusallaştım. Olanlar olmuş şimdiye gelelim, biz çok şanslı bir dönemde yaşıyoruz gerçekten. Şimdilerde alternatif tekniklerin uygulanmasına, öğretilmesine izin var. Yaşadığımız dönem, bilginin her alanda kaynaştığı bir dönem. Keyfini çıkartalım derim. Mercan Dede’nin “su ” albümünü koydum, kendime çay yapmaya gidiyorum, güzel frekanslar sizinle olsun!

Kaynaklar:
The end to all disease by Aubrey Scoon, the cancer cure that worked by Barry Lyness, çeşitli web siteleri.
* Universal Rife Mikroskobu
** Mortal occillatery rates
*** İnsanin işitme alanı 20Hz ile 20Khz arasındadır. 20Hz altındaki frekanslara infrasound, 20Khz üstündeki frekanslara ultrasound adı veriliyor.
**** Dr Rife’ın çalışmasını değerlendiren Dr Johnson’un medikal ekibi arasında Rufus Klein-Schmidt (Güney Kalifotniye Üniversitesi başkanı), Milbank Johnson, (AMA Başkanı), Arthur Kendall (Director, Northwestern Medical School), Edward Kopps (Metabolic Clinic, La Jolla), George Fischer (Children’s Hospital, NY), Karl Meyer (Hooper Foundation, San Francisco), Whalen Morrison (Chief Surgeon, Santa Fe Railway), George Dock.
***** O zamanda tıp dünyasında çok güçlü ve ilaç sanayisine para yatırmış ve çok sözü gecen bir adam.
****** This is all in The Cancer Cure That Worked”, a book written by Barry Lynes in 1987.
Bu yazarın kitaplarına bu web sitelerinden ulaşabilirsiniz.
http://www.borderland.com/catalog
http://engineering-books-online.com/search_Barry_Lynes/searchBy_Author.html)