
Süleyman Akdemir: Antrofotos, insanları eski yıllardan beri, yüzüne bakarak inceler. 5000 yıl önce Eski Çin’de baslayan, oradan Orta Asya’ya geçen ve Orta Asya’dan da göçler yoluyla Ortadoğu’ya gelen, daha önce Mısır’da ve eski Yunan’da da bilinen, ardından fizyonomi adı altında İspanya’dan Avrupa’ya yayılan tıp biliminin de ilgisini çekerek günümüze kadar gelmiş olan bir ilgi alanı. Daha önceki yıllarda insan yüzündeki organların büyüklükleri ve pozisyonlarıyla ilgili olarak araştırma ve anlamlandırmalar yapılmış. Antropoloji bilimi geliştikçe bu işin belli bir bilimsel veri tabanı oluşturmasına çalışılmış ve bugün anladığımız anlamda biyometrik analizler yapılmış. Şu anda İstanbul’da –sanıyorum pilot bölge seçildi- nüfus cüzdanlarındaki bütün fotoğraflar biyometrik olmak zorunda. Bunun anlamı şu; fon beyaz olacak, yüzünüzdeki bütün organlar gözükecek ve fotoğrafta hiçbir rötuş olmayacak. Eğer fotoğrafınız biyometrik değilse, Amerika İngiltere gibi ülkelerden vize alamazsınız. Bir süre önce bir uçakta Yemen asıllı bir Amerikalı yakalandı. Yakalanış nedeni; ‘face recognition’ yani yüz tanımlama. Uydudan alınan görüntülerde onun Yemen’de bir silahlı catışmada olduğu gözlenmiş; sadece bir an kafasını çeviriyor. Kırmızı ‘face recognition’ kareleri gidiyor ve o fotoğraftan kişinin Yemen asıllı bir Amerikan vatandaşı olduğu tespit edilebiliyor. Nereden nereye bakın, dünyada 6 buçuk milyar insan yaşıyor.
FA: Peki, ‘face recognition’ bu gibi amaçlarla kullanılıyor. İşin karakter analizi kısmı nasıl yapılıyor?
SA: İşte ona antrofotos deniyor. ‘Face Recognition’ yüz tanımlama anlamına geliyor biliyorsunuz. Bu amaçla kullanmanın dışında 5000 yıllık geçmişe dayanarak anlamlandırırsanız bu defa antrofotos olur.
FA: Yorumlama yani…
SA: Tam da yorumlama diyemeyiz. Bunun belli bir metodolojisi var. Açıları hesaplayacaksınız, mesafeleri hesaplayacaksınız; yüzü ortadan önce ikiye ayıracaksınız; burundan, kaşların ortasından ve çeneden; bir sağ tarafa bir sol tarafa bakacaksınız ve aradaki farkları çok milimetrik, hatta belki milimetrenin binde birine kadar… Bu analizle fotografı 6 saat incelersiniz. İnsanlar genelde fotojenik olmadıklarını düşünürler ama o fotoğrafın çekildiği sırada hele biyometrik fotoğraf çekilirken görüntü tam cepheden alındığı için, geçen 1-2 dakikalık, o fotoğrafın çekildiği sürede her insan, ister istemez içe döner. Ve biz de analizleri özellikle onun icin vesikalik fotoğraf üzerinden yaparız.
FA: Peki bu işi nasil yapıyorsunuz, bir insanın yüz hatlarına bakarak onun karakterini nasıl ortaya cikarıyorsunuz? Yaptığınız işi biraz anlatır mısınız?
SA: Şöyle; insan yüzünde 120 bin nokta var. Ve insan yüzü, boyundan yukarıdaki bölüm, loblarla direkt etkilenir. Sinirler boyunu geçtikten sonra, sol sağa; sağ sola gider. Beynin sağ tarafında meydana gelen bir hasar vücudun sol tarafına arıza verir ama yüzde aynı lob aynı bölgeyi etkiler. Ve, bu etkiledigi bölgelerin insanlar arasında birbirinden farkları hesaplanmis ve 120 bin nokta bulunmuş ve bunun 50 bini bilgisayar ortamına zaten girilmiş. Şimdi, 120 bin noktanın korelasyonunu yaptığınızda 308 milyar insan tipi çıkar. Halbuki dünyada daha 6 buçuk milyar insan yaşıyor. Onun için ikiz kardeşler bile birbirine benzemiyor. Burada her insanın hayatı boyunca, -hatta belki genetik faktörler de var ama hayatı boyunca yaşadığı her şey bir dantel inceliğinde yüzüne işlenir. Ama insanlar bunun farkında değil.
FA: Nasıl oluyor, bunun mantığını açıklar mısınız?
SA: Yüz bölgesi çok hassastır, yüzde çok fazla sinir uçlari vardır. Aslında yüzde meydana gelen her şey, bu aşırı yüksek orandaki sinir uçlarının etkisi. İnanın bana canınız sıkıldığı zaman oraya bir nokta atılıyor.
FA: Psikolojik boyutu da var yani..
SA: Zaten insanın kişilik ve karakteri psikolojisiyle doğru orantılı. Ancak herkesin kişiliğine karakterine uygun bir şekilde yönlendirilmesi lazım. Karakter 0-6 yas arasında oluşuyor biliyorsunuz. En çok gelen taleplerden biri, ‘Çocuğum hangi mesleği seçsin?’ Fotoğrafa bakarak bunu tespit etmek 5 dakika, inanın.

FA: Ve şimdi gelelim son günlerin en fazla konuşulan isimlerinden birine.. Bakalım Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, resmine bakarak neler söyleyeceksiniz… SA: Kemal Kılıçdaroğlu cok zeki, dengeli fakat mantığı çok baskın. Bu tür insanlar kolay kolay hata yapmazlar. Dengeli ve zeki insanlar mantığını kullanmayı başarabiliyorsa kolay kolay hata yapmazlar. Kendisiyle ilgili fikirlere, dışardan gelecek duygusal algılamalara cok açık bir insan. Mesela aklıma Melih Gökçek’le tartışması geldi; hiç kendini değiştirmedi hatırlarsınız, Bu tür insanlar sakinliğiyle karşıdaki insanı çıldırtabilir. Hep belli bir standartta gidecek, onun da hareketli zamanı olacak ama zig zag yapacak bir hareketlilik değil, esneyerek giden bir çizgi. Kendi kafasında ileriye dönük projeler yaratabilen, projeleri olan ve bunların yavaş yavaş gerçekleşeceğini bilen bir insan. Yani Kemal Bey herhalde CHP Genel Başkanlığına daha önceden hazırlanmıştı. Bu fotoğraftaki kişiliğe baktığımda aklıma o geliyor. Birdenbire herhangi bir eyleme geçecek bir insan değil. Dolayısıyla Kemal Bey, sürpriz çıkışlardan, sürpriz davranişlardan etkilenen bir insan değil. Çevresini çok iyi kollayabilen, çevresiyle iyi diyalog kurabilen, kiminle nerede ne kadar yol alabileceğini hesaplayabilen bir insan. Kemal Bey’in bugünden gelecek ay ya da gelecek sene nerede olacağı bellidir. Baskın bir karakter ama bunu bağırıp cağırarak yapacak biri değil. Son derece istikrarlı sağlam karakterli birini görüyorum bu fotoğrafta.
FA: Çok teşekkurler Süleyman Bey, ilginc bir sohbetti.
SA: Ben tesekkür ederim.
Antrofotos teknikleri ve eğitimleriyle ilgili ayrıntılı bilgi icin http://www.antrofotos.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.