Sonsuza Kadar Cool
‘Ölmüşleri düşünmek beni çıldırtıyor, iyisi mi hiç düşünmemeye çalışıyorum bunu. Ama onların ruhu hala burada, içimde; benimle beraber oradan oraya gezip başkalarına da akıyor. Beraber çaldığımız o halt havada bir yerlerde olmalı çünkü biz onu üfledik ve o sihirliydi…’ Bu sözlerin sahibi Miles Davis, 28…
Atilla İlhan’ı Yitirdik
Türk yazın ve düşün yaşamının yaşayan en önemli adlarından biri olan Attila İlhan’ı da yitirmenin acısıyla yazıyorum bu yazıyı… Üstelik onu tanımış, yaklaşık olarak üç yıl kadar aynı film şirketinde çalışma mutluluğuna erişmiş biri olarak, bu görevi yapmak çok zor gelse de bana … …
Madımak Oteli’nde Ben De Vardım
Haziran bitip, Temmuz başladığı zaman benim için adeta kabus dolu bir süreç başlar. O ay benim, Hakk’a yürümediğim ama bir çok can’ımın Hakk’a yürüdüğü sürecinde aslında bir başlangıcı. O tarih 2 Temmuz 1993’tür. Ateşle dans edenler, bir çok can’ı canandan ayırdılar. Aktüel Dergisi’nde çalışırken hem…
Tarih Yazmak için Başka Mürekkep Yok mu?
Birkaç ay evvel HaberTürk kanalında Özlem Gürses’in 20.Saat programında Zülfü Livaneli konuktu. Her zaman ilgiyle izlediğim bu birbirinden değerli simalara yer veren seçkin program bu defa hem konuktan hem de değinilen konulardan dolayı olağanüstü ilgi çekiciydi. Programın sonlarına doğru gündemden hiç düşmeyen ‘Ermeni meselesi’ne değinildiğinde…
Bu Diyardan Bir Mahzuni Şerif Geçti
(Bu yazıyı benim hayatımda çok önemli bir yere sahip olan dostum Seyit Aydoğmuş’a ithaf ediyorum) Aslında yazıya başlarken karmaşık duygular içerisindeyim. Nedenini şöyle anlatabilirim: Ben ne şanslı bir insanım ki Mahzuni Şerif’i, Nesimi Çimen’i, Neşet Ertaş’ı gördüm, dinleme fırsatı buldum. Ne şanssız bir insanımki,…
Ölüme de Tilili
Altmış sekiz kuşağının devrimci gençlik liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972’de Ankara’da idam edilmişlerdi. Ne garip rastlantı ki, Deniz’lerin idamını durdurmak için uğraş veren İsmet Paşa’da (İnönü) aynı gün yapılan CHP’nin 5. Olağanüstü Kurultay’ında parti içinde ilk ve son yenilgisini…
Haluk Bilginer ve Devlet Tiyatroları
Geçen ay bir gece, TV kanalları arasında dolaşırken, Haluk Bilginer’le yapılmakta olan söyleşiyi görünce, elimdeki kumanda aletini duraksamadan bırakıp izlemeye başladım TV’yi… Çünkü Haluk Bilginer ülkemizin en önemli aktörlerinden biridir benim gözümde ve gönlümde… Yalnızca tiyatro sahnelerinde değil, sinema filmlerinde de oldukça derinlikli karakterler yaratmayı…
Papa’yı Nasıl Bilirsiniz?
Batı dünyasının en köklü ve en eski kurumlarının başında, Katolik Kilisesi geliyor. Vatikan bu kurumun fiziksel varlığının merkezi, Papa da kitlelere görünen yüzü ve yöneticisi. Bu nedenle, son bir haftadır Batı basınında manşetlerin neredeyse tamamını Papa ile ilgili haberler oluşturuyor. Milyonlarca Katolik yas tutarken, yüzbinlerin…
Aşık Veysel’i Anlayabildik mi?
Aşık Veysel, hayatını anlattığı bir şiirinde “Üçyüz-onda gelmiş idim cihana” diyor. Yıl 1894 oluyor kendi hesabına göre. Sivas’a bağlı Şarkışla İlçesi’nin Sivrialan Köyü’nde dünyaya gelmiş. Anası Gülizar, bir yaz günü köylerinin bulunduğu civarda Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde, oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel’i. Göbeğini de…
Bir Başka Atatürk
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün olağanüstü yaşamı boyunca başından son derece ilginç ve gizemli olayların geçtiği biliniyor. Bu yazımda da bunların bir kısmına yer vermeye ve çeşitli kaynaklardan derlediklerimi biraraya getirmeye çalışacağım. Aslında bu yazıyı 1998 yılında TUVPO web sitesinde yayınlanmak üzere derlemiştim ve…
Marduk Geliyor mu?
Bir Marduk’tur gidiyor… Bilen bilmeyen, anlayan anlamayan, Süleyman Demirel’in ‘gonuşşang Türkiyya’ ilkesi uyarınca konuşuyor. Fakat çok kişi Demirel’in hiç sevmediği ama hep yaptığı şekilde karnından konuştuğu için çok kişi de anlamadı soruyor, nedir bu Marduk, yenir mi yenmez mi, canlı mıdır uzaylı mıdır? Cem Yılmaz’ın…
Marduk’la Randevu
BİRİNCİ BÖLÜM: Gökyüzüne Çevrili Gözler 1976 yılında, Rus asıllı bir Amerikan Yahudisi olan Zecharia Sitchin adlı araştırmacının kaleme aldığı “The 12th Planet” (“12. Gezegen”) adlı kitap ABD’de yayımlandı ve çok kısa bir süre içinde hatırı sayılır satış rakamlarına ulaşırken, İngilizce konuşulan ülkelerin hemen tümünde,…
Sessiz Veda
Geçtiğimiz yılın 17 Ocak’ında Yüzyılın Aşkları belgeseli çekimleri için Aşiyan Mezarlığı’ndaydık. Gün batarken üç adam bir mezar taşının, bir ismin peşindeydik. Çiğdem Tâlu’yu arıyorduk. Melih Kibar ve Can Dündar önüm sıra ilerlerken mezarlık sakinlerinin o güzelim İstanbul manzarasına dalmış, kulağımdaki şarkının sözlerini içten içe okuyordum;…
Tarihi Kim Yazar
Tarihi kimler yazar sizce? Kaybedenler mi yoksa kazananlar mi? Tarihi yazma veya şekillendirme gücü sadece “tarafsız” tarihçilerin elinde midir yoksa bu konuda biraz daha “şüpheci” veya “araştırmacı” davranmak gerekir mi? Gelişen teknolojinin yardımıyla bundan yirmi sene öncesine kadar hayal edemeyeceğimiz olanaklara sahibiz. Evimizden çıkmadan “internet”…
Kaos Dönemecine Girerken
2003 yılının yaz ortasında çıkan kitabımda, dünyanın döngüsel değişim süreçlerindeki kritik aşamalardan birine girilmekte olduğuna ve bunun fiziksel, maddi bir yıkımdan çok, bir “dönüşüm” başlangıcı olacağına; tetikleyeceği sosyal ve siyasi süreçlerin, hatta insan duygu ve düşünce yapısı üzerinde ortaya çıkaracağı psikolojik etkilerin önemine dikkat çekmeye…
Niçin 2012, Niçin 3661 Yıl
Eğer kitabım “2012: Marduk’la Randevu” için, Internet’in popüler enformasyon yöntemiyle bir “SSS – Sıkça Sorulan Sorular” sayfası hazırlasaydım, birinci sıraya yerleşecek soru, “Niçin 2012?” olurdu herhalde. İçinde yaşadığımız “çağdaş uygarlık” toplumlarında “misinformation” o denli etkili ve yaygın ki, yüz yüze konuştuğum, kitabı okumamış insanların çoğu,…
Nazım ile Vera
Bundan 6 yıl kadar önce Uluslararası Tüyap Kitap Fuarı’nda dolaşırken bir çift renkli gözle çakıştı gözlerim… Kalakaldım.. Sonra, daha geniş açıdan baktım bu gözlerin sahibine… Kadın bir sandalyede oturuyordu … Yanında/yöresinde birileri vardı, birer karaltı gibiydiler… Hafif şişmanlamıştı.. Sade bir giysi vardı üstünde… Ancak bakımlıydı…
Pilav üstü Avrupa
1000 sene önce ortaçağın ortalarındaydık. “Ortaçağ” tabii ki akademik bir kavram. Mesela belirli ülkelerde, İtalya dahil, “Ortaçağ” Dante ve Petrarch dönemleri için kullanılır, diğerlerinde ise bilimadamları Rönesans’ı kasteder. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için en az iki Ortaçağ olduğunu kabul edelim: bir tanesi Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından…
Jacko
Herkes seçimlerini yaşar ve ister istemez hayatı boyunca bir çok farklı karaktere bürünür. Birçoğumuz kendini tanıdığını zanneder, birçoğumuzda kendini tanır ama diğerlerini anlatamaz. Derdini bilirsin, hala çare ararsın, herşeyi bildiğini söylersin, ama en çok sen sorarsın. Hepimiz başka başkayız. Kısacası hissederiz, hissettiririz, bunun sadece etkisi…
Homo Delphinus
Bir denızkızı ile karşılaşmak için ne yaparsın biliyor musun? Denizin dibine kadar dalarsın. Suyun artık mavi olmadığı yere. Gökyüzünün yalnızca bir anı olduğu yere. Ve orada sessizce yüzersin. Ve orada kalırsın. Ve orada kararını verirsin: onlar için ölebilirsin. Sadece o zaman ortaya çıkarlar. Gelirler ve…