Bu köşede sıkça tekrarlayacağım üzere, Yoga sadece vücut hareketlerinden oluşan bir bedensel egzersiz değildir. Aslına bakarsanız, Yogi olabilmek için, kitaplarda gördüğünüz onca Yoga hareketini yapmanız şart değil. Kişi, bu hareketleri yapmaksızın da Yogi olabilir. Asanalar (duruşlar), bedenimizdeki bazı fiziksel, ruhsal ve enerjisel açılımları çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirmenin çok etkin bir yöntemidir. Ancak dilediğiniz kadar bükülüp sekiz olun, Yoga’nın bazı etik değerlerini benimseyip uygulamazsanız, zinhar bir Yogi olamazsınız.
Büyük üstat Patanjali’ye göre kişisel gelişim ve farkındalık yolunda ilerleyebilmek için, Yoga’nın 8 basamağında ilerlemiş olmanız gerekir.
İçinde bulunduğumuz yoğun ve gergin dönem, bana Patanjali’nin 8 basamaklı merdiveninin ilk basamağını hatırlattı: YAMA’lar. Yama, negatifleri arındırma çalışmasıdır ama aynı zamanda toplum karşısında benimsediğimiz tutumlardan oluşur. Yama’lar evrensel kurallardan oluşur ve bunlara uyulmasını gerekir.
Yoga jargonunda, Yama’lara (yani bu 8 basamaklı gelişim sisteminin ilk basamağına) uyamayan insanlar, Yogi olma yolunda ilerleyemezler. Bırakın Yogi olmak, “insan” olma yolunda dahi adım atamazlar.
Yama’lar, şiddeti, hırsızlığı, yalanı, açgözlülüğü, kişinin kendi nefsine yenik düşmesini yasaklar. Bu evrensel kurallar aşağıdaki prensiplerden oluşur:
- Kendinize ve başkalarına zarar vermemek, saldırgan olmamak (Ahimsa): Çevremize ve kendimize karşı nazik, yapıcı ve dostane bir şekilde yanaşmayı emreder.
- Dürüst olmak (Satya): Gerçeği söylemek olarak da algılanması gereken bu prensip, daha yüksek bir menfaat veya iyilik getirecek ise hiç konuşmamak, susmak anlamına da gelir. Satya prensibine göre dedikodudan kaçınmak gerekir. Satya, ihtiyaçlarımızın yeteneklerimizle örtüşmesi olarak da anlaşılmalıdır.
- Çalmamak (Asteya): Bize ait olmayanı almamak şeklinde tanımlayabileceğimiz bu prensip, hem maddi, hem de manevi anlamda uygulanmalıdır. Gücümüzü yanlış kullanmamayı, bize ait olmayanı almamayı emreder.
- Asıl gerçeğe doğru ilerlemek (Bramacharya): Duygu, ihtiras ve arzuları ılımlı hale getirmektir. Bu prensip aşırıya kaçmamayı, özdenetimi, dengeli bir yaşam sürmeyi gerektirir.
- Yalnızca gerekli olanı alıp birisinden veya bir durumdan çıkar sağlamamak (Aparigraha): Eldeki veya elde olmayan ile mutlu olmayı, ihtiyaçlarımızın hayırlı olanlarının zamanla karşılanacağına inanmayı gerektirir. Gücün doğru bir şekilde kullanılmasını ve başkalarını ezmemeyi, sömürmemeyi emreder.
Çalmayacağız, çırpmayacağız, harbi konuşacağız, doğru oturup doğru kalkacağız. Önce Yama’larımızı yerine getireceğiz, daha sonra “insanım” diyeceğiz. Ancak o zaman sorumluluk üstlenmeye başlayabiliriz. Ve sadece o andan itibaren, ailemizin, eşimizin, dostumuzun, çalışma arkadaşlarımızın, veya kimimiz için, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmeye aday olabiliriz.
Anlayana.
GÜNÜN YOGİ SÖZÜ:
“Olsun be Yaradan vardır
Sanma ki, zalimin ettiği kârdır
Mazlumun ahı, indirir şahı
Her şeyin bir vakti vardır”
Yunus Emre