Geçenlerde bir arkadaşımla konuştum ve son dönemde sık sık böyle sıkıntılar yaşayan arkadaşlarım oluyor bu yüzden bir hatırlatma yapmak istedim.

Derin ruhsal çalışmalara girdikten sonraki dönemde çok sıkkın dönemler yaşayabilirsiniz. Mesela bir arkadaşım yurtdışında bir şamanla çalışmış, o anlar harikaydı ama şimdi kendimi çok gergin sıkıntılı hissediyorum dedi. Bir diğeri bir başka çalışmaya girmiş, bir de üstüne başka çalışma almış, çökmüş resmen…

Arkadaşlar, bu yapılan çalışmalara, genel olarak mental çalışma denir. Sizin bilinçaltınızdaki kireçlenmiş bölgelere, kireç çözücü dökmek gibidir bu. Bilirsiniz kireç çözücü döküldüğünde böyle pis bir koku salar, cozurdar. Ama en sonunda süreç tamamlandığında, yıkayınca orayı cıncık gibi pasparlak olur daha önce yüzüne bakılmayacak yer. İşte tüm mental çalışmalarda bu etki yaşanır. Çalışma günü ve ertesinde kelebekler gibisinizdir. Bir sonraki gün kalkarsınız, böbrek ameliyatından çıkmış gibi olursunuz. Aslında evet bir nevi ameliyattan çıktınız. İçinizi açtılar ve oradaki soruna müdahale ettiler. Bir iyileşme süreci gerekir size. Ameliyattan sonra yaralarınızı açıp kurcalar mısınız, yoksa yatıp iyileşmeyi mi beklersiniz? İşte neyi yaşadığınızı bilmiyorsanız, kendinizi daha fazla kurcalayıp, daha da beter edebilirsiniz. Bu yüzden böyle bir ruhsal çalışma yaptıysanız, nekahat dönemi geçireceksiniz. Bu süreçte de kendinizi dinleyin, gelen mesajları izleyin. Ağlamak isterseniz ağlayın. Kendinizi bok gibi hissediyorsanız, iyi hissetmek için zorlamayın. Çıkın dışarı dolaşın, film seyredin falan. Ama ben daha dün ne kadar iyiydim de sonra niye şimdi böyleyim diye dövmeyin kendinizi.

Ayrıca üstüste ameliyat da olursanız canınız çıkar malum. Aynı anda birkaç çalışmayı birden yapmayın. Böbrek de düzelsin, mide de, pankreas da, beyin de… derseniz; ölürsünüz allah muhafaza… Bu yüzden adım adım olsun… Her seferinde tek adım… Acele de etmeyin hani, bir an önce çözülsün gibilerinden. Her şey tam zamanında olur… Tam da olması gereken zamanda…

Merak etmeyin, bu süreçler geçecek. Hafifleyecek… Daha rahat edeceksiniz. Ama ne yaşadığınızı bilin istedim… Kendinize iyi davranın… Hastanede yatan bir hasta gibi… Şifalanacaksınız ama nekahat dönemi şart…

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...