Yapılan eğitimler ve çalışmalar esnasında çekilen fotoğraflar sosyal medyada sık sık karşıma çıkıyor. Yoga seansı tamamlanmış, yerde yatıyor herkes. O anda kendisiyle başbaşa veya iç sesiyle muhabbette. Hoca çekiyor videoyu ve hop internete. Veya bir çalışma yapılıyor çok derin. Bir bakıyorsun fotoları çekilmiş ve paylaşılmış. Bir ruhun belki de en mahrem anları, reklam uğruna fütursuzca sergileniyor.
Bunu yapan hocalar nasıl bir yükün altına girdiklerinin farkındalar mı? Kendi özel anları paylaşılan katılımcılar mahremiyet alanlarının böyle sergilenmesinden ötürü muhtemel sıkıntılar yaşayabileceklerinin farkındalar mı?
Kastettiğim ders aralarında, boş vakitlerde veya toplu olarak çekilen ve herkesin zaten rızasının olduğu fotolar değil. Ben kendimden geçmişim şevkle ve o anımda foto çekilmiş. Eyvallah ben de kendimi görmeye bayılırım, arada açar bakarım. Madem çekildi birlikte de bakalım. Ama bana sorulmadan bir bakıyorum hop internette. Peki niye? Ve de hangi hakla?
Mahremiyet benim hiç bilmediğim bir kavramdı ve sonra da oturur düşünürdüm neden sürekli enerjim emiliyor hissediyorum diye. Yapmak istediklerimi bir bakıyorum başkaları yapıyor, nasibim olanlar elden gidiyor, elimi kolumu kaldıracak mecalim kalmıyor. Çünkü kendi özel alanımı koruyamıyordum ki… Hele bir de defalarca bilinçsizce yaptığım mahremiyet ihlallerinin yükü…
Elbette ki mahremiyetini korumak derin ve etraflı bir konu. Fakat önemli bir noktası da burası. Hem hocaya yük, hem de katılımcıya ziyan…
Hatırlatmış olalım.