Geçtiğimiz günlerde derKi.com ve thewisemag.com sitelerini yenileyelim istedik. Uzunca bir süredir ilgilenemiyorduk sitelerle. Sitenin yönetim ekranına girdiğimizde sinir edici bir yavaşlık vardı ama bunun kullandığımız yazılımla ilgili olduğunu düşündük. Sonrasında sunucu firmasına sorduğumuzda ise şu yanıt geldi: “Sunucunuz sürekli spam yolluyor, sunucu kaynakları %100 kullanılıyor, virüs bulaşmış olabilir.”
Çok şaşırmıştık. Nasıl yani? Sunucuda virüs mü vardı? Ama bu sunucudaki yavaşlığı açıklıyordu. Çünkü sunucu bize aitti ve bu kadar ağır olması çok saçmaydı. Sonrasında sunucudaki dosyalarda virüs taraması yaptırdık ve o kadar çok virüs alarmı verdi ki sistem. Evet virüs vardı ve sunucu kaynaklarımızı sonuna kadar sömürüyordu.
Sonrasında şu geldi içe: Kimbilir bilinç altımızda ne virüsler var ki bizim kaynaklarımız böyle sömürülüyor da farkında bile değiliz. Üzerimizde ağırlık var diyoruz, elim kolum kalkmıyor diyoruz, hareket edeceğim ama olmuyor diyoruz, diyoruz da diyoruz… Hiç aklımıza bilinçaltı virüsleri geliyor mu? Daha doğrusu bilinçaltına atılmış virütik programlar?
Bizim sunucu spam mail atıyormuş. Spam ne? Çerçöp. Mesaj kutumuzu dolduran çerçöp. Şimdi bir de hayatımızdaki spamlara bakalım. Her yanımız çerçöp dolu değil mi? Boş ama bomboş, gereksiz meşgul eden gevezelikler, gürültüler, yayınlar… Biz de katkıda bulunmuyor muyuz bu gürültüye kimi zaman? Belki de çoğu zaman… Kaynaklarımızı boşa savurmuyor muyuz? Veya değersizlik yetersizlik inancı virüsleriyle sistemimizdeki enerjiyi en yakınlarımızdakilere sömürtmüyor muyuz? Veyahut belki de sömüren biziz de farkında değiliz. Kendi kaynaklarımıza bağlanamadığımız için başkalarının kaynaklarının peşinde koşup duruyoruz. Bunların hepsi sağlıksız işleyen bir sistemin göstergesi.
Peki bu noktada ne yapmalı?
Önce bir sorun olduğunu fark ettik. Sonra da uzmana danıştık ki bu bir sunucu yöneticisiydi. Bize sorunun ardındaki noktayı işaret etti.
İkincisi şunu fark ettik ki sunucu hizmetini veren firmayla enerjimiz tamamlanmış. Artık orada kalmanın anlamı yok. Hemen yeni bir firma arayışına geçtik. Yıllar önceden bildiğimiz bir firma çıktı karşıma. Aradık, sunucular nerede dedik: İzmir’de dediler. İzmir enerjisi ha. Çok severiz. Hemen firmayla anlaştık.
Üçüncüsü böyle virüslü olarak taşınmaz. Çok şükür web sitesi işinden anlıyoruz. Hemen sitelere format attık. Sıfırladık altyapıyı, yazıları aldık sadece. Sonra da tasarımı yeniledik.
Sonrasında da sıfırlanmış bu tasarımları olduğu gibi yeni sunucuya taşıdık.
Dördüncüsü önceki sunucu managed (yönetilen) yapıda değildi. Şimdiki sürekli gözlem altında ve bir sorun olursa sürekli takip eden gözler var.
Şimdi siteler jet gibi çalışıyor maşallah. Teknik olarak bir sürü artı da yanında geldi. Ağırlık gitti.
Bu örneği kendimize nasıl uyarlarız?
Öncelikle tekrarlayan bir sorun varsa ve bir türlü çözülmüyorsa ve biz de ne olduğunu anlayamıyorsak bir uzmana danışılabilir. O uzman ile yaptığınız çalışma, size sorunun ardındakini çıkartmanıza yardımcı olabilir.
Sonrasında aldığımız yön ile bilincimizde virüs taraması yapabilir ve gerçekle yüzleşebiliriz. Bu yüzleşme bazen acıtıcı olsa da sağlıklıdır.
Ardından da artık sıfırlama, onarım ve yenilenme vaktidir. Bunun için gerekli çalışmalar yapılabilir. (Çok şükür ihtiyaca uygun olarak nice destekleyici çalışma var artık şifa sofrasında.)
Fakat artık enerjisi bitmiş bir alanda kalmaya ısrar etmek de bizi yeniden aynı duruma düşürebilir. Oradan ayrılmak ve yeniye ilerlemek şarttır. Bu bir bilinç hicretidir. Eski bilinçten yeniye bir hicret. Bu bir yandan da dışsal bir hareket de gerektirebilir: Eşten, işten, evden, iletişimden ayrılmak da önemli bir adım olabilir.
Ve de sürekli gözlemek, izlemek, takip etmek, güncellemek, bakım yapmak… tıpkı İnternet sunucularını sürekli takip eden yöneticilerin yaptığı gibi. Kendi haline bırakınca olmuyor. Entropi devreye giriyor ve yıkım başlıyor.
Tüm bu süreç gayret gerektirir ama değer. Sonrasındaki yayın pırıl pırıl. Akışkan. Tertemiz. Canlı. Heyecanlı…
Bu hepimiz için mümkün mü? Mümkün! Sadece önce bu yönde adım atma cesareti, sonrasında sıkı bir bakım ve onarım gerekli.
Bazen yanıt ve çözüm bu kadar basittir. Yeter ki sen o yanıtı almaya ve çözüm için harekete geçmeye niyetli ol… 🙂