Sİ gibi çok uzun bir çalışmayı, mümkün olabildiğince kısa tutarak, bu arada da anlamını yitirtmemeye çalışarak bu yazı dizisinin son bölümüne geldik. SQ’muzu aktive edebilmek; uzun, sabırlı ve gerçekten gönüllü bir çalışma gerektirir, zaten bizde var olan bu zeka tipimizi tam aktive edebilmek, tüm enerji merkezlerimizi aktive etmek ve bunları değiştirip dönüştürmekle mümkündür.

Geçen bölümde SQ’yu anlatırken, Ruhsal çalışma ve Parapsikoloji farkı üzerinde durmuştum ve yazımızın ilk bölümünde de Ruhsal çalışmayla dindar olmanın aynı şey olmadığını birçok dindar kişinin, ruhsal zekayı kullanabilmekten çok uzak olduklarını anlatmıştım. Ruhsal çalışmayla parapsikolojinin karıştırılmaması gerektiği gibi, dindar olmak ruhsal zekayı kullanabilir olmak demek değildir.

O halde, vücudumuzda aktive olması gereken enerji merkezlerini sırasıyla ele alırsak, Ruhsal zekamızı aktive etmekte izlenecek yolları şu şekilde özetleyebiliriz:

1- Kök Şakrası: Bu şakra ile eylem yapan kişiler; Geleneksel , dini tanrı ile kul arasında yapılmış bir antlaşma olarak alan, narsist, gruptan kopmuş ve çevresiyle olan bağları zayıf, çok sigara içen, çok içki içen, sekse düşkün kişilerdir. Bu şakra, Ruhsal zekamızı ne ölçüde kullandığımızla doğru orantılı olarak, toplumla işbirliğinde bulunma, güven duygusu, istikrar, topluma katkıda bulunma ve toplum tarafından beslenme, girginlik, ait olma, görevini yapabilme enerjisine dönüştürülebilir. Görev yapabilmek derken; önyargıdan ve dogmacılıktan kaçarak grubumuzun körü körüne yanlışa yada kötüye gidişini takip etmekten korunuruz, bu hayatta yaptığımız her şey için geçerlidir. Mutlaka her şeye en yüksek amacımız için bakmayı öğrenebilirsek, daha geniş bir perspektiften konuyu ele alabiliriz.

2- Kasık şakrası: Bu şakrayla eylem yapan kişiler; kıskanç, yıkıcı, nefret ve intikam peşinde olan kişilerdir, bunların sevgisi özgürleştirmekten çok boğucudur. Öfkeleri kendilerine de başkalarına da zarar verir. Sevgide aşırı hevesli, verici ya da bencildirler .Bu şakr,a Ruhsal zekamızın gelişmişliğiyle Sosyal olma samimiyet, sevgi, şevkat, ebeveynvari besleyicilik ve manevi sevgiye dönüşür. Bu yol sevmek, korumak ve bereketli kılmakla ilgilidir. Dişil enerji taşır.Bu kişiler cinsel isteğin, aşkın şefkatin tanrıçalarına dönüşürler. Sözleri besleyiciliktir , erkek enerjilerin hakimiyet kurma eylemlerine karşı Ana Tanrıçalardır.

3- Solar Pleksus: Güneş sinirağı şakrasıyla eylem yapanlar; ufak bilgilerle ya da entelektüel sorunlarla uğraşan soğuk, sıkıcı kişilerdir. Bu kişiler kendi çalışmalarına genellikle bir tutkuyla bağlılardır ancak işleri önemsiz ayrıntılara hizmet etmektir. Tatminkar bir vizyonları yoktur. Değersiz şeylerin kolleksiyoncularıdır. Duygulara güvenmez, tamamen akla ve mantığa dayanarak kendini ölçülebilenle kısıtlar. Oysa Ruhsal zekasını geliştirme yolunda olanlar bu enerjiyi bilgeliğe doğru giden yol olarak kullanırlar. Herhangi bir soruna ruhsal bakımdan zeki bir tarzda çözmek için geniş bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Bu enerjinin doğru kulanımı anlamak, bilmek, araştırmak, çalışma ve deneyim bütünlüğü getirir. Rehber tiplerdir.Bu enerji, güzelin saf biçimlerini, iyi’yi ve Bir’i algılamamızı sağlar. Görünenin ardındaki daha hakiki gerçeği arayışı sağlar. Şifacılık , Simya ve Modern bilime yönlendirir.

4- Kalp Şakrası(bağlanma sözü): Bu şakra ile eylem yapanlar; canlılığını yitirmiş, kısır üretimde bulunanlar, keyfi şeyleri zorla kabullendirmeye çalışanlar, bağlı ilişkilere direnenler, biçimden ya da düzenden korkanlar, sırf isyan etmiş olmak için isyan edenler, kalabalıkla savaşanlar, evrak teslim tarihini hep kaçıranlar, düz ve keskin hatları seven kişilerdir. Sanatçılarda bu ilk başlarda çatışma yüklü oluşları motivasyon verebilir, daha sonra ise bu dengesizlik oluşturacağı için tehlikelidir. Ancak Ruhsal zekasını geliştirme yolunda olanlarda ise sağlam inanç, kabullenme isteği, egonun feda edilebileceğini bilme ve ölüm korkusunu yenme isteğini getirir. Bütünleşme yolunda ilerleme isteği, mistik tecrübeler, şifacılık, tüm güzelliği sarma arzusu getirir. Bu nokta beyindeki Tanrı noktası faaliyetiyle en yakın ilişkide olan noktadır.

5- Boğaz Şakrası(İkinci derecede önemli şeylere karşı mücadele): Bu şakra ile eylem yapanlar; kendisine inanmayan, kendi seçimiyle toplum dışına itilmiş korkak kendinden nefret eden, hayatı en dar çerçevede yaşamaktadır. Duygusal açıdan tembel diğer insanlarla iletişime geçmek için hiç bir çaba sarf etmeyen, burada noktasında saplanıp kalmış kişilerdir. Ruhsal zekaya doğru adım atanlarda ise ilk farkındalık işlerin kendine özgü gidişinden memnun olmamaktır. Bu kişiler savaşçı ve adalet olarak gördükleri şey için seve seve ölebilecek tiplerdir. Bağlı bulundukları arkadaşları ve grupları severler. Evrensel Kardeşlik duyguları çok derine uzanır. Korkusuz ve ölüme karşı kayıtsızlardır. Bütünlüğe ve kendiliğindenliğe önem veren bu kişilerdir.

6- Alın Şakrası (Ruh, emir) ile eylem yapanlar; gücünü kendi çıkarı ve amaçları için kullanan zorbalardır. Güçlerini başkalarına zarar vermek yada aşağılamak için kullanırlar, mesela Hitler… Kendisinin ötesinde bir amaca hizmet ederlermiş gibi görünürler, zaten onu karizmatik ve tehlikeli yapan da bu şeydir. En sığ ego düzeyinden gelen güce hizmet ederler; çoğunlukla kendilerinin gösterdiği sadakatsizliği başkalarından da bekledikleri için paranoyak olurlar. Oysa Ruhsal zeka yolunda yürüyenler, yeni vizyonlar oluşturan ve yeni olasılıkları ortaya çıkararak hizmet edici liderlerdir. Etkin bir lider olabilmek için, liderin kişilik yapısı dışa dönük olmalı ve kendinden emin tavır sergilemelidir. İyi bir lider grupta diğer kimselerle iyi geçinmeli, idealleriyle gruba ilham kaynağı olmalı ve bütünleşme insanı olmalıdır. Kendine hizmet eden biri olmamalıdır. Büyük bir lider, kendinin ötesinde bir şeye hizmet eder aslında; bu evrene hizmetten başka birşey değildir.

Ruhsal Zekamızı ne ölçüde kullandığımızı ölçebilmeniz için yukarıda 6 şakrayla bu şakranın gelişmişliği arasındaki eylem farkını verdim.

Gelişmiş bir Ruhsal Zeka’ya doğru ilerlerken, sorulması gereken 7 soru:

1) Şu anki konumumuz ne? Bunun farkında mıyız?
2) Değişimin daha iyi olacağını hissedip, gerçekten istiyor musunuz?
3) Yaşam güdülenmeleriniz neler? Bunları düşünmeye hazır mısınız?
4) Önünüzdeki engeller neler? Neler, ne tür duygu ve düşünceleriniz size engel olmakta?
5) Hangi kararları alıp nasıl bir yol izlemelisiniz? Bu konuda ruhsal ve zihinsel çalışmalar yapmaya hazır mısınız?
6) Yaptığınız işten, bu yolda ilerleyişinizden huzur duyup duymadığınıza dikkat edin. Attığınız adım hem size hem başkalarına hizmet etmekte mi?
7) Tüm yollara saygı gösterebiliyor musunuz? Tüm yollar merkezden gelir ve merkeze gider. Bir gün başka bir yol denemek isteyebileceğinizi unutmayın.

Figen Danışman