Hitler bile ari ırk yaratmak adına, soykırımı daha açık yapmıştı. Bu kadar inceden hesaplı bir soykırım insan işi olamaz diye düşünüyorum açıkçası. Sigara paketlerinin üzerindeki ölümcül yazılardan bahsediyorum tabii!
İlk üzeri yazılı paketleri gördüğümden beri düşünüyorum bu konuda. İnsanları bu kadar kötü şartlandıran komutlar, nasıl bir kirli dehanın işi olabilir ki?
“SİGARA KANSER YAPAR” – “ SİGARA ÖLDÜRÜR” -“ SİGARA SAKAT BIRAKIR”
“Söyleme bu kadar çok kızım, bir şeyi kırk kere tekrar edersen gerçekleşir” derdi büyüklerim, olumsuz duygular üreten şeyleri çok tekrar ettiğimde. O zamanlar küçüktüm ve çok da anlamazdım. Ama şimdi artık ilerleyen psikoterapiler ve benzer çalışmalardan daha net olarak biliyoruz ki, bu bir gerçek. İnsanların bilinçaltı verdiğimiz iyi ya da kötü olan her komutu koşulsuz kabul ediyor. Ve sonrasında, komutun gerektirdiği şekilde hayatımız içinde işliyor.
Hani “ay işte aklıma gelen başıma geldi” deriz ya çok zaman. Ürettiğimiz hemen hemen her korku, bir gün az ya da çok gerçekleşiyor. Ve çoğumuz da büyük bir aymazlıkla “ah, işte ben biliyordum bunun böyle olacağını” diye hayıflanıyoruz.
Psikolojide buna “Kendini gerçekleştiren kehanet” deniyor.
Bilindiği gibi uzun yıllar Reiki eğitimleri verdim. Ve bu eğitimlerin içinde bir çok hastalık, bağımlılık ya da beğenilmeyen davranışlarımızın altında yatan zihinsel nedenleri araştırdım ve anlattım hep. Ve bu zihinsel nedenlerin temeline inmediğimiz sürece de tam şifaya ulaşamadık çoğunlukla.
Bunca yıldır, insanların kemikleşmiş bilinç altı kalıplarını dönüştürmek için çaba verirken, karşımıza çıkana bakın . Bulunduğumuz hemen her ortamda en az bir tane göze çarpan sigara paketleri üzerindeki, bilinçaltında ağır kalıplar ortaya çıkartacak olankomutlar.
(Bu arada yanlış anlamalara neden olmamak için özellikle belirtmek isterim ki, sigara içmeyi savunmak değil yapmak istediğim. )
Ama sigara denen şey (faydalı ya da değil) hayatımızın içinde varolmuş olan bir gerçek. Ve biz şimdi bu gerçeği , toplu katliam haline getirmeye çalışıyoruz elbirliğiyle.
İnsanoğlunu bir şeylerden vazgeçirmek bu kadar bilinçsiz mi yapılmalı, bunu tartışmak istiyorum.
Uzmanların bu konu da nasıl bu kadar duyarsız kaldıklarını da sorgulamadan geçemiyorum doğrusu. Yıllardır bir çoğumuzun katıldığı sağlıklı yaşam fuarlarında sahnelerde boy gösteren ve bilinçaltı üzerine uzun söylevler veren uzmanlaradır bu sorum?
İnsanlar alışkanlıklarından bu kadar olumsuz, hatta ölümcül komutlarla korkutularak vazgeçirilebilirler mi ?
Bu işlerin uzman dernekleri ne yapmayı düşünürler bu konuda? Yoksa bu kuruluşlar sadece bir dernek adı varolsun diye mi kurulmuşlardır? Sivil toplum örgütü mantığı nasıl çalışır?
Deneyimlerimden yola çıkarak, anlatmak istediğim şey, bilinçaltı denen olgunun son derece hassas ve bir küçük çocuk safiyetinde sorgulamasız olduğudur.
Hadi bu konuda üç-beş eğitimli insan etkilenmedi bu ölümcül komutlardan. Ya tüm bunlardan habersiz olan sokaktaki insan ne olacak on yıl sonra?
Zaten kanser sarmış her yanımızı her gün tüm dünya da yüzlerce kanser hastasına veda ediyoruz. Ya da kalp hastalarına.
Yetmiyor mu bu sayıda, arttırmaya çalışıyoruz kayıplarımızı yasal yoldan .
Tabi bunun sonuçları muhteşem ilaç sektörünün ve tıp camiasının çok işine yarayacak önümüzdeki yıllarda. Şimdilerde ise sokaklarda kaçak sigara satanların işine yarıyor. Üzerinde yazı olmayan sigara paketleri daha pahalı satılıyor. Olsun bari onlar kazansın, diğerleri ceplerini fazlasıyla doldurdular nasıl olsa bunca zaman.
Bilinçaltımızın derinliklerinde sınırsız bir bilgi deposu ve bize gerekli her şeyin olduğunu biliyor muydunuz?
Bilinç altımızı geliştirip, düzenleyerek yaşamımızdaki olumsuzlukları değiştirmenin de mümkün olduğunu?
Bilinçaltının temelinde bağlantı kurma vardır. Öğrendikleriniz arasında bağlantı kurarsanız unutmazsınız. Yani ne kadar çok bağlantı, o kadar çok işlev.
Mesela üniversite sınavlarına girecek olan öğrencilere, belli uzmanlar “başarılı” olacaklarına dair bilinç altı komutlarını düzenleyerek ivme kazandırıyorlar. Bunu çocukları olanlar ve onları hayata hazırlamak için çaba gösteren ebeveynler biliyor genellikle.
Peki gençlere başarılı olmaları için, böyle uygulamalar yaparken, diğer taraftan da sigara paketlerinin üzerindeki bu berbat komutlardan da bahsediyor muyuz acaba?Yoksa hepsini sağlam bir üniversiteye yerleştirip, birer meslek sahibi yetişkin olmalarını sağladıktan sonra sağlıklarından mı vazgeçiyoruz.
Önümüzdeki yıllarda bir çoğunun arkasından “vah vah ömrünün baharında veda etti hayata” diye ağıt mı yakmayı planlıyoruz umarsızca.
Öğrenmeyi etkileyen hafıza ve zekânın dışında bir faktör daha var. O da bilinç altı.
Bir organizasyon düşünün, bütün çalışanları bilinçaltı’dır. Her şeyi yapan onlardır. Bilinç de baştakipatron. Patron emir verir, ‘şunu yapma” ya da “yap’ derse, bilinçaltı yani çalışanlar ona itaat eder.Çünkü esas işi yapan bilinçaltıdır.
Bilinci etkileyen faktörler vardır. Bunlar anne, baba, kardeşler, arkadaş çevresi, eşler,medya vs. Bir çocuk neredeyse doğduğundan itibaren defalarca “yapamazsın, edemezsin” laflarını dinliyor. Bilinç bunu süratle algılıyor ve bilinçaltına kaydediyor. Tüm olumsuz kayıtlar, insan zihnini kötü yönde etkiliyor. Ve sonrasında hayatın içinde işlerliğe sokuyor bunları.
Öğretmen sorusuna cevap veremeyen öğrenciye küçük düşürücü bir şeyler söylüyor. Bu söylenenler öğrencinin bilinçaltına kaydoluyor ve artık öğrenim hayatı boyunca küçük düşürülme korkusu yakasını bırakmadığı için başarısız olmaya başlıyor. Ya da kişiliğine yansıyan başka sorunlar geliştiriyor ve bu tüm hayatı boyunca ilişkilerini etkiliyor. Mutsuz bireyler oluşuyor.
Buradan yola çıktığımız da; tüm bu kampanyalara karşın sigara içmekten vazgeçmeyen bireylere baktığımızda; sürekli bir “ÖLECEKSİN” komutu görüyorlar sigara paketlerinin üzerinde. Ve buna rağmen içmeye devam ediyorlar.
Bilinçaltı ise algıladığı yeni kaydı işleme koyuyor süratle. Her yakılan sigara da bu kayıt depreşiyor. Ve sistemin içinde ulaşması gereken tüm organlarda, iyi bir çalışan olma vesilesiyle yaptırımlar başlıyor. Bu sistemin içinde çokfazla organımız var unutmayalım. Ve her yakılan sigara bilinçaltının aracılığıyla sona doru bir adım daha atıyor.
Bilinçaltı sandığımızdan çok daha güçlüdür. Bağlantılarını yapar ve fizyolojinizi ona göre ayarlar. Farkında olmadan bilinçaltı bağlantıları eğitimde, iletişimde ve her türlü ilişkide kullanılır. Yapmanız gerekenleri bağlantılar kurarak ayarlar.
Bu sağlıklı yaşam konusunda çok önemlidir. Bir şeyi başaramayacağınıza inanırsanız onu başaramazsınız. Sağlıklı kalmayı başaramayacağımıza dair olan bu komutlarda , her nefeste sağlığımızı bozmaya devam edecektir.
Beynimizde nöronlar var. Bütün nöronların arasında bağlantı kurduğunuzda hareket başlıyor. Herkeste yaklaşık 100 milyar nöron var ama nöronlar arasındaki bağlantı kombinasyonu sınırsız.
Psikolojide bu bağlantıların kurulmasına yardımcı olan yöntemlere çapa atmak deniyor. Tabi uzmanlar bu yöntemi olumlu duygu ve düşünce yaratacak çapaları atmak için kullanıyorlar ve tedavi bilinçaltından yola çıkarak başlıyor.
Bu bağlamda, sigara paketlerinin ölümcül çapaları ise tam tersi işlemi yapıyor insan sağlığına. Bir tür beyin yıkama yöntemi olsa gerek bu. Tabii kibilinçaltı sadece psikologların ya da benzer uzmanların tekelinde olan bir konu değildir. En önemli organımız olan beynin nasıl kullanılacağını öğrenmemiz gerekiyor sadece. Verilen mesajlar insanın beynine ne olarak gidiyor, nasıl sonuçlar doğuruyor, bunu öğrenmemiz gerekiyor.Beynin çekirdek kadrosunu oluşturan bilinçaltı ise sınırsız bir yapı.
Sigara paketlerinin üzerindeki tehdit dolu komutlar, sürekli sigara içen insanları hastalık ve ölüm komutlarıyla şartlandırıyor. Sonrası ise kararan hayatlar olacak önümüzdeki süreçte.
Bu komutları gördükçe sigara içmeyecek olan bir nesil yapılandırmaya çalışırken, büyük bir kitleyi de feda ediyoruz açıkçası. Bunun üzerine üretilebilecek çok komplo teorisi var. Soykırım lafıyla başlayarak, dünya nüfus kontrolü, serveti artacak ilaç sanayi vs. diye devam edilebilir.
Eh, buna göre bu fikrin hangi ülkeden doğduğuna bakacak olursak da, dünyayı idare eden büyük güçlerin muhteşem planlarını görebiliriz açıklıkla. Benim işim politika değil, o yüzden komplo teorilerini değil , insanlığın için düştüğü “iyilik adına yapılan kötülükler” teorisini anlatmaya çalışıyorum dilim döndüğünce.
Her gece yatarken kendi kendinize söylediğiniz olumlu ifadeler sağlığınızın kusursuz olması yönünde işleyecektir. Eğer sigara içmeye devam ediyorsanız hiç olmazsa bu iyiliği yapın kendinize. Ve ölümcül komutların, muhteşem çalışan bilinç altı tarafından işleme koyulmasını bir nebze olsun önleyin.
Çünkü neye inanırsanız onunla karşılaşacaksınız. Bilinçaltınız, zihninizden geçirip doğru olduğunu düşündüğünüz her şeyi kabul edecek ve size bunu yaşatacaktır.
En olumlu şekilde düşünüp hissetmeye başlarsanız, huzurlu bir zihne ve sağlıklı bir bedene sahip olmanız kaçınılmaz olur.
Geçenlerde internet üzerinden gelen bir haberde okumuştum, sizde rastlamış olabilirsiniz.
Üst düzey bilim adamları nüfus kontrol için yeni bir fikri onaylatmaya çalışıyorlarmış. Soluduğumuz havaya katılacak olan bir virüsle doğal seleksiyonu başlatmak. Teksas bilim akademisinde yapılan toplantıda havaya katılacak olan ebola virüsünün en akıllıca yöntem olduğu iddia edilmiş. % 90 insanı iç organlardan başlayan hızlı bir harabiyetle acılar içinde ölüme sürükleyecek olan bu nüfus kontrol yönteminin en emin yol olduğu savunulmuş. Çünkü üçüncü dünya ülkelerinde nüfus artışı önlenemiyormu
Bu haberi okurken dehşete kapılmıştım, gerçek olabilir mi diye. Ama bence küçük beyinlerini böyle yormalarına gerek yok zaten. Bu sigara paketlerini piyasaya fütursuzca yaymaya devam ettikleri sürece, dünya nüfusunun en az % 80 i kanserden gitmeye aday.
Bazı dönemlerde, özellikle üçüncü dünya ülkelerinde ortaya çıkan, yapay salgınlar için konuşulan yüzlerce teori var. Kuş gribi, Çin’de SARS, Afrika’da frengi ve son zamanlarda AIDS gibi. Herhalde bu da onlardan biri olsa gerek. Ama itiraf etmeliyim ki çok akıllıca ve emin bir yöntem. Fark edilmeyecek kadar içerden ve sinsice işleyecek olan bir yöntem. Bunu ancak Ahriman (bizim deyişimizle İblis) akıl ederdi.
Zaten artık ilerleyen teknoloji ile dünyamız Ahriman’ın çöplüğü haline gelmiş durumda.
İşte berbat planlarından bir tanesini daha buruşturdu ve çöp kutusuna attı.Bizlerde derhal benimsedik ve yaygınlaştırıyoruz.
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır. (Fatır Suresi, 6)
İnsanın yaratılışı öykülerinde anlatılan İblis’in “ben senden başkasının önünde eğilmem” cümlesiyle başlayan hikayesi için çok fazla irdelemeye gerek yok sanırım.
Günümüzde yoldan çıkartılan insanın hikayesi büyük kitlelere yayılmış olarak, pek de keyiflice yaşanıyor işte.
Kitlesel cinayet sistemine hepimiz muhtelif şekillerde katkıda bulunuyoruz . Ucu teröre kadar dayanan aşırı idealizm , din savaşları , nükleer sistemler, silahlanma, elektrikli aletlerden internet ve cep telefonlarına kadar sözde yaşamı kolaylaştıran aletler.
Şimdi de, (ebolavirüsü planını harekete geçirene kadar) sigara paketleriyle sağlanacak olan bilinçaltı tahribatı. Etkili çözüm.
Tüm bunlara siyasi değil de ruhsal açıdan yaklaşırsak eğer, biricik dünyamızdaki insanlığın elektrikle aydınlanıp (!) aslında nasıl bir karanlığın içine düştüğünü görmemiz hiç de zor değil. Kutsallığını yitirmiş bir dünyada yaşadığımız ruhsal arayışlar! Şeytana oyuncak olmuş insanlar. Kimi omzundaki silahla, kimi yaptırdığı meditasyonlarla. Lambaları sonuna kadar açıp, karanlığı arttırmaya devam ediyorlar.
Sonuçta lafı fazla uzatmadan, esas konuya geri dönecek olursam, diyeceğim odur ki :
Hala sigara içmeye devam ediyorsanız, en azından sigara paketlerinizin üzerindeki yazıları saklayacak çareler bulun kendinize. Hiç olmazsa farkındalıksız kayıtları engellemek için , ölümcül komutları gözünüzün önünden uzaklaştırın lütfen !
İnanın ki, sigara içmekten değil olumsuz düşünceleri bilinçaltına yerleştirmekten telef oluyoruz çoğumuz.
Ruhsal konularda aydınlanıp, entelektüel konularda bilgilenirken, diğer taraftan bu bilgileri hayata geçirmek için kendinize bu iyiliği yapın.
Çünkü ruhsal dünyanın ve gezegenimizin sizlere her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
VE
“Sağlık ilahi hakkınızdır”