Uzun zaman önce, diyebilirim ki 5-6 yaşarında, her insanın birbirinden farklı olduğunu anlamıştım. Başlangıçta kabus gibi gelen bu durum; çünkü daima kendimi anlatma ve ifade etme ihtiyacı hissediyordum,  zaman içinde son derece eğlenceli bir hal aldı.

Kanımca her insanın beyni zaman zaman kısa devre yapar! Ve bence farklılığın zirveye ulaştığı an, işte bu kısa devre anlarıdır ve hayatta en eğlenceli olan şeyler de; çok şükür ve maalesef, bu devre içinde adeta gidip-gelen; artık nereye ise, insanlık halleridir…

Mesela yalan söyleyen biri, her nedense karşısındakini uyuttuğunu sanır. Çünkü kısa devre, devreye girmiştir bir kere ve kişi yalanı başkasına değil, gerçekle yüzleşmek istemeyen kendisine söylediğini külliyen inkar eder. Ve hatta iyi hissetmek adına yalanına beyaz, pembe, sarı, kara vs renk tanımlamalarında dahi bulunur!

Mesela insanoğlu ilişkilerinde çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini inkar eder, ki biz buna riya da diyoruz. Riya anındaki kısa devre şöyle işler: Az önce nefret ettiği kişi dahi insanın bir anda saygı ve sevgi duyduğu kişiliğe bürünebilir. Türk atasözlerinden biri “köprüyü geçene kadar ayıya dayı de” diyerekten bu durumu tüm açıklığı ile gözler önüne sermiştir!

Mesela olan ve herkesçe de olduğu bilinen şeyi inkar etmek bir başka kısa devre örneğidir. Kriz olduğunu “teğet geçti” diyerek inkar etmek, demokrasi var derken savunmasız öğrencilerin kaşını-gözünü yarmak, yolsuzluklar ayyuka çıkmışken “kanıtlayın” demek, nefreti gözlerinden okunurken “Allah-kitap”dan bahsetmek, barbi bebekleri seks objesi olarak tanımlarken “dini-pardon aklı-bütün” insan olduğunu söylemek bu tür kısa devrelere örnektir.

Mesela karşısındakini kendisinden daha aptal görmek bir başka kısa devre sorunudur. Şöyle ki, kişi yaptığı her türlü oyunbazlığı ve laf ebeliğini sadece kendisi yapabilir sanaraktan, beş saniyede yüzbeş Ali Canbazlık’la karşısındakine ve adeta bir kovboy edasıyla “hah, salak” der ve nişan alır… Sanır ki, karşıdaki salak… Ehhh, salak insanın kısa devresi herkesi salak sanmak olur elbette!

Mesela kendi kusurunu veya iç geçirdiği şeyleri karşıdaki insana yüklemek bir başka kısa devre sorunudur. Üçkağıtçıya göre, kendisi hariç herkes üçkağıtçıdır… İçinden geldiği gibi flört edemeyen, flört edebilen herkese “orospu” ön tanımlamasını yapıştırır… En güzel kadına sahip erkek “zengin” olmasa bunu yapamaz… En yakışıklı erkeğe sahip olan kadın “kaşarlanmıştır.”

Mesela dünyadaki herkes ve her şey kötüdür… Bu çok vahim bir kısa devredir çünkü kimin ne zaman iyi ve ne zaman kötü olabileceği “an” ve saplantı meselesidir!

Mesela aşk “o kadın” veya “o erkek”tir…

Mesela başarı “o statü”dür…

Mesela mutluluk “guru”nun elindedir…

Mesela “huzur” istenilen tek şeydir…

Mesela “güç” paradır…

Mesela ben, ben değilimdir de… Uzaylıyımdır!

Hahhhh…Beynin kısa devre halleri…Onlar saymakla bitmez…

Ama hayatı eğlenceli kılan da, bu hallerdir…Şimdilik!

Deniz Kite