Kanserojen gıda yok, Nutella da değil.
İnsan, düşünceleri yüzünden kanser olur.
4.2.2015’te yazmışım, yorumlarda tamamı da var: “Aslında kanserin sadece iki nedeni var, ve ikisi de aynı anda mevcut olmalı, biri yetmez.
Birincisi, modern uygarlığın empoze ettiği, karşılıklılık kalıbı, ki daha çok, iyiliklere borçlanma şeklinde olur.
Ve, ikincisi, içerleme, içinizden itiraz edip, üzüntü ve kırgınlıklarınızı ifade etmek yerine, sessiz bir diyalogu tercih etmek.
Bu ikisi aynı anda varsa, hücreleriniz, isyan eder, ve ayrılıkçı teröristler gibi, bedende kurtarılmış bölgeler oluşturmaya çalışırlar.
Ezoterik tıpta, “insan doğadaki kanserli hücredir, tıpkı onlar gibi, ele geçirmek istediği doğayla beraber öleceğinin farkında değildir” denir.”
Elbette en mutlu gıdalar, mutsuz edilmemiş besinler.
2.6.2016’da da şunu yazmışım, yorumlarda tamamı da var: “Asıl mesele şu, gıdalarımız mutlu mu?
Yediklerimizin mutluluğu ne kadar işkence gördüklerine bağlı.
Buğdaydan tavuğa, meyveden balığa, besinler ne kadar az dönüşürse, o kadar iyi.
Fiziksel dönüşüm de bir yere kadar, ama kimyasal değişim besinler için daha büyük işkence.
O besinlerin molekülleri mutlu değiller, ve hücrelerinizi de mutlu edemezler.”
Kanser olmak istemiyorsanız, iyiliklere borçlanmayın ve itirazlarınızı dile getirin.
Beslenmenin konuyla hiç ama hiç ilgisi yok,
Yediklerinizle ilgili duyduğunuz suçluluk duygusu, sizi o besinlerden daha fazla hasta eder.
Ama iki kaşık harikadır da, bütün Nutella kavanozunu ruhunuz yer.
Aç olan odur.
Ruhunuzu doyurmak için insanlara yardım, insanlığa hizmet etmek çok daha iyi.
Bütün lezzetler bizim.
Dünyaya lezzetleri deneyimlemeye geldik.
Hepsini doğru miktarlarda tatmazsak, boşuna bir ömür yaşarız.
Hayat güzel, Nutella da, bütün hazlar ve keyifler de güzel.
Yeter ki, zihniniz sizi hasta etmesin.
Lezzetlerde buluşalım…