Araştırmak istediğim cümleyi Google’a Türkçe, bir de üstelik tırnak içinde “Bebek bezlerinde kullanılan kimyasallar” diye girdim. Sonuç?! Pek tabi ki neredeyse sıfır! Onun yerine evimizde kullandığımız kimyasallar geldi, hani neresinden baksan kötünün iyisi…
Sonra konuyu yine, yeni ve yeniden İngilizce araştırdım, gelen sonucu yorum yapmamaya çalışarak yazacağım çünkü BPA konusunda sövdüğüm, lanet ettiğim ne varsa bu konuda da geçerli. Ancak bir farkla, bu sefer olayın doğaya olan zararını da işin içine katmış bulunmaktayım. Bence, işin en tatmin edici bölümü de burası zaten.
Bir kere, İngilizce kısmında, Türkiye’deki “Artık annelerimizin bebek bezi yıkama zamanı bitti, yaşasın özgürlük, yaşasın kadın haklarıııı!” gibi bir bakış açısı yok onu söyleyeyim. Çok ciddi bir şekilde çevreyle ve bebeğinin sağlığı ile ilgilenen insanlar (babalar da dahil ve forumlarda yazılan yazılana) tekrar kullanılacak bebek bezlerine kaymış vaziyetteler.
Benim için değişiklik yaratma ve yıkanabilir beze geçme fikri, bir kullanımlık bebek bezlerinin doğaya verdiği zararı okuyunca hemen yerine oturdu, fakat kendi rahatından daha önemli olan hiçbirşeyi dikkate almayan yeni dünya düzeninde yaratılmış anne adayları ve halihazırdaki annelere kimyasal olarak neler oluyoru yazayım da içim rahatlamış olsun. (Oh olsun, öyle hep kendini düşünen bakış açısına!)
Çevre faktörü ile konuya girelim…
Bir bebeğin iki buçuk yılda kullandığı bebek bezi sayısı aşağı yukarı 6000 iken, aynı zamana yayılmış ve atılmayan bezlerin sayısı 25 ile 50 aralığında ki bence o sayı bile abartılmış. Yani, yıkanabilir bebek bezini ben kullanım açısından şu şekilde oturttum, günde beş tane diyelim. Bir grubu yıkayıp kuruması için bırakalım, ikinci grup da aynı sayıda olsun hadi hadi elimizde 12 tane olsa yeter de artar bile.
Bilgilere devam… 2.5 yılda bir bebeğin atmosfere bıraktığı zarar 2010klm ile 3540klm petrol yakan araca eşit.
Dünya yılda yarım trilyon bebek bezi çöpü çıkartıyor. Bu, İngiltere’de %4 katı atığı oluşturan miktar, pek tabi ki Türkiye için böyle istatistiklere erişmek bile imkansız.
Doğa insana karşı dava açabilseydi herhalde insanoğlu altından kalkamayacak tazminatlarla karşılaşacaktı. Günde dünyanın aşağı yukarı ürettiği bebek bezi atığı 1.4 milyar!
Bebek bezinin dış çeperini oluşturan ve sızmayı engelleyen kısım polipropilin denilen plastik malzemeden yapıldığı için doğada elimine edilmesi 500 yılı buluyor. Düşünebiliyor musunuz, bizlerin düşünmeden kendi rahatımız adına attığı her bir bebek bezi, yaşadığımız ortamın içine ediyor.
Bebek bezinin %70’lik kısmı kağıt. Yıllık olarak 1 milyar ağaç bu iş için kesilmekte. Ormanların tekrar yerine konulması, ağacın işlemden geçirilirken maruz kaldığı aşamalar, kullanılan mekanik enerji ve suyun dünyaya faturası yıllık 50 milyon dolar.
Bütün bunlar karşılaştırıldığında bir kullanımlık bezlerin tekrar kullanılan bezlere göre 10 kat daha fazla dünya kaynağını kullandığını söylemek mümkün. Ayrıca katı atık olarak da %70 daha fazla.
2008’de İngiliz Hükümetinin yaptırdığı bir araştırmada, ikinci çocukta dahi kullanılabilen yıkanabilir bezler ile global ısınmada %40 lık bir fayda sağlamış. Bu ise yılda 200 kg. karbondioksit üretiminin yapılmaması anlamına gelmekte.
Gelelim bir de işin kimyasal taraflarına. Hadi dedin ki “Bana ne dünyayı ben mi kurtaracam?!” Böyle dendiğinde bana da gelenler geliyor ama olsun, sakince anlatmaya devam edeyim…
Şimdi. Tek kullanımlık bezlerin en fazla tanınanlarının web sayfalarına gittiğimizde kullanılan hammaddelerin neler olduğunu görebiliyoruz (burada Huggies, Pumpers belki Türkiye’de Ultra Prima ile aynı bilmiyorum…) Bu maddelere tekrar bakalım; kağıt benzeri ağaçtan elde edilen fiber ve süper emiciliği sağlayan poliakrileyt (polyacrilate) ve diğer malzemeler poliproplin, polyester ve politlin.
Bu sentetik maddelerin hepsi, bezin popoya oturmasında ve sızdırmanın önlenmesi açısından olmazsa olmaz. Elastik bandların yapımında kullanılan madde bebeği rahatsız etmeden bezin bel kısmına oturmasında kullanılan ve yine sentetik lastik. Biliyorsunuz lastik rubber palm denilen ağaçlardan üretiliyor, Malezya bu işin kompetanı konumunda…
Neyse, işte tek kullanımlık bezlerde yine bunun sentetiği, yani insan yapımı versiyonu kullanılmış. Tabii üretici bu listeyi verdikten sonra ürünlerinin ne kadar hava aldığını ve bebeğin derisini ne kadar rahat tuttuğunu falan öne sürmüş.
Okuduğum linkte bu verilen hammaddelerin bir de iç yüzlerine bakalım;
Sodyum Poliakrilit: İdrarın jele dönüştürülüp hapsedilmesinde başrol oyuncusu. Ağırlığının yüz katı kadar sıvıyı içine alabilir fakat işin acıklı kısmı toksik şok etkisi yarattığı için 1985 yılında tamponlardan men edildi. Poliakrilit üretimi yapan sektörlerde çalışan iş gücünde dişil organ hasarı, yorgunluk ve kilo kaybı tespit edilmiştir. Ancak haftanın yedi günü yirmidört saati bu maddeye maruz kalan bebeklerin üzerinde yarattığı etki uzun vadeli olarak araştırılmamıştır.
Bak sen şu işe?! İnsan okudukça aklı yerinden oynayacak raddeye geliyor değil mi?
Hammaddenin bu akıl almaz emiciliği maalesef derinin kurumasına, ciddi boyutta pişik oluşmasına, cinsel organlarda (erkek ve kız) kanamalara sebep olmaktadır. Ayrıca kedilerde maddeyi soluma sonucu ölüm tespit edilmiştir.
Dioksin: İnsanoğlu üzerinde kansere sebep olan baş toksik madde olarak bilinmektedir. Kağıdın beyazlaştırılması işleminde ortaya çıkan dioksin doğum hasarlarına, deri problemlerine ve böbrek yetmezliğine sebep olmasıyla da tanınmaktadır.
TBT (Tribulitin): Bu hammadde 2000 yılında pampers ultra kuru bebek bezinde bulunmuştur. TBT bilinen en güçlü toksik hammaddedir. Savunma mekanizmasını yok eder ve hormonal dengeyi güçsüz kılar. Erkeklerde kısırlık ile ilgili bağlantısı üzerinde spekülasyonlar vardır.
İkslin (Xylene),Ethilbenzen(Ethilbenzene), Sitrin(Sytrene), Isproplin(Isproplene) gibi hammaddeler 1999 yılında rapor edilen ve Çevresel Sağlık örgütünün arşivlerine giren kimyasallardan yalnızca bazılarıdır.
Anderson Labaratuarı’nda bazı bebek bezi ürünleri ile fareler üzerinde yapılan deneylerde bezlerde kullanılan bir takım hammaddelerin astım krizi yarattığı, bronşite, göz, burun ve boğaz tahrişine sebep olduğunu saptanmıştır. Hatta bu semptomlar direkt olarak kimyasallarla özdeşleştirilmiştir, yani kullanılan kimyasalların direkt etkisi olarak ortaya çıktıkları tespit edilmiştir.
2000 yılında Almanya’da Keil Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada ise, bebek bezinin erkek testislerini vücut ısısından daha yüksek derecede tutması sebebiyle Batı Avrupalı erkeklerin üreme kabiliyetinde büyük oranda düşme tespit edilmiştir. (Tabi ki bu araştırma o bölgede yapıldığı için, yoksa dünya üzerinde bir de adı sanı belli olmayan bir sürü bebek bezi kullanan erkek çocuklarda da farklı bir etki olacağı düşünülemez bile!)
Proctor and Gamble’ın kendi yaptığı araştırmada ise pişik oranının tek kullanımlık bezlerle %7.1 den %61’e çıktığı tespit edilmiştir ( The Landbank Consultancy Limited 1991) Burada çeviri yaptığım yazar bu sefer de pişik kremi üreticilerine atıfta bulunmuş! Aman ne iyi yaşasın sizler de bu şekilde satışlarınızı katlayacaksınız anlamında.
Ben burada ilk yıkanabilir bez kavramını Mother Care’in kataloğunda Akıllı Bebek Bezi Sistemi olarak gördüm, aklıma bunları okumadan önce de denemeyi koymuştum. Sebeplerim arasında hem her gün dolan pis kokulu çöp ve atık olarak yüzlerce yıl kaybolmaması gibi başlıklar vardı. Bu kadar detaylı bilgiyi ise Avent’de yaptığım gibi araştırarak buldum. Plastiğe karşı çok ciddi bir şekilde alerjim olduğu, doğaya karşı sorumluluk duyduğum, evimde tüketimi elimden geldiğince ihtiyaçlar doğrultusunda yaptığım ve plastik tüketimini neredeyse sıfırlama çalışmaları yaptığım içindir ki bu değişim benim için büyük bir mutluluk oldu.
İlk aşamada tabi ki sistemin ne olduğunu hiç deneyimlemediğim için bilmiyordum. Türkiye’de bu konuda bir tek isim bulabildim o da Babynap. Burada aynı dikkatsiz tüketim kültürü geçerli olduğundan ilk önce elimin altındaki alışveriş merkezlerine baktım, mümkün değil yok! Güvenilecek ürün anlamında Mother Care benim için elzem oldu. Bu konu her zamanki gibi İngiltere’de bir dalga şeklinde sanki, deli gibi farklı ürün piyasada. Hatta tek kullanımlık ekofriendly bebek bezleri bile var! (-mış yani araştırınca öğrendim onu da)
Bu sistemde bir dış çeper (su geçirmeyen, cırtcırtlı) içine konan %100 pamuklu ve katlanabilir özellikte, iyi derecede su emen pad ve araya konulan ister yeniden kullanılabilir ister atılabilir liner denilen kısımdan oluşuyor. Annelerimizin kullandığı bebek bezlerinin çok daha gelişmiş ve emici hale getirilmiş, sızdırmayan dizaynıyla oldukça çekici. Evet, bebek kaka yaptığında ilk anlık tepki eyvah ne yapacağım olsa da zamanla onun sistemi de oturuyor.
Yeni nesil bebek deterjanları eko friendly (çevre dostu), düşük ısıda ya da soğuk suda bile gereken görevi yerine getirebiliyor. Eskisi gibi bebek bezi kaynatmak, ütülemek gerekmiyor. Çoğunlukla çıkan bez idrar zaten, onu suya basıyorsun gün bitene kadar, dışkılı olanı ise ben önce akıtıyorum, ardından ayrı bir kaba basıyorum. Akşama doğru hepsi tertemiz bembeyaz çıkıyor o sudan, ardından gerekiyorsa makinanın en kısa programında ki beş dakika sürüyor, narin çamaşır yıkama sıkma ve durulama programında yarım olarak çalıştırıp asıyorum, oldu bitti.
Hepimiz aşağı yukarı bebeğimizin kaka dengesini anlamışızdır, o dönemlerde tek kullanımlık incecik tuvalete atılabilir liner’ı koyuyorsun, kaka mı yaptı o parçayı alıp sifonu çekiyorsun, bitti! Yanlara falan bulaşmış olmasına böggghhhh! yapanlara eğri oturup doğru konuşalım derim, çünkü ben en pahalısından kaç tane bebek bezinde yine oraya buraya bulaşmış kaka temizlediğimi biliyorum. Çok da aman aman bir iş değil yani!
Eskilerde olduğu gibi öyle en ağır programla makinayı 90 derece ile falan çalıştırmak, ardından öfür pöfür ütü yapmak tarihe karışmış vaziyette. O yüzden bana hemen psikolojideki sebep bulma tekniği ile suyu ve deterjanıyla aynı mantığa geliyor safsatası da yapılmasın, hayır elde yıkama ve en kısa programla bir kere çevirmeyle hiç de öyle olmuyor. Denendi onaylandı!
Artık dönem internet dönemi. Araştırın derim. Mother Care’in sisteminde memnun kaldığım noktalar dış çeperin (outer) çok çabuk kuruması, pisliği içine hapsetmemesi, padin katlanır olması sebebiyle yine açılıp hemen kurutulabilmesi, sızdırma yapmaması… Ancak sırt ve ön kısmında biraz sıkıntı yarattı lastik kısmı, olsun ben ona da çare buldum.
Ve sonuç? Yaklaşık bir aya yakındır kaka ve çiş dolu kokulu çöp torbama, doğaya yollanan 500 yılda ancak çözülebilen pis atığa elveda dedim. Kendimi çoook iyi hissediyorum. 🙂
Sizi tebrik ediorum cok aydinlatici bir yazi olmus tesekkurler???